uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ve Bir Damla Daha

Sabrın son demlerini yudumladığı anlardan biriydi
Göz kapaklarıma ağır gelen ve kirpiklerimde sallanan bir damla yaşın acısını ölçüyordu yüreği
Beklentilerin yanında kaçıp giden umutların ayak sesleri yükseliyordu geceye
Yıldızlardan habersiz gezinen ay? a inat tenhalığın alası kol geziyordu
Tepemde koca bir bulutun gölgesi ve rengi de siyahtan daha beterdi
Önümü kapatmış gözlerimdeki feri çalmış gibi dört yanımı esir almıştı
Hangi gerçeğin yada hangi rüyanın kolları sarmıştı beni merak konusu
Hayatı inadına yaşayan ben kimin gözünden düşmüştüm böyle
Avuçlarımdaki terlemenin sonu neyere kadar gidecekti sabırsızlıkla bekliyordum
Derken kulaklarım çınladı
Aklımdan hiç çıkmayan yüreğin geldi bir anda odama
Misafir ettim onu her zaman ki koltuğuna
Takıldım sonra da herşey güzel de gecenin sabahlamaya yüz tutmuş saatlerinden nerden aklına düşmüştüm Bak yine telaşlandırdın beni kömür gözlüm hayırdır inşAllah
Oysa ki nasıl bırakmıştım seni bilinmezin yollarına hala aklımda
Vedayı istemeyen yüreğin bensizliği nasıl yaşıyordu bu zaman aralığında
Kaçtığının korkusu ne olarak düşüyordu gününe
Merak ediyorum seni
Yüzündeki tebessümü ellerinin sıcağını ve bakışlarındaki gizemi
Hala hayallerde kalan bir gerçeğin kahramanı yüreğim
Acabalarım birikiyor her saat bunu günlere bölmek hiç aklımın işi değil biliyormusun
Gittikçe büyüyen bir yara gibi geleceğime düşmüşken nasıl olacaktı bu nasıl
Neyse; hayat neyi yaşatırsa bende yaşamaya mecburum
Her gün bir umutla uyanmanın zevkini hiç bir şeye değişmem
Ne kadar yanımda olmasan da ne kadar kader bize pusu kursa da ben yitirmediğim hayallerimle sendeyim
Aklıma düştükçe hevesle beklediğim kömür gözlerin gecelerime kaçamak sızan senli düşlerin izi hep bir yanımda Sabahlarımda zorla yatağından kazıdığım bedenim öyle alışmış ki yokluğuna varlığını düşünmek bile zor geliyor bana
Nerden nereye gelmişim böyle
Bir damla yaş sürükleyip götürmüş sensizliğin senli yanına baksana
Gelecek ve geçmiş birbirinden hesap sorarmışçasına savaşta
Varlığına inanan yanım yokluğunu hissettiren gerçeğe kurşun sıkıyor her defasında
Ne yapmalıyım peki soruyorum sana
Uzağımda kalan seni hangi kefe?nin içine kormalı yada ortalığa salmalıyım
Hadi ! uzat ellerini gitmemecesine
Sığındığım limanım olsun kolların ve sıkıca sar dünlerin izleri silinsin
Sevdanla her mevsim sende son bulsun bizde biriksin her defasında olmaz mı?
Bedava bir hayal kurdum senden habersiz tıpkı bir zamanların kapında bıraktıkları gibi
Hadi ! bir kez daha süzülmesin yaş
Gözümden gönlümüze değecek kalbimizden geçecek bir köprü kur aramıza
Umutla aşkla ve bizimle
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sen yoksun.........
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir......
...Çırpınıp pırpırlanması.....
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider..
Boşuna yorulur yollar..
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki..
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki ...

Aziz Nesin
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

YUVA

Yanyana geldikçe daha uzak
Birlikteyken daha kimsesiz
Bir ağırı sızım sızım yeri belirsiz
O da yalnız
Ben de yalnız
Acılar tütüyor bacamızdan
Görünmeyen taş duvarlar örmüşüz
Duvar olduk kendimize kendimiz
Ne yana dönsek
Kendimize çarparız
Aziz NESİN
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
Onlardan kalbime sevda geçmiyor
Ben yordum ruhumu biraz da sen yor
Çünkü bence şimdi herkes gibisin

Yolunu beklerken daha dün gece
Kaçıyorum bugün senden gizlice
Kalbime baktım da işte iyice
Anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
Maziye karıştı şimdi yeminim
Kalbimde senin için yok bile kinim
Bence sen de şimdi herkes gibisin

Nazım Hikmet
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Aramızda şairlerinde olduğunu görmek ne güzel.! Devamını bekliyoruz İrem hanım.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

DOĞUM

(Leyla'nin doğumu için Mecnun'un sonradan söylediği)



I.



Çiğ düştü göklerden

Ve bir bahar günü doğdun sen



Güvercinler geçti menekşelerden

Ve bir bahar günü doğdun sen



Kendi kendine ayna olan nergislerden

Leylakların gün doğuşu ürperişinden

Zambakların kıyı kıyı bakışından

Geldin sen

Ve rüzgarlar karları süpürdüğünde

Ve insanı çıldırtan kuş sesleri işitildiğinde

Birdenbire aydınlandı annenin yüzü

Ve bir bahar günü doğdun sen



İlkin horozların gözüne göründün

Dünyaya haber verdiler ötelerden

Baban yeni dönmüştü eve ıraklardan

Birden aydınlandı annenin yüzü

Ve bir bahar günü doğdun sen



Marta bakan biliyordu geleceğini

Nisana bakan görüyordu alaca renklerini

Kızıl ve yeşil seherini

Mayısa bakan buldu seni

Ve bir bahar günü doğdun sen



Sana Leyla dedim Suna dedim şiirlerde şarkılarda

Gerçek adın bir fısıltı gibi kaldı ağızlarda dudaklarda

Çatlar yüreğim bir nar gibi o sırrı anar da

Avunurum doğumundan gelen muştulu armağanlarla

Melekler gökten geldi armağanlarla

Ve bir bahar günü doğdun sen



Bir bahar günü doğdun sen

Baharın ta kendisi oldun sen

Şimdi her baharda doğan çocuklarla

Sen en aşılmaz boya tenlerinde saçlarında

Sen görünür görünmez ufuklarda

Karlar erir erir kaçar kaçar da

Gökler yağmur biçiminde güler ağlar ağlar da

Güneş öğünerek yansır yansır da sularda

Gelirsin her baharda

Bir diriliş gibi ölü dünyaya

Ölüler gölgenden ateş ala ala

Ekilip biçilip yankı yapa yapa

Yaz sıcaklığından arta arta

Birer birer çıktılar gönlümüzün aynasına tarlasına

Ki bir bahar günü doğdun sen



Güller dönüştüler yatak çarşaflarına

Leylaklar yaklaştılar korka korka

Nergisler benliğimizin ortasından baka

Gelip fon oldular insanın

Bir kere daha

Sende yeniden yaratılışına

Bir bahar hali yaratışına



Bir bahar günü doğdun sen

Baharın ta kendisi oldun sen





II.



Sonbahar benim ölümüm kırmızı kırmızı yanışım karaağaçlarda

Senin ak doğumunu daha çok ortaya koymak için

Toplayıp gelişim güzü bütün sarılarımla loşluklarımla

Çürüyen solan evrenin karşı koyuşu

Senin baharda doğusunun anısına



Ah o ne sıtmadır güneşteki sıtma baharda

Her an senin doğumun yaşamaktan gelen

Ve güzün güneşte bir kuruyuş bir dağılma

Benim ölümümden gelen haykırış ve ağlayışlarla

Bir ömür boyu oldum salt ölüm kemiği

Parlamak için senin doğumundan gelen fosforlarla

Eve girmekte geç kalan çocuklar görecektir geceleri

Aşk baharının sessiz direnişini

yanıp duran ışıklarda



Yaz güneşi biriktirdi biriktirdi

Sonbahar yapraklarda delirdi

Kış derin çizgileriyle devrildi

Bahar gül tanklarıyla çiçek çağlayanlarıyla belirdi

Ve bir bahar günü doğdun sen


Sezai Karakoç
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=10pt]Uçuyorum

Bir yudum özgürlüğünde
Bulutların kollarında uçuyorum
Kalbim boş, gönlüm hoş
Yalnızlığın beyazında
Mutlu ve sarhoş
Gönülden kanatsız
Uçuyorum uçuyorum ...

A Avcı
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Ben Aşkımı Arıyorum Ey Dostlar

Daha olgunlaşmamış iken,
Henüz baharında yaşıyor iken,
Turfanda mevsimsiz aranan
Meyve tadında iken,
Bitmeyen vazifeler,
Reddettiğim sorumluluklar var iken,
Ama........ Ama....
Ben aşkımı arıyorum ey dostlar.
Uykusuz geçecek geceleri
Hesaba katmaz iken.
Adını lugatımdan çıkartmamak için...
Ben aşkımı arıyorum a dostlar.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Gözlerin İstanbul Oluyor Birden
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.
Akşamlardan, gecelerden, senden uzağım
Şiirlerim rüzgardır uzak dağlardan esen
Durgun sular gibi azalacağım
Bir gün, birdenbire çıkıp gelmesen.
Şarkılarla geleceksin, duygulu, ince
Yalnız gözlerime bak diyeceksin.
Ellerim usulca ellerine değince
Kaybolup gideceksin
Bir elim seni çizecek bütün pencerelere
Bir elim seni silecek.
Kalbim: Ebemkuşağı; günde bin kere
Senin için yeni baştan can kesilecek.
Ne güzel seni bulmak bütün yüzlerde
Sonra seni kaybetmek hemen her yerde
Ne güzel bineceğim vapurları kaçırmak
Yapayalnız kalmak iskelelerde.
Seninle bir yağmur başlıyor iplik iplik,
Bir güzellik doğuyor yüreğime şiirden.
Martılar konuyor omuzlarıma,
Gözlerin İstanbul oluyor birden.

Yavuz Bülent Bakiler
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

ANLAYABİLİRMİSİN SEN..


uzun soğuk kış gecelerinde..
kendisinden başka dinleyeni olmayıpta
duvarlarla konuşanın halini..
ANLAYABİLİRMİSİN SEN

kırık dökük tencerede,kuru ekmekten başka
yiyeceği olmayan ,
etrafına toplanıpta paylaşamayan
o çocukların halini
ANLAYABİLİRMİSİN SEN


el bebek gül bebek bayramlarında
şen şakrak oynayan çocukların yanında
bir köşede boynunu bükmüş gözü yaşlı
o masumun halini..
ANLAYABİLİRMİSİN SEN

yazın plajlarda,kışın barlarda
elinde içki kadehi
eşitlik lakırdısı yapanların yanısıra
kucağında bebesiyle, soğuktan hıçkıran
o çaresiz ananın halini
ANLAYABİLİRMİSİN SEN


cebinde beş kuruş parası olmayan
evinde açlıktan çocukları ağlayan
yeni başlayan bir günü ölümden sayan
o yoksul babanın halini..
ANLAYABİLİRMİSİN SEN

E Yeşil
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bazıları yanlış yerinde durur hayatın
Eskimiş levhalara sıkı sarılır
Umulur ki dev olacak gökyüzüne
Oysa gökyüzü bir işaretle de yarılır

Acımış fındık tadıdır ihanet
Geceleyin kelle götürür/ kelle getirir
Bıkılır herşeyden zamanla alışmak kadar
Ey hayat
Meğer ki ifşa
Ağır bir yenilgi gibidir

S Küpçük
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Yalnız Ağlanmaz

yalnız ağlanmaz

kalbin tonlarca yükü
doğurgan göçü vardır.
kum,fırtınasına öpülür
yol yolcusuna
kim gidişlerin yalnız kahramanıdır
kim kalır tek başına?

hadi bağdaş kur
her çığlın hatırayla ve ağla
yalnız ağlanmaz
yalnız kalabalıklar ülkesidir
okyanusya..

yalnız ağlanmaz demiyorum..
yalnız ağlanmaz
çoktur gündüzün yıldızları
geceden
göktür gizleyen yıldızları
uzun hicranların mazisi ölümsüzdür
ölüm bir kandırmaca hatıralara inat
vaazını yağmurdan sunmazsa hayat

sevincine yapamazsa katık
hüzünleri / ölüm lüzumsuzdur
o vaktin senfonisi kilitlenir
yoğurur aklı yürek
mayalanır düş,ufuk,gelecek ve zaman
kaç kat demirlendi sema
toprak kaç arşın cana?

her izbe köşenin
dağ gibi hatırası vardır
sahibi vardır
çığlıktan,nefesten ve umuttan
izbe deyip geçme
kundağı cefadandır
yalnız ağlanmazlık nöbeti tuttu diye
göz çukurları ummandır.

ilk damla gök gürültüsüyle gelir
yalnız ağlanmaz

yalnızlık en yalnıza da uzaktır.

İbrahim Hakkı Gündoğdu
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İrem35 ' Alıntı:
Tanrı' nın estetik merkeziydi koza,

tırtıl girip kelebek çıkılan;

ki bu bir mesajdır aslında;

anlayana,

bu dünyada güzelleşen

herşeyin ömrü çok kısa ..


İrem TEKİN
:)
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Çıkrık Türküsü

Gözlerindeki kör kurt
Yüzümdeki boşluğu kemiriyor
Ayrılırım derken
Göğsüne yasladığım alın yazımdan

İşte bu çıkrık türküsü
Gece eğirenlerin kulaklarında
Sen ki
Topraktan söküp almalısın
Yağmurun yontusunu
Uykularımı üşütüyor
O mermer ıslaklığı
Koynundaki isimler
Aramızdan sızıyor bunca zaman
Kan?.

Bize denk düşen söylevci
Hangi çağın karanlığına gömüyorsa önermemizi
Eksik bir ateştir kanıtı
Bu alt perdesi örtülen suskunluğumun
Ezbere bir tarih atlısı tozu dumana katıyor
Uzak kentlerin uzun uzadıya gecesinde
Rahvan?

Konuşuruz bir gün
Penceremin buğusuna yazdığım adının
Ellerimde kalan ıslaklığından

Açık tut yaralarını Gönül
Şiirdir parmak uçlarında acıyan?

Z G Kaya
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Yıkılma Sakın

Sana durlanmış kelimeler getireceğim
pörsümüş bir dünyayı kahreden kelimeler
kelimeler, bazısı tüyden bazısı demir
seni çünkü dik tutacak bilirim
kabzenin, çekicin ve divitin
tutulduğu yerden parlayan şiir. İ. ÖZEL
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Aşkı Bulurum

Öpüşün karanfil kokardı aşkı bulurdum
Işık hızını geçen bir uçakta aşkı
Bulutlar tükenir kuşlar görünmezdi
Yitip giderdi altımızda nice denizsiz kent
Çelik gürültüleri arasında sayısız çiçek

Mutlu ederdim seni kadınım olurdun

Seninle ikimiz ilkyaz gibiydik
Sevda avcumuzda tuttuğumuz gül yaprağıydı
Uzayda bıraktığımız ayak iziydi
Güzelim, hangi güç durduracaktı bizi
Hangi güç ince parmaklarının hünerini

Aşka izin yoktu, gün soldu kuşluk vakti
Usul usul konuştuktu hani
Aşkı savunanları düşen bir kenti savunur gibi
Bütün sahici aşkları konuştuktu
Leyla ile Mecnun'u, Elsa ile Aragon'u
Yani ikimizle yarının ölümsüz olduğunu

Giyilmemiş çamaşırlar gibi kokardı aşkın
Güzelim benim bir tanem
Sırasında hazırdın onarmaya
İşkencedeki insanın incinen onurunu
Yaşadığımız günü, tutsaklığı, bugünü
Buğular içinde yüzen geceyle gündüzü

Işıkları yalandı kederle akardı kent
Ne kadar da güzeldi kışı, sisi, ayazı
Güzelim benim, bir tanem, yanımda sen olunca
Özlenirdin anlıyor musun
Bir karanfile baka baka uçarılaşırdın
Yitirmeden henüz aşkı, ilkyazı
Saçların çiçek tozu, çam kokusu
Sende düğümlenirdi bir uçumluk tadı çocukluğun

Ahmet Ada
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bir şey var aramızda
Senin bakışından belli
Benim yanan yüzümden.
Dalıveriyoruz arada bir.
İkimiz de aynı şeyi düşünüyoruz belki,
...Gülüşerek başlıyoruz söze.

Bir şey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek.
Fakat ne kadar saklasak nafile
Bir şey var aramızda,
Senin gözlerinde ışıldıyor,
Benim dilimin ucunda.
 
Üst