Odalar Siyaset ile Değil Meslek Mensubunun Sorunları ile İlgilenmeli

  • Konbuyu başlatan akin94k.t.m.l.
  • Başlangıç tarihi
A

akin94k.t.m.l.

Ziyaretçi
Artık bıkkınlık vermeye başladı bazı odalar siyasi parti gibi çalışıyor.

8 mart dünya emekçi kadınlar günü ya böyle bir gün varmı 8 mart dünya kadınlar günü değilmi benmi yanlış biliyorum


Sadece bir örnek bu Hatta bazı zamanlarda hangi partiye oy vereceğinize dair mesaj bile geliyor
 
Ynt: odalar siyaset ile değil meslek mensubunun sorunları ile ilgilenmeli

Türkiye' nin en büyük sorunlarından biridir bu.Zaten bu zafiyeti yenebilseydik, Türkiye süpergüç olurdu ;D

Örnekleri bizim meslek odalarımızda da var.Çok aleni olanlarından biri;
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası tarafından, İstanbul Çağlayanda yapılan Cumhuriyet Mitinglerine katılmamızın gerektiğini ikaz! eden cep telefonu mesajları gelmişti.
 
Ynt: Odalar Siyaset ile Değil Meslek Mensubunun Sorunları ile İlgilenmeli

Sayın akin94k.t.m.l.

Siz yanlış biliyorsunuz Dünya emekçi kadınlar günüdür.
Herkes bir taraf olmak durumundadır. Tarafsız ve tavırsız olmak öyle kuru kuru bir topluluk olmak demektir. Odalar futbol hakemleri değildir.
Ancak size katıldığım konu Odaların ilk ve asli görevi üyeleriyle ilgili çalışmalardır.Öncelikle üyelerinin haklarının korunması, düzenlenmesidir. İşin bu kısmı eksik kalınca, taraflı olunan siyasi konular rahatsız edici olmaktadır.
Ülkemizle ilgili kararlar verilirken bu kadar kalabalık üyeye sahip bir kuruluşa fikri sorulduğunda yada fikrini beyan etmesi gerektiğinde bana ne kardeşim ben tarafsızım mı diyecek? Zaten örgütlü olmanın ruhuna ters bir bu.
Merak edenler için Dünya emekçi kadınlar günü hakkında bilgi;8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde 40.000 dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 100 bini aşkın kişi katıldı.

26 - 27 Ağustos 1910 tarihinde Danimarka'nın Kopenhag kentinde 2. Enternasyonale bağlı kadınlar toplantısında (Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı) Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart 1857 tarihindeki tekstil fabrikası yangınında ölen kadın işçiler anısına 8 Mart'ın "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanması önerisini getirdi ve öneri oybirliğiyle kabul edildi.

İlk yıllarda belli bir tarih saptanmamıştı ve değişen tarihlerde fakat her zaman ilkbaharda kutlanıyordu. Tarihin 8 Mart olarak saptanışı 1921'de Moskova'da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı'nda gerçekleşti. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı yılları arasında bazı ülkelerde kutlanması yasaklanan Dünya Kadınlar Günü, 1960'lı yılların sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nde de kutlanmaya başlanmasıyla daha güçlü bir şekilde gündeme geldi. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 16 Aralık 1977 tarihinde 8 Mart'ın "Dünya Kadınlar Günü" olarak kutlanmasını kabul etti. Sendikalar yıllarca bu önemli günde kadına yönelik ayrımcılığı daha güçlü olarak dile getirdi.

Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez 1921 yılında "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlandı. 1975 yılında daha yaygın olarak kutlandı ve sokağa taşındı. "Birleşmiş Milletler Kadınlar On Yılı" programından Türkiye'nin de etkilenmesiyle, 1975 yılında "Türkiye 1975 Kadın Yılı" kongresi yapıldı. 1980 Askeri Darbesi'nden sonra dört yıl süreyle herhangi bir kutlama yapılmadı. 1984'ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından "Dünya Kadınlar Günü" kutlanmaya başlandı.

Kadına karşı şiddet ve 2007 itibariyle dünyadan veriler
Kadınlara karşı şiddet dünyada en yaygın, ancak en az cezalandırılan suçtur.
Tahminlere göre 113 ile 200 milyon arasında kadın demografik olarak ?kayıp? (yok) görünmektedir. Ya doğar doğmaz öldürülmüşler (erkek çocuğun kız çocuğa tercih edilmesi) ya da erkek kardeşleri ve babalarıyla eşit derecede gıda ve tıbbi olanaklara ulaşamamışlardır.
Fuhuşa zorlanan ya da bunun için satılan kadınların sayısı yılda 700.000 ila 4.000.000 arasındadır. Cinsel kölelik düzeninden elde edilen kazançlar yılda tahminen on iki milyon dolardır.
Küresel olarak, daha büyük oranda on beş ile kırk beş yaş arası kadınlar erkek şiddetinin sonucu ya da kanser, sıtma, trafik kazaları veya savaşa bağlı olarak sakat kalmakta ya da hayatını kaybetmektedir.
En az üç kadından biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da hayatı boyunca başka türlü suistimal edilmiştir (tecavüz, kötü davranış). Genellikle, suistimal eden kişi aileden bir üye ya da kadının tanıdığı bir kimsedir. Ev içi şiddet, bölge, kültür, etnik köken, eğitim, sınıf ve din ne olursa olsun kadınlara karşı en yaygın suistimal şeklidir.
Dinsel, kültürel vb. nedenlerle yılda iki milyondan fazla kız çocuğunun genital organlarına hasar verilmektedir (kadın sünneti). Bu oran, 15 saniyede bir kız çocuğudur.
Sistematik tecavüz dünyadaki birçok çatışmalarda bir terör silahı olarak kullanılmaktadır. Ruanda?daki 1994 soykırımı esnasında 250.000 ila 500.000 kadının tecavüze uğradığı tahmin edilmektedir.
Araştırmalar, kadına karşı şiddet ile HIV virüsü arasında yükselen bağlantıyı göstermekte ve HIV bulaşmış kadınların daha fazla şiddete maruz kaldıklarını, şiddet kurbanlarının da HIV bulaşma risklerinin daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
 
Ynt: Odalar Siyaset ile Değil Meslek Mensubunun Sorunları ile İlgilenmeli

Sibel hanım bu günün ortaya çıkışı dediğiniz gibi olabilir ama şu anda çalışanı ,çalışmayanı,dini dili ırkı farketmeden bütün dünyada kadınlar günü olarak kutlanmakta.Odalar taraf olabilirler ama sadece kendi alanalarında kendi üyelerinin haklarını korumak açısından taraf olurlar şu anda 3568 sayılısı yasadaki siyaset yasağına aykırı olarak çalışıyor çoğu oda.Odalar meslek mensubunun hakları açısından görüş bildirdiklerinde veya taraf olduklarında bütün meslek mensupları tarafından desteklenebilirler. Ama odaya kayıtlı üylerinin hepsinin siyasi görüşü aynı değildir birleştikleri tek yer mesleğin daha iyi yerlere gelmesi meslek mensuplarının daha iyi şartlarda çalışması ve gereken saygıyı görmeleridir.

Biz yürüyüş yapabiliriz,mitinglere katılabiliriz, odanın çağrısı üzerine ama ne ile ilgili meslek ile ilgili örneğin b formları ile ilgili kdv lerin ayrılması ile ilgili yürüyüş yapabiliriz miting düzenlenebilir.

Şu anda iktidar da bulunan parti ile biliyorsunuz bazı odaların siyasi görüş farkı var Bu yüzden odalar ve birlik mektup gönderiyor b formları kdv dahil olsun böyle zor oluyor diye hop b formları aylık oluyor.

Herkes kendi siyasi düşüncesini yansıtan bir parti bulabilir o siyasi partilerde her türlü siyaseti yapabilir ama bunların yeri meslek odaları değildir.
 
Ynt: Odalar Siyaset ile Değil Meslek Mensubunun Sorunları ile İlgilenmeli

akin94k.t.m.l. ' Alıntı:
Herkes kendi siyasi düşüncesini yansıtan bir parti bulabilir o siyasi partilerde her türlü siyaseti yapabilir ama bunların yeri meslek odaları değildir.

Doğru,
Bundan kurtulmanın yolu da delege seçimlerinde DİNAZORLARDAN uzak durmaktır.Şimdiye kadar tavırları ile mesleğe sadece zarar vermekteler..... Yeni bir şey yapamadıkları gibi, meslek adına bir katkıları da olmamıştır. Delege seçimlerinde yeni isimlerin önünü açalım....
 
Üst