fonradar

Şirket Sahibinin Ev/işyerinin Kiralanması Durumunda Stopaj?

ZİNDAN

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Eyl 2006
Mesajlar
7,317
Konum
İstanbul
Vergi Dairesi açılışlarında ilk aranan evraklardan biri kira kontratıdır. Firma açılırken firma sahipleri bazen kendi evini işyeri göseriyor yada kendi işyerinde faaliyet gösteriyor.

Bu durumda gerçek kişi ise vergi dairesine tapu fotokopisi veriyoruz, sorun olmuyor.

Ancak kurulan şirketse, örnek olarak, şirketi şirket ortağının sahibi olduğunda evinde, yada kiracısı olduğu evinde kuruyoruz.

Bu durumda da ev sahibi ise, şirket ortağı ile şirket arasında bir kontrat yapıyoruz, evde kiracı ise, yine şirket ortağı ile şirket arasında kontrat yapıyoruz.

Ancak şirket, kira ödemesi yapmıyor, bu şekilde kullanıyorlar. Bunun üzerinden stopajda ödemek istemiyorlar, genel de gayrifaal firmalar oluyorlar, yada yeni kurulmuş, geçici ev adresinde duruyorlar.

Burada eğer ödeme yok ise stopaj yapılmayacağına dair bir özelge gördüm. Bir sürü çelişki, kira kontratın var ödeme yapmıyorsun, yapmıyorsan stopaj yapma, burada nasıl hareket etmemiz gerekiyor?

Bu konuda bilgisi olan var mı?
 
Merhaba
Tabi bu konuda bayağı bir boşluk var.
malum kiralamalarda tahsil esası olduğu için ödeme yoksa,haliyle stopajda doğmuyor.Bu durumda kira giderinden de bahsedemiyoruz,yani deftere kira gideri de kaydedilmemesi lazım.Düşüncem bu.Aynı şekilde mal sahibi de zaten kira geliri elde etmediği için varsa kira geliri beyanında da bunu bildirmiyor.Buraya kadar herşey normal gibi görünüyor.Ancak tabiki değil.Burada da vergi dairesinin şöyle bir ihmali var.Normalde ne deniyor.Böyle yerlerde ya sözleşme düzenleyerek kira ödenecek ya da mal sahibi konumundaki kişi emlak değerinin en az %5 i kadar kira geliri beyanında bulunacak.Beyanda bulunan yok,kira ödeyen yok,vergi veren yok,gidere yazan yok,daire de zaten bunları takip edemiyor.Eh hal böyle olunca işin içinden çık çıkabilirsen.
Birde şöyle bir açıdan handikap olabilir.Diyelim,şirket ortağı kendi adresini şirketine kiralık gösterdi.Hiçbir kira ödemesi de yapılmıyor.Daha sonra ortak,bu şirketten ayrıldı diyelim.Şimdi bu ortak, şirketi, bana kira ödemediler diye dava edebilir mi edemez mi?
Yani ucu açık çok konu var.Bizimde yapabildiğimiz bu tarz kiraları mümkün olduğunca ödettirmeye çalışmak. Toplu kira ödemelerinde de stopajın tek kalemde ödenmesi gerektiğini de tekrar hatırlatmış olalım.
 
T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞIMükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü​
Sayı
:​
B.07.1.GİB.4.06.16.01-2010-GVK-94-40-41
28/01/2011​
Konu
:​
Şirket ortağına ait işyerinin bedelsiz kullanımı

[FONT=&quot]
[/FONT]​
[FONT=&quot]İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ile faaliyetinizi yürüttüğünüz okulun 2 dairesini şirketinizin müdürü ve aynı zamanda ortağı olan ...'ın satın aldığını ancak, şirketiniz tarafından kullanılan bu daireler karşılığında şirket ortağınıza herhangi bir kira ödemesi yapılmayacağını belirterek, şirketinizin emsal kira bedeli üzerinden stopaj yapıp yapmayacağı hususunda Başkanlığımızdan bilgi istenilmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinin birinci fıkrasında, kamu idare ve müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri, kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçilerin maddede sayılan ödemeleri (avans olarak ödenenler dahil) nakden veya hesaben yaptıkları sırada, istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapmaya mecbur oldukları hükme bağlanmış ve aynı maddenin 5/a bendi uyarınca anılan Kanunun 70 inci maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı belirtilmiştir.[/FONT]
[FONT=&quot]Aynı Kanunun 70 incı maddesinin birinci fıkrasında, gayrimenkul olarak nitelendirilen mal ve hakların sahipleri ve kiracıları tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğu; 73 üncü maddesinde de, kiraya verilen mal ve hakların kira bedelleri emsal kira bedelinden düşük olamayacağı; bedelsiz olarak başkalarının intifaına bırakılan mal ve hakların emsal kira bedelinin, bu mal ve hakların kirası sayılacağı; bina ve arazide emsal kira bedelinin, yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir veya tespit edilmiş kirası, bu suretle takdir veya tespit edilmiş kira mevcut değilse Vergi Usul Kanununa göre belirlenen vergi değerinin %5'i olacağı hükme bağlanmıştır.[/FONT]
[FONT=&quot]Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde ise bir takvim yılı içinde elde edilen ve toplamı 600 milyon lirayı (273 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile 2010 yılı için 1.090 TL.) aşmayan, tevkifata ve istisna uygulamasına konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlar için yıllık beyanname verilmeyeceği, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirlerin beyannameye dahil edilmeyeceği belirtilmiştir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bu itibarla, şirket ortağınıza ait gayrimenkulün bedelsiz olarak şirket tarafından kullanılmasında nakden veya hesaben bir ödeme yapılmadığından Gelir Vergisi Kanununun 94/5-a maddesine göre tevkifat yapılmasına gerek bulunmamaktadır.[/FONT]
[FONT=&quot]Ancak işletmenize bedelsiz tahsil edilen iş yeri için Gelir Vergisi Kanununun 73 üncü maddesine göre tespit edilecek emsal kira bedeli, aynı Kanunun 86-1/d maddesi gereğince 2010 yılı için 1.090,00 TL'yi aşması halinde şirket ortağı tarafından gayrimenkul sermaye iradı olarak beyan edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir.[/FONT]
[FONT=&quot]Bilgi edinilmesini rica ederim.[/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]

Vergi Dairesi Başkanı a.Grup Müdürü V.​
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot] [/FONT]
[FONT=&quot](*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.[/FONT]
[FONT=&quot](**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.[/FONT]
[FONT=&quot](***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.[/FONT]

Bahsettiğim özelge bu üstad. Diyelim ki 500,00 TL'den sözleşme yaptık, ancak ödeme yapılmadı, bizde stopaj yapmadık. Ancak bu sefer vergi dairesi 500,00 TL üzerinden değil, emsal kira bedeli üzerinden varsayalım ki, 2.000,00 TL üzerinden işyeri kira gelir elde ettiğini varsayarak işyeri sahibinden gmsi talep edebilir. Başka bir dairesi, kira geliri de varsa, gmsi vergisi verecek.

Ama 500,00 TL'yi ödese ve stopajı da ödese, bir problem olmayacak, bir de böyle bir durum var.

Bende ne yapacağımı şaşırdım, yıllardır uyguladığımız bir durum var, ancak dediğiniz gibi denetim yok, vergi salma yok. Yalan yanlış gidiyor...
 
Bence vergi dairesi kesinlikle emsal bedeli aşıyor ise GMSİ talep edecek.Sonradan isteyecekleri beyanname için yine bir sürü uğraş olacak.Muhtasar yönünden kafaları ağrımasa da GMSİ yönünden kafaları ağrıyacak.mecburen GMSİ ödeyecekler kaçışları olmayacak.Bu meslek yüzünden artık stres bünyeye yuva yaptı.Stressiz geçen günler de canım sıkılmaya başladı :)
 
Kişisel görüşüm, eğer bir kontrat var ve bu kontratta ödeme dönemleri ve bedellere yer verilmişse stopajın yapılması gerektiğidir. Karşı tarafın sözleşmeye göre ödeme almayı hak etmesiyle birlikte şirket açısından bu gider tahakkuk edecektir. Tahakkuk eden bu gider şirket kayıtlarında borç olarak görünecek ve bu nedenle hesaben ödeme olmuş olacaktır. Bu sayede de stopajın şartları oluşmuş olacaktır.

Yukarıdaki özelgede değerlendirilen hususun ayrıntısını bilemeyiz. İdarenin görüşünü etkileyecek farklı durumlar olmuş olabilir. Özelgenin tarihi de özelgeleri güçlendirici vuk tebliğinden önceki bir tarih.

Hiç risk almamak istiyorsanız özelge talep etmenizde fayda var.
 
patronların "şirket/firma kasasındaki para <-> cüzdanımda taşıdığım para" mantığının kırılamayan zinciri. şirket kuruyor ise ve şahsına ait işyerini adres gösteriyor ise vergisine de katlanmasını bilecekler.
 
önümüzdeki günlerde bir serbest meslek erbabı avukat babasına ait işyerinde ofis açacak ve babasına herhangi bir tutar ödemeyecek. Bu durumda biz vergi dairesine kira kontratı verecek miyiz vereceksek nasıl bir yol izleyeceğiz veya babasına ait tapuyumu işe başlama evraklarına ekleyeceğiz. teşekkürler.
 
Kişisel görüşüm, eğer bir kontrat var ve bu kontratta ödeme dönemleri ve bedellere yer verilmişse stopajın yapılması gerektiğidir. Karşı tarafın sözleşmeye göre ödeme almayı hak etmesiyle birlikte şirket açısından bu gider tahakkuk edecektir. Tahakkuk eden bu gider şirket kayıtlarında borç olarak görünecek ve bu nedenle hesaben ödeme olmuş olacaktır. Bu sayede de stopajın şartları oluşmuş olacaktır.

Yukarıdaki özelgede değerlendirilen hususun ayrıntısını bilemeyiz. İdarenin görüşünü etkileyecek farklı durumlar olmuş olabilir. Özelgenin tarihi de özelgeleri güçlendirici vuk tebliğinden önceki bir tarih.

Hiç risk almamak istiyorsanız özelge talep etmenizde fayda var.


Sayın Malumları olduğu üzere,

Tabiki hiç böyle değil, kontrat bir sözleşmedir ve karşılıkl iki edimi ortaya koyar. Ödemenin yapılmaması ilerde dava konusudur. Kiracının ödemeyi yapmadan tahukkuk yapması hiçbirşey ifade etmez. Kira dgeliri yada gideri hiçbirşekliyle tahakkuk esaslı değil ödeme esaslıdır ve ödemenin de kuralı vardır. "Banka Yoluyla". Tahakkuk alacağı yaratır ancak kontrat zaten bu hakkı yarattığından tahakkukun bir önemi yok. Tabi giderin kaydı asla hesaben ödeme sayılmaz, çünkü ödeme "Alacak" halinin doğmasıdır, bahsettiğiniz kayıt ise "Borç" kaydı. Demekki Borç kaydı hesaben ödeme değildir. Bu kaydı yaptığınızda Muhtasar beyannameye aktaracağınız bilgiler, ve devamında doğacak diğer sorunlara değinmiyorum.
 
Sayın ksimkesyan,

Tahsil ya da tahakkuk esası gelir unsurları ile ilgilidir. Firma açısından ticari kazanç hükümleri geçerlidir. Ticari kazançta tahakkuk esası uygulanır. Karşı tarafın tahsil esasına bağlı olması firma açısından bir şey değiştirmez. Bunun en güzel örneği, bir firma düşünün. Bu firma bir avukattan hukuki danışmanlık hizmeti alsın. Avukat açısından serbest meslek kazancı söz konusu olup bu kazançta tahsil esası geçerlidir. Avukat bedeli tahsil ettiği zaman gelir yazar. Ancak firma açısından tahakkuk esası geçerli oldugundan, firma giderin mahiyet ve tutar olarak kesinleşmesiyle yani tahakuk etmesiyle birlikte bedeli gider yazar.

Öte yandan, firma açısından tahakkuk eden gider firmanın pasifinde artışa sebep olacaktır. Firmanın kayıtlarında yükümlülük oluşacaktır. Bu yükümlülük her iki taraf açısından da borcu-alacagı ispat edici bir unsurdur. Firmanın hesaplarında gelir elde eden taraf alacaklı olarak görünecektir. Bu nedenle de gidere katlanan yani hesaben ödemeyi gerçekleştiren tarafın tevkifat yükümlülüğü doğacaktır.

Uygulamada böyle olmuyor derseniz anlarım. Ancak olması gereken bence budur.
 
Üst