SSK Primi Gecikme Zamları ve KKEG Olma Olasığılı

Üyelik
3 Ağu 2005
Mesajlar
9
SSK Primlerinin geç ödenmesinden dolayı ödenen faizler, SSK cezaları ve gecikme zamları KKEG niteğinde midir? Yeminli M.Müşavirimiz bunların 6183 Sayılı Amme Alacağı olarak düzenlenmediğinin bu nedenle KVK kanunun 15/6 maddesindeki ibareye;

''Bu kanuna göre hesaplanan Kurumlar Vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları ve Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler''

girmediğini belirtmekde bu nedenle yasal gider olarak kayıt etmekteyiz. Ancak bu uygulama bana çelişkili gelmektedir.

-SSK Primlerinin geç ödenmesinden dolayı ödenen faizler, cezalar ve gecikme zamları 6183 sayılı kanun kapsamındaki amme alacaklarına girer mi?
-Bu durumu net olarak belirten bir kanun maddesi, tebliğ,mukteza vb. var mı?
-Sizlerin konu ile ilgili uygulamalarınız ,fikirleriniz ve yorumlarınız nasıl?
 
Merhaba,
506 sayılı yasanın 80. maddesinden bir alıntı;

Kod:
     Primlerin Ödenmesi
      Madde 80 - İşveren......
.........
.........
      Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 ve 102 nci maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır.
 
SELAM
Sayın RAYDIN,

Son değişikliğiyle,zamanında ödenmeyen SSK primleri,6183 Sayılı Amme Alacklarının Tahsil Usulu Kanununa göre tahsil edilecektir,ayrıca tecil fazizi uygulanmayacaktır.
Zamanında ödenmeyen ssk primlerine uygulanan gecikme zamı ve SSK cezaları KKEG niteliğindedir.Ödenmeyen SSK Primi İşveren payı da ödenmedikçe gider yazılmayacaktır.

SAYGILARIMLA
SMMM H CENGİZ
 
Sayın RAYDIN,

6183 Sayılı Kanun Madde 1 - Devlete, vilayet hususi idarelerine ve belediyelere ait vergi, resim, harç, ceza tahkik ve takiplerine ait muhakeme masrafı, vergi cezası, para cezası gibi asli, gecikme zammı, faiz gibi fer'i amme alacakları ve aynı idarelerin akitden, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan ve amme hizmetleri tatbikatından mütevellit olan diğer alacakları ile; bunların takip masrafları hakkında bu Kanun hükümleri tatbik olunur.

Türk Ceza Kanununun para cezalarının tahsil şekli ve hapse tahvili hakkındaki hükümleri mahfuzdur.

6183 sayılı Amme Alacaklıları Kanunun 1. maddesinde, SSK primleri kamu alacakları kapsamına girmemektedir kanaatindeyim.

Gerçi SSK'nun 80. maddesinde SSK primlerine ait gecikme zamlarının 6183 sayılı kanun çerçevesinde alınacağı belirtilsede, ancak bu hüküm SSK primlerinin kamu alacağı olduğu anlamına gelmemelidir. Bu sadece prim ve alacaklarının tahsil esaslarını düzenlemektir.

GELELİM MALİYENİN GÖRÜŞÜNE

Maliyenin görüşü, "SSK primlerine ait gecikme zamlarının gider olarak kabul edilip kurum ve gelir vergisi matrahından indirilmesi mümkün değildir. Bu tür giderlerin KKEG kapsamında değerlendirilmesi gerekir" şeklindedir.

- SSK primlerine ait gecikme zamları 6183 sayılı kanun çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle göre gider olarak kaydedilemez.

- SSK primlerine ait gecikme zamları mükellefin kusurundan dolayı oluşmuş olup, GVK'nun 41/5. maddesine göre gider olarak kaydedilemez.

şeklinde iki farklı görüşün bildirildiği muktezalar mevcuttur.

DANIŞTAY'IN GÖRÜŞÜ

Danıştayın "SSK primlerine ait gecikme zamlarının gider olarak kabul edilip kurum ve gelir vergisi matrahından indirilmesi gerekir." şeklinde görüşlerinin yanında ters i yönünde kararları da mevcuttur.


Saygılar.
 
SMMM Kenan GÜMÜŞ' Alıntı:
Sevgili arkadaşlar,

GVK 41/5. maddesinde,

"Her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs sahibinin suçlarından doğan tazminatlar (Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar, cezai mahiyette tazminat sayılmaz.),

KVK 15/6. maddesinde,

"Bu kanuna göre hesaplanan Kurumlar Vergisi ile her türlü para cezaları, vergi cezaları ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları ve faizler." hükümlerini birlikte değerlendirdiğimizde, şu durum ortaya çıkmaktadır:

1. Yasa maddesinde "her türlü para cezaları" hükmüne göre, para cezaları için SSK, Maliye veya diğer kamu kurumları ayrımı yapılmadığından, para cezalarının tamamı hangi kuruma ait olduğuna bakılmaksızın gider olarak kabul edilmeyecektir. ((Akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar hariç),

2. Gecikme zammı, gecikme faizi de GVK açısından bir para cezası, KVK açısından ise yasada açık olarak belirtildiğinden gider olarak kayda alınması mümkün gözükmemektedir.

Yine 6183 sayılı yasadaki "akitden, haksız fiil ve haksız iktisaptan doğanlar dışında kalan" hükmünü bu açıdan değerlendirdiğimizde, ssk para ceası veya gecikme zammını, akitten (sözleşme) idarenin haksız fiil (hukuka aykırı fiil), haksız iktisap (sebepsiz zenginleşme), kapsamında değerlendirmemiz de doğru olmayacaktır.
.................................

Sayın GÜMÜŞ,

SSK primlerine ödenen Gecikme zamlarını, sizin dediğiniz gibi mi değerlendirmek gerekir. Yoksa mükellefin kusurundan değil de içinde bulunduğu finansman sıkıntısından ödemediği, bunun mükellefin şahsi kusuru olmadığı yönünde mi değerlendirmek gerekir ?

Saygılar.
 
sayın kenan gümüş bey

ssk primlerinin gider yazılmamasının yasal dayanağı ssk 80 maddesidir.sizin bahsettiniz içtihat birleştirme kurulu kararından sonra ssk kanunu 80 mad.3917 nolu kanunla değiştirilmiştir. bu durumda kurulun kararı hükümsüz kalmıştır.


celal elibüyük
smmm-ist

not:

GELİR VERGİSİ GENEL TEBLİĞİ

SIRA NO: 174

(19.2.1994 tarih ve 21854 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır


SSK PRİMLERİNİN GELİR VE KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN GİDER YAZILMASI

8.12.1993 gün ve 21782 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 3917 sayılı Kanunla 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun bazı hükümleri değiştirilmiştir.

506 sayılı Kanunun 3917 sayılı Kanunla değişik 80. maddesinin birinci fıkrasında, “İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden, bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.” denilmiş, aynı maddenin üçüncü fıkrasında da “Kuruma ödenmeyen prim Gelir ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılmaz.” hükmü yer almıştır.

Öte yandan, Gelir Vergisi Kanununun 40. maddesinin 2 numaralı bendinde, ticari kazancın tespitinde, işverenlerce hizmet erbabı için ödenen SSK primlerinin gider olarak indirileceği hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlere göre, SSK priminin gider olarak dikkate alınabilmesi için, bu primlerin Sosyal Sigortalar Kurumuna fiilen ödenmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle, sigorta primleri, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider yazılacaktır.

Ancak, 506 sayılı Kanunun 80. maddesi gereğince bir aya ait sigorta primleri ertesi ayın sonuna kadar ödenebileceğinden, Aralık ayına ait olan sigorta primlerinin ertesi yılın Ocak ayı içinde ödenmesi durumunda bu primler Aralık ayının gideri olarak dikkate alınabilecektir.

Tebliğ olunur.
 
Tekrar merhaba,

Sayın ELİBÜYÜK'e katılıyorum.

SSK.'nun 80. maddesi hükmü gereği ve 174 seri nolu KDV genel tebliği açıklamalarına istinaden;

"Ödenmeyen SSK primlerinin vergi matrahından indirilmesi mümkün değildir. Ancak ödendiği dönemde vergi matrahından indirilebilir."

Aralık ayında tahakkuku yapılan (giderleştirilen) SSK primleri ertesi yılın Ocak ayında ödenmesi gerekmektedir. Ödemenin Ocak ayında gerçekleşmesi durumunda önceki yılın aralık ayında giderleştirilen SSK primleri geçerliliğini korur.
Ödenmemesi durumunda ise, gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde KKEG olarak beyan edilmesi gerekir.

Ödendiği yılda ise, gelir ve kurumlar vergisi beyannamesinde "Diğer İndirimler" kısmında vergi matrahından indirilir.

Saygılar.
 
kenan bey ..


..sizin tabirinizle ödenmeyen ssk primleri ticari kazancın tesbitinde gider yazılabilecektir.fakat görüşünüze katılamıyorum her nekadar ticari kazancın tesbitinde tah.esası gecerli olsada zaman zaman vergi kanunlarında hem tah.esasından hemde dönemselik esasında sapma vardır.
örn:özel iletişim vergisi neden kanunen kabul edilmeyen giderdir.tahakkuk esasın yada dönemselik esasındanmı.? mtvk 14.mad.göre gider yazamama halindede bu iki unsur gözardı edilmiştir.

buradaki hüküm ssk kanundadır.ve ictihat birleştirme kararından sonra düzenlenmiştir.ayrıca idare gvk 174 nolu tebliğide iradesini açıklamıştır.bu kadar yasal dayanaktan sonra sadece tah.esasını öne sürmeniz doğru değildir.

fakat bu konuda aksine görüşler mevcutur dayanak ise :
Kurum primleri açısından, ticari kazancın tespitinde esas alınan tahakkuk esası yerine, ödeme esası benimsenmiştir. Ancak, konumuzla ilgili olarak, söz konusu düzenleme çerçevesinde, vadesinde ödenmeyen Kurum alacaklarına ilişkin gecikme zammının gider yazılmasında ödeme şartı belirtilmemiştir. Ancak, daha önce de belirtildiği üzere, gecikme zammı fer’i alacak niteliğinde olduğundan, kanaatimizce, asıl borcun (primlerin) tabi olduğu şarta bağlı olarak, ödendiği dönemde gider olarak dikkate alınabilecektir.(alıntı yaklaşım dergisi )

ancak bu görüş yazarın kendisini bağlayacaktır.


celal elibüyük
smmm-ist

alıntı yaklaşım dergisi-------------------

kurum kazancının tespitinde “tahakkuk esası” geçerlidir. Bunun sonucu olarak henüz ödenmemiş olsa bile, tahakkuk etmiş olan giderler vergi matrahından indirilir. Başka bir anlatımla, gider kaydı için yapılan giderin ödenmiş olması şart değildir. Ancak, SSK primlerinin gider kaydı bunun istisnasını teşkil eder. Bilindiği üzere, SSK primleri iki unsurdan oluşur. Birincisi, işçinin ücretinden kesilip Kuruma ödenen “işçi payı” olup, bunun gider kaydı işverenlerce ödenen ücretin brüt tutarı gider kaydına konu edildiği için ücret giderleri kapsamında ve GVK’nın 40. maddesinin 1 numaralı bendine istinaden yapılır.
İşverenlerce hizmet erbabı için ödenen SSK primleri (1) ise GVK’nın 40. maddesinin “2” numaralı bendi uyarınca gider yazılır. GVK’nın söz konusu maddesinde, ticari kazancın tespitinde işverenlerce hizmet erbabı için ödenen SSK primlerinin gider olarak indirileceği hükme bağlanmıştır. Maddedeki “ödenen” ifadesinin, ödenmemiş SSK işçi paylarının gider olarak indirilmesini engellemediği, yukarıda belirttiğimiz üzere kurumlar bakımından da geçerli olan tahakkuk esası uyarınca ödenmemiş primlerin de gider yazılabileceği anlaşıldığından, gerek bu bent gerekse 40. maddenin “1” numaralı bendi gereğince gider yazılan SSK primlerinin ödenmedikçe vergi matrahından indirilemeyeceği 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nda değişiklik yapılmak suretiyle sağlanmıştır.
506 sayılı Kanun’un 3917 sayılı Kanun’la değişik 80. maddesinin birinci fıkrasında “İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden, bu kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur.” denilmekte ve üçüncü fıkrasında ise “Kuruma ödenmeyen prim gelir ve kurumlar vergisi uygulamasında gider yazılmaz.” hususu hükme bağlanmaktadır. Bun hüküm uyarınca ödenmemiş SSK primleri gelir veya kurumlar vergisi matrahından indirilemez.
 
sayın gümüş

tahakkuk ilkesinden ve dönemsellik ilkesinde sapma olan ssk primlerinin ödendiği zaman gider yazılma hali hakkında görüşlerimi yukarda belirtiğim şekildedir.yasal daynaklarını mevcut olduğunu düşünüyorum uygulamaları bu şekilde yapıyorum. konudaki görüşümü değiştirecek bir makale yada yazı okuduğumu hatırlamıyorum.

Sigorta Primlerinin Ödenecekleri Dönemin Giderleri Arasında Gösterilmesi Gerekliliği Yönündeki Hükmün Dönemsellik İlkesi ve Tahakkuk Esası Karşısındaki Durumu:

GVK'nın 40/2'nci maddesinde, hizmetli ve işçilere ilişkin olan ve geri alınmamak üzere Türkiye'de yerleşik tüzel kişiliğe haiz sigorta veya emekli ve yardım sandıklarına ödenen sigorta ve emekli aidatlarının, ticari kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınabileceği hükmüne yer verilmiştir. Bununla birlikte, madde metninde yer alan, söz konusu prim ve aidatların belirtilen mahiyatteki kurumlara "ödenmiş olması" şartının tahakkuk esasının bir istisnasını olulşturup oluşturmayacağı konusunda uzun süredir farklı görüşler bulunmaktaydı. Ancak, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 3917 Sayılı Kanun'la değişik 80'inci maddesinde, "Kuruma ödenmeyen prim, Gelir ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılamaz" hükmü yer almıştır. Yine bu hükme paralel olarak, 174 Seri No'lu Gelir Vergisi Genel Tebliği ile, SSK primlerinin gider olarak dikkate alınabilmesi için bu primlerin Sosyal Sigortalar Kurumu'na fiilen ödenmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Bu açıklamalardan açıkça anlaşılacağı üzere; SSK primlerinin, dönemine ve ait olduğu yıla bakılmaksızın fiilen ödendiği tarihte gider olarak dikkate alınmaları gerekmektedir. Diğer yandan, SSK'nın aynı maddesi uyarınca, bir aya ait sigorta primlerinin ertesi ayın sonuna kadar ödenebilmesinden dolayı, Aralık ayına ilişkin SSk primlerinin izleyen yılın Ocak ayı içerisinde ödenmesi durumunda, bu primler Aralık ayının gideri olarak dikkate alınabilecektir.

maliye postasından alıntı..................................................................


konuyu uzatarak okuyucunun canı sıkma yerine uygulamalarını yukardaki ifade edilen değişik görüşlerden herhangi birini secerek yapacaklarına inanıyorum.


celal elibüyük
smmm-ist
 
Sayın Celal Bey,

Gerçekten güzel bir konu oldu. Görüşleriniz için teşekkür ederim. Bakalım, zaman ne gösterir, bu durumda en iyisi beklemek galiba.

Teşekkürler...
 
sayın kenan bey..

teşekkür eden size asıl ben teşekkür ederim...


tekrar görüşmek umuduyla......iyi günler.........



celal elibüyük
smmm-ist
 
Sayın Gümüş,

Sn. Elibüyük haklıdır.

Örnek gösterdiğiniz içtihadı birleştirme kararı, SSK Yasasındaki değişiklikten önceki bir karardır. Hatta, değişiklik bu karardan sonra gündeme gelmiştir.

Yürürlükteki yasa hükümlerine göre, içtihadın yasa değişikliğinden sonraki dönemler için uygulanabilirliği kalmamıştır.

Bu konuda yapılmış bir çalışmayı aşağıya kopyalıyorum. Zira konu halen güncelliğini koruyor.

“TDMS”NDE VADESİ GEÇMİŞ (ÖDENMEMİŞ)
VERGİ VE SSK PRİM BORÇLARI,
368 ve 369 HESAPLAR
Nusret KURDOĞLU
S.M.M.M.

Bilindiği gibi, bilanço dönemi çalışmaları sırasında karşılaşılan en önemli sorunlardan biri, “360” ve “361” hesaplarda yer alan ve vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş olan vergi ve SSK Prim borçlarına ne tür bir işlem yapılması gerektiği sorunudur.

Öte yandan, ülkemizde son on yıllarda değişim gösteren yasa düzenleme teknikleri, zaman zaman çeşitli tartışmalara yol açabilmektedir. 506 sayılı SSK Yasasının 80. maddesine 3. fıkra olarak eklenen “Kuruma fiilen ödenmeyen prim tutarları, Gelir ve Kurumlar Vergisi uygulamasında gider yazılamaz.” hükmü de bu tartışma konularından biridir.

Bu çalışmada, dönem içerisinde tahakkuku (ve doğal olarak gider kaydı) yapılmış, ancak envanter dönemine kadar henüz ödenmemiş olan primlerle ilgili işlemlerin, Tek Düzen Muhasebe Sistemi (TDMS) çerçevesinde nasıl yapılması gerektiği üzerinde durulacaktır. Ancak, bu konuya girmeden önce, konuyla çok yakın bağlantısı olması nedeniyle, 36 Grubundaki “368- VADESİ GEÇMİŞ ERTELENMİŞ VEYA TAKSİTLENDİRİLMİŞ VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER” ve “369- ÖDENECEK DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER” hesapları ile ilgili bir ön çalışma yapma gereği ortaya çıkmaktadır.

I) "368” ve “369" hesapların kullanımı, alt hesapları:

(MSUGT) Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği’nde “368- VADESİ GEÇMİŞ ERTELENMİŞ VEYA TAKSİTLENDİRİLMİŞ VERGİ VE DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER” hesabının açıklaması ve işleyişi aşağıdaki gibidir:

“Kanuni süresi içinde ödenmeyen vergi ve yükümlülükler ile erteleme ve taksitlendirme süresi bilanço tarihinde bir yıldan az olan vergi ve yükümlülükleri kapsar.

İşleyişi:
Vadelerinde ödenmeyen vergi ve diğer yükümlülüklerle erteleme veya taksitlendirme süresi bir yıldan az olanlar ile vadesi bir yılın altına düştüğü için "438" no.lu hesaptan bu hesaba aktarılanlar, hesabın alacağına kaydedilir. Ödenmeleri halinde hesaba borç kaydedilir. Ancak, vadesi geçmiş vergi ve diğer yükümlülüklerde erteleme veya takside bağlama süresi bir yılı aşanlar bu hesabın borcu karşılığında "438- Kamuya Olan Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Borçlar" Hesabı'na aktarılır.”

Aynı Tebliğ’de “369- ÖDENECEK DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER” hesabı için yapılan açıklama ve istenilen işleyiş ise, aşağıdaki gibidir:

“Özel bölümlerinde tanımlananlar dışında kalan yükümlülüklerin izlendiği hesaptır.

İşleyişi:
Tahakkuk ettirilmesini gerektiren olaylar ve işlemler ortaya çıktıkça anılan hesaplar alacaklanır, ödemeler yapıldıkça borçlanır.”

Buna göre ödemelerin vadesinde yapılmaması halinde, 360 ve 361 hesaplardaki vadesi geçen borçlar aynı gruptaki "368- Vadesi Geçmiş Ertelenmiş veya Taksitlendirilmiş Vergi ve Diğer Yükümlülükler" hesabına aktarılmalıdır. Bu işlem, yıl içerisinde yapılmamış olsa bile, yıl sonundaki envanter çalışmaları sırasında mutlaka yapılmalıdır.

Burada “36 Grubu” hesaplarının çok önemli bir özelliği ortaya çıkıyor. Bu gruptaki “360” ve “361” hesaplarla ilgili olarak, (eğer açılıp kullanılmışsa 362-367 hesaplarla da) mali tablolarda vadesi geçtiği halde ödenmemiş hiçbir borcun yer alması olasılığı yoktur. Tam Açıklama Kavramı da bu noktada ağırlığını duyurmaktadır. Vadesi geçmiş ve ödenmemiş borçlar, “360” ve “361” hesaplardan alınıp, en azından mali tablo aşamasında “368” hesaba mutlaka aktarılmalıdırlar. Bu tutarların mali tabloda “360 ve 361” hesaplar içerisinde bırakılmış olması, işletmenin bu tür borçlarını hep zamanında ödediği gibi bir görüntü vererek mali tablo okuyucusunun aldanmasına neden olacak, bu yolla Tam Açıklama Kavramı ile Sosyal Sorumluluk Kavramı gözden çıkarılmış olacaktır.

Her hangi bir borcun vadesinin geçip geçmediği ya muavin kayıtlar taranarak görülebilir, ya da alt hesaplar yardımıyla mizanda görülebilir. Yıl sonunda bilanço çalışmaları yapılırken zaman sıkıntısı içinde bulunulacağı hepimizce bilinmektedir. Bu zaman sıkışıklığında bir de muavin kayıtları tarayarak fazladan zaman kaybetmek akılcı ve verimli bir uygulama olmayacaktır. Oysa yıl içinde günlük kayıtlar yapılırken ödenmemiş borçları açıkça gösterecek biçimde düzenlenmiş bir alt hesap yapısını kullanarak işlem yapıldığında, her alınan mizan, vadesi geçen ve "368" hesaba aktarılması gereken tutarları zaman kaybı olmadan hemen gösterecektir. Alt hesap yapısının önemi bu noktada ortaya çıkmaktadır. Mizan, yol gösterici olmalıdır.

Bunun yanı sıra, bilanço tarihindeki işletmenin bütün borçlarının bilançoda yer almasını gerektiren bilanço ilkesi gereği, ve dönem içinde doğan tüm giderlerin doğduğu döneme kaydedilmesini gerektiren “Dönemsellik İlkesi” gereği, vadesi geçmiş olduğu için "368" hesaba aktarılan vergi ve sosyal güvenlik borçlarının 31.12. tarihi itibariyle oluşmuş gecikme zamları da hesaplanıp tahakkuk ettirilerek "369- Ödenecek Diğer Yükümlülükler" hesabına alacak kaydedilmelidir. Zira bu gecikme zamları da işletmenin oluşmuş borçlarıdır ve işletme kişiliğinin gideridir. Giderin doğuş zamanı da ödenme tarihi değil, tahakkuk ettiği tarihtir. Sonuçta, Tam Açıklama ve Dönemsellik İlkeleri gereği, 31.12 itibariyle oluşan gecikme zammı borcu bilançoda, oluşan gecikme zammı gideri de o dönemin gelir tablosunda yer almalıdır.

Bu durumda, hangi borca ne kadar gecikme zammı tahakkuk ettirileceğine karar vermek için bütün borçların vade bilgileri ile elimizde olması gerekir.

“368” ve “369” hesapların alt hesapları da, bu hesaplara aktarılan borçlara göre düzenlenmelidir.

368 VADESİ GEÇMİŞ ERT.TAK.VRG.VE DİĞER YÜKÜM.LER
368 01 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK GEÇİCİ VERGİLER
368 02 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK MUHTASAR VERGİLER
368 03 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK KDV
368 04 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK GELİR/KURUMLAR VERGİSİ
368 05 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK FONLAR
368 06 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK SSK PRİMLERİ
368 07 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK SGD PRİMLERİ

369 ÖDENECEK DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER
369 01 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK GEÇİCİ VERGİLER GEC.Z.
369 02 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK MUHT. VERGİLER GEC. Z.
369 03 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK KDV GEC.ZAMMI
369 04 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖD.GELİR/KURUMLAR VERGİSİ GEC.Z
369 05 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK FONLAR GEC.Z.
369 06 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK SSK PRİMLERİ GEC.Z.
369 07 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK SGD PRİMLERİ GEC.Z.

gibi.. Doğallıkla burada da her grubun altına aktarılan borcun ya da tahakkuk ettirilen gecikme zammına ait ana borcun dönemini gösteren bir alt hesap açılmasında büyük yarar vardır.

Şimdi bütün bu açıklamalardan sonra bir işletmenin 31.12.2000 tarihli 36 grubu mizanını alalım ve bu mizan üzerinde bilanço aşamasındaki çalışmaları yapalım: (31.12.2000 tarihi Pazar gününe rastladığı için, bu konuya da dikkat çekmek üzere örnek 2000 yılı için düzenlenmiştir.)

360 ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR 165.270.600
360 02 ÖDENECEK KDV 36.750.000
360 02 01 YÜKÜMLÜ SIF.LA ÖDN. KDV (12/2000) 35.250.000
360 02 02 SORUMLU SIF.LA ÖDN. KDV (12/2000) 1.500.000
360 03 ÖDENECEK MUHTASAR VERGİLER 56.640.600
360 03 02 MUHTASAR TAHAKKUKLARI (12/2000) 55.260.400
360 03 03 GİDER PUS.TAHAKKUKLARI (12/2000) 1.380.200
360 04 ÖDENECEK KURUMLAR VERGİSİ 65.350.000
360 04 02 2. TAKSİT/ÖDN. KUR.V. 65.350.000
360 05 ÖDENECEK FONLAR 6.530.000
360 05 02 2. TAKSİT/ÖDN. FON 6.530.000

361 ÖDENECEK SOS.GÜV.KES.LERİ 107.000.000
361 01 ÖDENECEK SSK.PRİMLERİ 61.000.000
361 01 09 EYLÜL SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 01 10 EKİM SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 01 11 KASIM SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 01 12 ARALIK SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 02 ÖDENECEK SGD.PRİMLERİ 46.000.000
361 02 09 EYLÜL SGD PRİMLERİ 11.500.000
361 02 10 EKİM SGD PRİMLERİ 11.500.000
361 02 11 KASIM SGD PRİMLERİ 11.500.000
361 02 12 ARALIK SGD PRİMLERİ 11.500.000

Yukarıda verilen mizan incelendiğinde bir kısım vergi ve sigorta tahakkuklarının ödeme vadesi geçtiği halde ödenmediği ve “360” ve “361” hesaplarda bekletildikleri görülmektedir.

Böyle bir durumda ne yapılacağına karar vermek için (belki biraz tekrar da olsa, bundan kaçınmadan) "MSUG" Tebliği'ndeki ilgili hükümlere bakmak, bu arada da yine ilgili mevzuatı anımsamak gerekiyor.

1) <MSUG> Tebliği’nde “368” hesabın açıklaması:

<Kanuni süresi içinde ödenmeyen vergi ve yükümlülükler ile erteleme ve taksitlendirme süresi bilanço tarihinde bir yıldan az olan vergi ve yükümlülükleri kapsar.>

2) <MSUG> Tebliği’nde 3 no.lu Yabancı Kaynaklara İlişkin İlke:

<Tutarları kesinlikle saptanamayanları veya durumları tartışmalı olanları da içermek üzere, işletmenin bilinen ve tutarları uygun olarak tahmin edilebilen bütün yabancı kaynakları (borçları) kayıt ve tespit edilmeli ve bilançoda gösterilmelidir.>

3) <MSUG> Tebliği’nde Gelir Tablosuna İlişkin son İlke:

<Bilanço tarihinde var olan ve sonucu belirsiz bir veya birkaç olayın gelecekte ortaya çıkıp çıkmamasına bağlı durumları ifade eden, şarta bağlı olaylardan kaynaklanan, makul bir şekilde gerçeğe yakın olarak tahmin edilebilen gider ve zararlar, tahakkuk ettirilerek gelir tablosuna yansıtılır.>

4) İlgili mevzuattan :
<Dönem içinde ödenmeyen SSK Primleri matrah saptanmasında gider kabul edilmez.>

O halde ilk yapılacak iş, ödeme vadesi geçmiş olan vergi ve SSK borçlarını “360” ve “361” hesaplardan almak ve “368” hesaba devretmek olmalıdır.

Önce ödeme vadesi geçmiş olan vergi ve SSK borçlarını saptayalım:

360 04 02 2. TAKSİT/ÖDN. KUR.V. 65.000.000
360 05 02 2. TAKSİT/ÖDN. FON 6.530.000
361 01 09 EYLÜL SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 01 10 EKİM SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 02 09 EYLÜL SGD PRİMLERİ 11.500.000
361 02 10 EKİM SGD PRİMLERİ 11.500.000

Bu saptamayı yaparken, Kasım Ayı SSK ve SGD Primlerine dikkat etmek gerekiyor. Bilindiği gibi, bu primlerin son ödeme günü, 31 Aralık’tır. Eğer, işleme esas yılda, 31 Aralık günü, hafta içi bir güne rastlarsa, yıl sonunda Kasım Ayı Primleri de vadesi geçmiş borç olarak göz önüne alınır. Ama, 31 Aralık günü, resmi tatil gününe rastlarsa, Kasım Primlerinin son ödeme günü, 2 Ocak tarihine sarkacağı için, bu primlere vadesi geçmiş işlemi uygulanamaz. Örneğimizde 31.12 gününün Pazar gününe rastlaması nedeniyle, vade 2 Ocak 2001 gününe uzadığından, Kasım Primlerine Gecikme Zammı uygulanmamıştır.

<TMS> kuralları uyarınca yukarıda görülen tutarlar “368” hesaba aktarılacağına göre, bu aktarma yapılırken, 368 hesaba uygun alt hesapların da açılması gerekir. Bu işlem yapıldığında “368” hesabın alt yapısı aşağıdaki gibi olacaktır:

368 VADESİ GEÇMİŞ ERT.TAK.VRG.VE DİĞER YÜKÜM.LER
368 01 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK GEÇİCİ VERGİLER
368 02 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK MUHTASAR VERGİLER
368 03 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK KDV
368 04 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK GELİR/KURUMLAR VERGİSİ
368 04 02 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK 2.TAKSİT KUR. V.
368 05 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK FONLAR
368 05 02 VD.Sİ GEÇMİŞ/ÖDENECEK 2.TAKSİT FON
368 06 VD.Sİ GEÇMİŞ SSK PRİMLERİ
368 06 09 VD.Sİ GEÇMİŞ EYLÜL SSK PRİMLERİ
368 06 10 VD.Sİ GEÇMİŞ EKİM SSK PRİMLERİ
368 07 VD.Sİ GEÇMİŞ SGD PRİMLERİ
368 07 09 VD.Sİ GEÇMİŞ EYLÜL SGD PRİMLERİ
368 07 10 VD.Sİ GEÇMİŞ EKİM SGD PRİMLERİ

Bu hesap planına göre, vadesi geçmiş ödemeleri “360” ve “361” hesaplardan “368” hesaba aktarmak için yapılacak kayıt:
--------------- 31.12.2000 -----------------
360 04 02 2. TAKSİT/ÖDN. KUR.V. 65.350.000
360 05 02 2. TAKSİT/ÖDN. FON 6.530.000
361 01 09 EYLÜL SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 01 10 EKİM SSK PRİMLERİ 15.250.000
361 02 09 EYLÜL SGD PRİMLERİ 11.500.000
361 02 10 EKİM SGD PRİMLERİ 11.500.000

368 04 02 VD.Sİ GEÇ./ÖDN. 2.TKS.KUR.V. 65.350.000
368 05 02 VD.Sİ GEÇ./ÖDN. 2.TKS. FON 6.530.000
368 06 09 VD.Sİ GEÇ./EYLÜL SSK PR. 15.250.000
368 06 10 VD.Sİ GEÇ./EKİM SSK PR. 15.250.000
368 07 09 VD.Sİ GEÇ./EYLÜL SGD PR. 11.500.000
368 07 10 VD.Sİ GEÇ./EKİM SGD PR. 11.500.000
--------------- -----------------

Bu aktarmayı yapar yapmaz, dönem içinde fiilen ödenmeyen SSK ve SGD primlerinin matrah saptanmasında gider olarak kabul edilmeyeceği kuralı uyarınca ödenmemiş olan Eylül ve Ekim primlerini de 950-951 “Matraha Eklenecek Unsurlar” ve ”Matraha Eklenecek Unsurlar Karşılığı” Nazım Hesaplarına işlemek gerekir.
--------------- 31.12.2000 -----------------
950 MATRAHA EKLENECEK UNSURLAR 53.500.000
950 01 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER
950 01 03 EYLÜL SSK PRİMLERİ 15.250.000
950 01 03 EKİM SSK PRİMLERİ 15.250.000
950 01 03 EYLÜL SGD PRİMLERİ 11.500.000
950 01 02 EKİM SGD PRİMLERİ 11.500.000
951 MATRAHA EKLENECEK UNSURLAR KARŞILIĞI 53.500.000
951 01 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİD. KARŞ.
--------------- -----------------
Ertesi yıl ödeme yapıldığında yapılacak kayıt:

--------------- ../../2001 -----------------
368 06 09 VD.Sİ GEÇ./EYLÜL SSK PR. 15.250.000
368 06 10 VD.Sİ GEÇ./EKİM SSK PR. 15.250.000
368 07 09 VD.Sİ GEÇ./EYLÜL SGD PR. 11.500.000
368 07 10 VD.Sİ GEÇ./EKİM SGD PR. 11.500.000
100 01 KASA HESABI 53.500.000
--------------- -----------------
--------------- ../../2001 -----------------
960 MATRAHTAN İND.UNS.KARŞ. 53.500.000
960 02 MATRAHTAN İND. DİĞER UNS. KARŞILIĞI 53.500.000
961 MATRAHTAN İND.UNSURLAR 53.500.000
961 02 MATRAHTAN İND.DİĞER UNSURLAR 53.500.000
961 02 02 ÖNC. DÖNEM SSK PRİMLERİNDEN ÖDEMELER
961 02 02 EYLÜL SSK PRİMLERİ 15.250.000
961 02 02 EKİM SSK PRİMLERİ 15.250.000
961 02 02 EYLÜL SGD PRİMLERİ 11.500.000
961 02 02 EKİM SGD PRİMLERİ 11.500.000
--------------- -----------------
şeklinde olmalıdır.

Bu kayıt yöntemiyle, bir önceki dönem giderleşen ama Nazım Hesaplar kanalıyla matrahtan indirilmeyen primler, ödemenin yapıldığı yıl (tekrar) gider yazılmamış ancak yine Nazım Hesaplar kanalıyla (giderleştirilmeden) matrahtan indirilmesi sağlanmıştır.

Burada bir tartışma konusuna da değinmek gerekiyor. Dönem içinde ödenmemiş SSK primlerinin matrahtan indirilmemesi kuralının, bazı çevrelerce ödenmemiş primlerin "180- Gelecek Aylara Ait Giderler" hesabına aktarılması yoluyla uygulandığı görülüyor. Bu yöntem, muhasebeye bu gün artık terk edilmiş olan "Vergi Muhasebesi" gözü ile bakıldığında, bir yere kadar doğrudur. Ama Tek Düzen Muhasebe Sisteminde var olan "Dönemsellik İlkesi" bu yöntemde ihlal edilmektedir. Çünkü, ödenmemiş olan SSK primleri, ödensin ödenmesin, oluştukları, tahakkuk ettirildikleri dönemin gideri olarak kayda alınmalıdır. 180 hesap kanalıyla bir dönem sonraya kaydırılamazlar.

Bu işlemler de tamamlandıktan sonra sıra yukarıda sözü edilen Bilanço ve Gelir Tablosu ilkelerinin uygulanmasına gelmiştir. Anılan ilkeler uyarınca, tutarları kesinlikle saptanamayanları veya durumları tartışmalı olanları da içermek üzere, işletmenin bilinen ve tutarları uygun olarak tahmin edilebilen bütün yabancı kaynakları (borçları) bilanço tarihi itibariyle kayıt ve tespit ederek bilançoda, dönem içerisinde oluşan tüm gideri de gelir tablosunda göstereceğimize göre, vadesinde ödenmediği için 360 hesaptan 368 hesaba aktardığımız borçların 31.12.2000 tarihi itibariyle oluşmuş gecikme zamlarını da hesaplayıp tahakkuk ettirmemiz ve bu borçların bilançoda, giderin de gelir tablosunda yer almasını sağlamamız gerekiyor. Bu işlemi yapabilmek için yine aynı borçları gecikme zamlarını da gösterecek şekilde bir tabloda toplayalım:

BORCUN CİNSİ TUTARI VADE VE ORAN G.Z. TUTARI
368 04 02 2.TKS.KUR.V. 65.350.000 31.10.2000/%11 7.180.000
368 05 02 2.TKS. FON 6.530.000 31.10.2000/%11 710.000
368 06 09 EYLÜL SSK PR. 15.250.000 31.10.2000/%11 1.670.000
368 06 10 EKİM SSK PR. 15.250.000 30.11.2000/% 6 910.000
368 07 09 EYLÜL SGD PR. 11.500.000 31.10.2000/%11 1.260.000
368 07 10 EKİM SGD PR. 11.500.000 30.11.2000/% 6 690.000

TOPLAM 12.420.000

Hesaplanan bu gecikme zammı tutarı işletme kişiliği için bir giderdir. Ama doğallıkla kanunen kabul edilmeyen bir giderdir. Bu nedenle bu gideri kaydederken Nazım Hesap kullanımıyla da matrahtan indirilmesi önlenecektir. Öte yandan da giderleştirilen bu tutar 369 hesaba alacak kaydedilerek Bilanço İlkeleri uyarınca doğmuş olan borcun Bilanço'da yer alması sağlanmış olacaktır.

--------------- 31.12.2000 -----------------
770 0? 0? GECİKME ZAMMI GİDERLERİ 12.420.000
369 ÖDENECEK DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 12.420.000
369 04 02 2.TKS.KUR.V. G.Z. 7.180.000
369 05 02 2.TKS. FON G.Z. 710.000
369 06 09 EYLÜL SSK PR. G.Z. 1.670.000
369 06 10 EKİM SSK PR. G.Z. 910.000
369 07 09 EYLÜL SGD PR. G.Z. 1.260.000
369 07 10 EKİM SGD PR. G.Z. 690.000
--------------- -----------------

--------------- 31.12.2000 -----------------
950 MATRAHA EKLENECEK UNSURLAR 12.420.000
950 01 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 12.420.000
950 01 04 GECİKME ZAMLARI
951 MATRAHA EKLENECEK UNSURLAR KARŞ. 12.420.000
951 01 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER KARŞ. 12.420.000
--------------- -----------------
Ertesi yıl içinde har hangi bir gün, örneğin 15.03.2001 de tüm borçların gecikme zamları ile birlikte ödendiğini varsayalım. Bu durumda yukarıda düzenlediğimiz gecikme zammı tablosu aşağıdaki Şekle dönüşecektir:

BORCUN CİNSİ TUTARI VADE VE ORAN G.Z. TUTARI
368 04 02 2.TKS.KUR.V. 65.350.000 31.10.2000/ %26 16.990.000
368 05 02 2.TKS. FON 6.530.000 31.10.2000/ %26 1.690.000
368 06 09 EYLÜL SSK PR. 15.250.000 31.10.2000/ %26 3.960.000
368 06 10 EKİM SSK PR. 15.250.000 30.11.2000/ %21 3.200.000
368 07 09 EYLÜL SGD PR. 11.500.000 31.10.2000/ %26 2.990.000
368 07 10 EKİM SGD PR. 11.500.000 30.11.2000/ %21 2.410.000

TOPLAM 31.240.000
Bu tabloya göre yapılan ödemeyi kayıtlayalım:
--------------- 15.03.2001 -----------------
368 VADESİ GEÇ.ERT.TAKS.VRG.VE DİĞ. YÜK. 125.380.000
368 04 02 VD.Sİ GEÇ./ÖDN. 2.TKS.KUR.V. 65.350.000
368 05 02 VD.Sİ GEÇ./ÖDN. 2.TKS. FON 6.530.000
368 06 09 VD.Sİ GEÇ./EYLÜL SSK PR. 15.250.000
368 06 10 VD.Sİ GEÇ./EKİM SSK PR. 15.250.000
368 07 09 VD.Sİ GEÇ./EYLÜL SGD PR. 11.500.000
368 07 10 VD.Sİ GEÇ./EKİM SGD PR. 11.500.000

369 ÖDENECEK DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER 12.420.000
369 04 02 2.TKS.KUR.V. G.Z. 7.180.000
369 05 02 2.TKS. FON G.Z. 710.000
369 06 09 EYLÜL SSK PR. G.Z. 1.670.000
369 06 10 EKİM SSK PR. G.Z. 910.000
369 07 09 EYLÜL SGD PR. G.Z. 1.260.000
369 07 10 EKİM SGD PR. G.Z. 690.000

770 0? 0? GECİKME ZAMMI GİDERLERİ 18.820.000
100 01 KASA HESABI 156.620.000
--------------- 15.03.2001 -----------------
950 MATRAHA EKLENECEK UNSURLAR 18.820.000
950 01 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER 18.820.000
950 01 04 GECİKME ZAMLARI
951 MATRAHA EKLENECEK UNSURLAR KARŞILIĞI 18.820.000
951 01 KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER KARŞ. 18.820.000
--------------- -----------------

Açıklanan sistemdeki kayıtlama ile, hem ödenmemiş SSK Prim borçlarının, ilgili dönemde giderleşmesi ve ödendiği dönemde giderleşmeden matrahtan indirilmesi sağlanmış, hem de ilgili gecikme zamlarının ödendiği döneme değil, ait olduğu yani doğduğu döneme gider kaydedilmesi, aynı zamanda da işletme borçlarının bütünüyle ve açıklıkla bilançoda yer alması sağlanmıştır. Dolayısıyla, gerek kayıtlar yapılırken, gerekse mali tablolar düzenlenirken, Tam Açıklama Kavramı, Dönemsellik Kavramı ve dolayısıyla Sosyal Sorumluluk Kavramının yanı sıra, Temel Mali Tablo İlkeleri ile de uyum sağlanmıştır.

Gecikme zamlarının tahakkukunun “369” hesapta değil, “381- Gider Tahakkukları” hesabında yapılmasını savunanlar da var. Ancak “381” hesaba sadece kesinlikle belgeye bağlanmış giderlerin kaydedileceği MSUGT’nde özellikle belirtilmiştir. Öte yandan gecikme zamları, işletme için yasalardan doğan bir yükümlülüktür. Bu nedenle de “369- Ödenecek Diğer Yükümlülükler” hesabında tahakkuk ettirilmesinin daha doğru olduğu düşünülmektedir.


Bu arada telefonda görüştüğümüz konuyu ne yaptınız? Henüz bir değikişlik görülmüyor.
 
selamlar

sayın celal hocam hiç sıkılmadık. tam aksine sizlerin sayesinde bir güzel bilgi ziyafeti çektik. üstüne nusret hocamızın yazısı tam bal kadayıf olsun.

müsadenizle bir hususda görüşümü aktarmak isterim.


SMMM Kenan GÜMÜŞ' Alıntı:
...............................
Dolayısıyla, Yukarıdaki çok fazlaca olan Genel ve Temel İlkeleri belirleyici Vergi Yasaları hükümlerine karşı, Maliye Bakanlığı'nın yayınladığı tebliğin hiçbir bağlayıcılığının olmadığı kanaatindeyim. Tebliğ maliye bakanlığının kişisel bir görüşü olup, mükellefi illa da bağlayacak diye birşey yoktur. Aslolan yasa olduğuna göre, Maliye Bakanlığının ilgili tebliğinin, Yukarıdaki yasa hükümlerine aykırı olduğu düşüncesindeyim.

Sayın Gümüş hocam

öncelikle Bakanlığın Tebliği bir köşe yazarının fikri gibi değildir bence. mükellefi bağlar. malumunuz bazı kanunlarda belirtilen sınırlar içinde Maliye bakanlığı yetkili kılınmıştır.

kaldıki mahkemeler kanuna bağlı kararlar verirler.
tamam genel tebliğlerin belki mahkemeleri bağlıyıcılığı yoktur. ama mahkemeler de kendileri kanun koyucu gibi hareket edemezler. ve ve kanunun bizatihi kendisini kaldırsalar dahi yerine hüküm ihdas edemezler.

şimdi; genel anlamda ilgili olayın tahakkuk ilkesiyle bağdaşmadığı zaten karşı düşüncedende kabul gören bir olay.

hatta bu konuda YMM Şadi ÇETİN'in alomaliye yayınlanmış bir yazısı var.

bilindiği üzere sigorta sistemimizde büyük açıklar( bütçenin önemli bir kısmıda bu açıklara gidiyor) olduğu için kanun koyucu böyle bir tahakkuk ilkesine aykırı bir düzenleme yapmış olabilir.

belki ilerleyen günlerde Anayasa Mahkemesine bu yasanın (ssk md:80) ,diğer yasayla çeliştiğine dair bir başvuru olursa belirtmiş olduğunuz gerekçeler bunu belki değiştirebilir.


son olarak şunu belirtmek isterim ki. değil danıştay kararları, tebliğ hatta kanun okumadığımız bu zamanda her türlü argümanla sorgulayıcı yaklaşımınız biz stajyer ve gençlere örnek olacaktır ümidini taşıyorum :!:

saygıyla...
 

Benzer konular

Üst