İlk sorunuza bende olsam sn.Keremcem bey gibi cevap verirdim.(doğru)
Bence İddia ettiğiniz durum yani irade beyanınız oradan kalkmış olmuyor ve olmaz,
(zaman zaman bu forumda güven duygusunu zedeleyen,dürüst,iyi niyetli olmayan işci ve işverenleri eleştirmişimdir.
"noksan maaş ödemesi" uyanıklığı ile;
olayın başlangıcında işci-işveren ilişkileri bağlamında "güven duygusunu zedeleyen",bu konuda işcinin rızasını aramayan ve" işciyi gözetmeyen",sözlüde olsa bilinçli olarak iş kanunu madde 22 ye aykırı hareket ederek,bu tavrı ile madde 24/II-e bendi ve f bendin son cümlesine bağlı olarak işcinin haklı nedenle fesih hakkının olduğunu da bilecek kadar bilgiye sahip"art niyetli"işverenin)
bu kasıtlı(çünkü normalde malum ödemeyecekti ama bu uyanıklık) girişimi karşısında;
İşcinin şimdi anlaşarak bahsekonu yani daha "düşük ücret"üzerinden çalışmaya devam etmesini beklemiyoruz(tabi takdir kendisinin),
yarın çalışanımız işe gitmeyecek!..çünkü olayı öğrendiği tarih den itibaren fesih iradesini açıkladı/karşı tarafa yöneltti,(bu noktada art niyetli işverene karşın önce 20 günlük sürenin beklenmesinde yarar var)
işveren ise fesih iradesini açıklamasına bağlı olarak artık işe gitmeyecek olan işcinin devamsızlığını dikkate alarak, kendince madde 25/II-g bendine göre fesih yoluna gidecek,(gidebilir ve gitsin,işci sözleşmeyi feshettikten sonra önemi yok,burada öncelik ve esaslı nokta işcinin fesih iradesini açıklaması ve karşı tarafa/işverene bildirmiş olmasıdır.))
daha sonraki sürecte, yasal haklarının ödenmesi icin tanınmış olan süre bittikten sonra, hakları işverence ödenmeyen işci yargı yoluna başvuracak.
Dava sürecinde işcimiz ispat sorunu yaşayacak,ispat işveren ile yapılan sözlü görüşme üzerinde olacak ama işveren maaş ödeme günü de gerçekten işcinin maaşını düşürmüş,
işverenin o beyanı(yani maaşı düşüreceğine dair sözü) ve eylemi(yani gerçekten düşürmüş olması)işcinin bu iddiasını destekler nitelikte,mahkemece bu nokta dikkate alınacak,kaldı ki öteden beri(20 ay)dır çalışan işci sebebsiz olarak fesih yoluna NEDEN gitsin ki?gitmesi hayatın olağan akışına aykırı olsa gerek,elbet işcinin nihai olarak fesih kararını almasını gerektiren haklı bir sebebi olmalı!..işte bu sebeb işverenin o sözü ve bu eylemidir,eylemin ispatı var şahit ya da başkaca delil yok ise sözün(işverenin o sözünün) ispatında biraz zorluk olabilir ise de, açıkladığım hususlar mahkemece işci lehine dikkate alınacaktır.
Ayrıca bu ispat noktasında,işci lehine başkaca hukuki bir durum daha var,olayımıza bağlı olarak işci bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir şekilde gösteren durumu(yani işverenin o ilk sözünü)ortaya koyar ise(ki koyacak/söyleyecek)bu defa işveren böyle bir ihtimalin mevcut olmadığını ispat etmekle yükümlü olur,peki bu işveren ispat edebilir mi,hayır,yani işveren o ilk sözü söylemediğini ispat edemez,ispat noktasında sözkonusu bu kurala göre işci 1-0 önde + yukarıda açıkladığım hususlar ile birlikte bu davanın işci lehine sonuçlanacağı düşüncesindeyim.