TAM mükellef gerçek kişiler ile kurumlar gerek Türkiye içinde gerekse yurt dışında elde ettikleri gelirlerin tamamı üzerinden Türkiyede vergilendirilmektedir. Dar mükellef gerçek kişi ve kurumlar ise sadece Türkiyede elde ettikleri gelirler üzerinde Türkiyede vergilendirilebilmektedir.
İkametgahı Türkiyede bulunanlar ile bir takvim yılı içinde Türkiyede devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar Türkiyede yerleşmiş sayılmakta ve bu nedenle tam mükellef gerçek kişi olarak kabul edilmektedir. Bu sürenin hesabında geçici ayrılmalar dikkate alınmamaktadır. Bununla birlikte yabancılardan; belli ve geçici görev veya iş için Türkiyeye gelen iş ya da bilim adamları, uzmanlar, memurlar, basın yayın görevlileri ve benzeri durumda olanlar ile öğrenim, dinlenme, seyahat veya tedavi amaçlı gelenler, hapiste bulunanlar bu süreyi aşsalar bile Türkiyede yerleşmiş sayılmayacaktır.
Türkiyedeki kamu ya da özel kurumların işleri dolayısıyla bu kurumlara bağlı olarak yabancı memleketlerde çalışanların durumu ise farklıdır. Bunlar tam mükellef olarak kabul edilmekle birlikte, yurt dışında elde ettikleri gelirler üzerinden orada vergilendirilmişlerse bu gelirleri için ayrıca Türkiyede vergi ödemeyeceklerdir.
Kurumlara gelince; kanuni veya iş merkezi Türkiyede bulunan kurumlar tam mükellef kurum olarak kabul edilmektedir.
Gerçek kişilerde, yurt içinde elde edilen gelirler ile yurt dışında elde edilen gelirlerin vergilendirilme şekli farklı olabilmektedir. Örneğin; mevduat faizleri sadece vergi kesintisi yoluyla vergilendirilmekte ve ayrıca yıllık beyanname ile beyanı gerekmemektedir. Buna karşılık, yurt dışında elde edilen mevduat faizleri belli bir sınırı aştığında mutlaka yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmelidir. Kâr paylarında da durum farklıdır. Türk kurumları gerçek kişilere ödedikleri kâr paylarının tamamı üzerinden vergi kesintisi yapmaktadır. Yıllık beyana gelince, gerçek kişinin elde ettiği kâr payının yarısı istisna olarak kabul edilmekte ve yıllık beyan dışında kalmakta olup, kalan yarısı beyana tabi diğer gelirlerle toplandığında belli bir sınırı aştığında beyan edilmek durumundadır. Oysa, yurt dışındaki kurumlardan elde edilen kar paylarının tamamının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilen gelir üzerinden hesaplanan vergiden yurt dışında ödenmiş olan vergi belgelenmek şartıyla belli sınırlar dahilinde mahsup edilebilmektedir.
Tam mükellef kurumların yurt dışında elde ettikleri kazançlar, kurumun gelirlerine dahil edilmekte ve böylelikle kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır. Ancak, Kurumlar Vergisi Kanununun 5. Maddesinde yurt dışı kaynaklı bazı kurum kazançları belli şartların varlığı halinde kurumlar vergisinden istisna edilmiştir. Bunlara örnek olarak, yurt dışı iştiraklerden elde edilen kâr payları istisnası, yurt dışındaki iştirak hisselerinin satış kazancına uygulanan istisna, yurt dışındaki iş yerleri veya daimi temsilciler aracılığıyla sağlanan kazançları gösterebiliriz. Ancak, bu istisnaların çoğunda yurt dışında belli bir oranda vergi ödenmiş olma şartı aranmakta olup, istisna edilen kazanç üzerinden yurt dışında ödenen verginin Türkiyede kurumlar vergisinden mahsup imkanı bulunmamaktadır.
Yurt dışında elde edilen ve istisna olmadığı için kurumlar vergisi matrahına dahil edilerek üzerinden kurumlar vergisi hesaplanan kazançlar için yurt dışında ödenen vergilerin mahsubu (belli şartlar ve sınırlar dahilinde) belgelenmek kaydıyla mümkündür.
Vergilendirmede, devletler arasındaki çifte vergilendirilmenin önlenmesine yönelik anlaşmaların da dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin; Hollanda kaynaklı bazı gelirler iki ülke arasındaki anlaşma uyarınca Türkiyede vergiye tabi tutulmamaktadır.
Son olarak; yurt dışındaki şirketlere iştirak edenlerin bu şirketler kâr dağıtmasa bile kontrol edilen yabancı kurum hükümleri geçerli olduğundan bu kâr paylarını elde etmişler gibi Türkiyede beyan etmeleri gerektiğini hatırlatırız. (Kurumlar Vergisi Kanunu Madde:7, Gelir Vergisi Kanunu Madde: 75/2)
1.1 Gelir Vergisine Tabi Gelirlerin Vergilendirilmesinde Esas Alınan Tarife
Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan gelir vergisine tabi gelirlerin vergilendirilmesinde esas alınan tarife, 2016 takvim yılı gelirlerinin vergilendirilmesinde esas alınmak üzere aşağıdaki şekilde yeniden belirlenmiştir.
[TABLE="width: 541"]
[TR]
[TD]12.600 TL'ye kadar[/TD]
[TD]15%[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD]30.000 TL'nin 12.600 TL'si için 1.890 TL, fazlası[/TD]
[TD]20%[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD]69.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.370 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'nin 30.000 TL'si için 5.370 TL), fazlası [/TD]
[TD]27%[/TD]
[/TR]
[TR]
[TD]69.000 TL'den fazlasının 69.000 TL'si için 15.900 TL, (ücret gelirlerinde 110.000 TL'den fazlasının 110.000 TL'si için 26.970 TL), fazlası
1.9. Tevkifata ve İstisnaya Konu Olmayan Menkul ve Gayrimenkul Sermaye İratlarına İlişkin Beyanname Verme Sınırı: 1.580.-TLGelir Vergisi Kanununun 86 ncı maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin (d) alt bendinde yer alan tevkifata ve istisnaya konu olmayan menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarına ilişkin beyanname verme sınırı, 2016 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere 1.580 TL olarak tespit edilmiştir.[/TD]
[TD]35%
[/TD]
[/TR]
[/TABLE]