Ynt: Acıklı Tablo!
sayın nguroy
Benim cevap verdiğim üye konuyu başka tarafa çektiği ve ona cevap vermek zorunda kaldığım için sizin açtığınız bu konunun özünün güme gitmesine gönlüm elbetteki razı değil asıl buna cevap vermek istemiştim ama yoğunluktan birkaç gün gecikti.
Ondan önce bir konuyu da belirtmeden geçemeyeceğim.
Bu forumun medaretörü olarak öncelikle o üyeye sizin müdahele etmenizi beklerdim. Çünkü bu sitenin bağımsızlığına ve saygınlığına gölge düşürecek mahiyette ve gerek bu kesimi gerekse de muhasebeci patronun adamı olmuş derken önemli bir meslek grubunu incitmektedir. Bu duruma müdahele etmemenizin sebebi belki de siz SMMM olarak bağımlı çalışmaktasınız da bir nevi savunma iç güdüsü mü yoksa siyaseten aynı paralelde görüş taşıdığınız için bir nevi zımmen de olsa destek vermenizden mi ileri gelmektedir.
Eğer siyaseten bu sitede sadece belli görüştekiler üye olup cevap yazacaklar ise ki bu sitenin yönetici ve medaretörlerinin böyle bir hakkı elbetteki olabilir bu durumda bunu beyan ederseniz bizde bu hususu göz önüne alıp ona göre soru sorup sormama veya cevap yazıp yazmama şeklindeki hakkımızı kullanalım.
Acıklı tabloya gelince;
Tablonun bu olduğu ve durumun da çok açık olduğu ortadadır . Gelişmiş ülkelerin tablolarının ve ideal vergiciliğin bu olmadığı üniversitede vergi hukuku derslerinin daha ilk bölümlerinde öğretilmişti. Bir ülkenin vergilerinin çok yüksek bir oranının tüketimden alınması ( ki bunun da önemli bir kısmı gönüllü değilde akaryakıt, tekel maddeleri, otomotiv sektörü gibi kaynağından kolayca alınabilen ötv, kdv gibi vergilerden oluşması daha da acıdır ) esasen kimsenin gelirini doğru beyan etmediğini gösterdiği gibi kamunun vergi toplamada çok başarısız olduğunu gösterir.
Beyana tabi yani gelir üzerinden vergilerin de yine çok önemli bir kısmını kurumsal büyük işletmelerin ödediği, küçük esnaf, tüccar gibi kesimlerin doğru dürüst vergi ödemediği elbette bir vakıadır. Bunun belli başlı sebepleri bana göre;
1- Belge düzeni eskiye oranla geriye gitmiştir. Vergi iadesinin kaldırılması iyi olmamıştır. Siyasi popilizm nedeniyle belli kesimlerin üzerine gidilmemektedir. ör. değeri 700 000 - 1 000 000 tl arasında eğişen ticari araçların yıllık basit usulle 1000 -2000 tl gibi vergiler vermesi hep eleştrilmiştir ama ne zaman siyasiler bu tür kesimlerin üzerine gidelim dediyse " kontak kapatırız, yürürüz oy vermeyiz" gibi çıkışlara biraz da oy kaygusuyla tüm siyasiler ( dikkat sadece bugünkü siyasiler değil ) ses çıkarmamışlardır. Bana göre burada ayrıca siyaseten de yanlış hesap yapmışlardır. Bir kesimi belki memnun ederek oy almışlardır ama önemli bir kesimden de adaletsizlik yarattıkları için oy alamamışlardır.
2- Vergi mevzuatının karmaşık ve sık değişmesi, günün koşullarına uyamaması, vergi oranlarının yüksek ve adaletsiz olması, bilhassa mükellef olmayı caydırıcı hale getirmektedir. Elbette çok yanlış olmakla birlikte bir nevi mükellef kendi adaletini kendisi sağlamak yoluna gitmektedir.
3- Gerek vergi mükelleflerinde gerekse de tüm vatandaşlarda vergi bilinci ve kültürü eksiktir. Vergiyi ödeyip de mutlu olmanın hazzı herkese öğretilmelidir.
4- Belli meslek veya iş grupları düzenli olarak belge düzenleyip vergi öderken bazı meslekler veya iş gruplarında kayıt dışılık oldukça yüksektir. Ör. gayrimenkul sektörü, yedek parça, mobilya, gıda v.s. gibi sektörlerde belge düzeni zayıftır.
5- İş hayatına girecek yani mükellef olacak kişiler bilinçli hesap yapmadan işe başlamakta daha sonra kısa sürede hüsrana uğramaktadırlar. Ör. falan sokakta lokanta açsam günde 100 müşteri gelse şu kadar para kazanırım gibi soyut hesaplarla işe başlanmakta kirası, personel gideri, VERGİSİ , sgk primi şu kadar olur gibi hesaplara hiç girilmemekte daha sonra da karşılarına çıkınca hesapları şaşmakta kısa sürede iflas veya hüsranla kapanmaktadırlar.
6- Ülkemizde kurumsallaşma veya birlikte çalışma kültürü olmayıp herkes kendi işinin patronu olmayı yeğlemekte bu da kaynak israfına, kamunun denetim yapamamasına yol açmakta bu tür küçük işletmelerin kayıt içine alınması zorlaşmaktadır.
Bu sayılan maddeler elbetteki çoğaltılabilir, ayrıca bu dünyanın içindeki bir kişi olarak yukarıda kısmen sayabildiğim sorunları veya hukuksuzlukları sakın savunduğum anlaşılmasın zira bizim varlığımızın, hayatımızın ve geçimimizin de bu tür müşterilerin varlığı ile devam edeceği malumdur. Ben sadece gözlemlerimi yansıtmaya çalıştım.
İşte bu ve bunun gibi nedenlerden dolayıdır ki az vergi ödemede bizim meslektaşların fazla bir dahli olamaz olmamalıdır. Vergiyi esasen siz, biz, onlar, mükellef belgeyi istemeyince kaçırmış olmuyormuyuz. Bu beyannameleri elbetteki bizler vermekteyiz. Ama alış satış ve gider belgeleri stok listesi ve diğer evrakları size düzenlenmiş olarak gelen bir işletmenin vergisine siz nasıl müdahele edebilirsiniz ki ben böyle bir yöntem bilmiyorum siz biliyorsanız o başka.
Tabi bu mesleği yapan kişiler olarak birtakım mesleki etik kurallara uymamız, ülkesi ve milletini düşünen ideal bir vatandaş bilincinde olmamız gerektiğini, kendi adıma müşterilerimi bu yönde azami eğitmeye çalıştığımı ve böyle bir görevimiz de olduğunu elbette biliyorum. Yoksa siz ne belge gönderirseniz gönderin biz bunları eleştirmeden beyannameyi yaparız ve yaptığımız bu anormal mali tablolardan da zevk alırız hç sıkıntı çekmeyiz demek istemiyorum. Elbetteki yok böyle birşey.
Yani bahsettiğiniz bu acıklı tabloya sadece beyanname düzenlemekle ulaşılmış olmuyor gördüğünüz gibi onun çok öncesi var. Kişi bankaya yatırılan kira tutarı ile geldi ise siz de ona göre beyanname yaptıysanız farklı kira alıp almadığını nasıl bileceksiniz veya nasıl denetleyeceksiniz ki o kira tutarı size mantıksız gelse dahi.
Sayın nguroy gördüğünüz gibi bu konuda bir dokunup bin ah işitebilirsiniz üyelerin ve sizin daha fazla başınızı ağrıtmamak adına şimdilik bu kadar inşallah birgün tanışır da karşılaşırsak bu konularda daha çok söyleyeceğimin olduğunu bilmeniz dileği ile selam ve saygılar sunarım.