Alınan Malın Çalıntı Olması

ferhat

Moderator
Forum Yönetimi
Üyelik
6 Haz 2005
Mesajlar
7,595
Konum
İSTANBUL
ALINAN MALIN ÇALINTI OLMASI


SORU: İşletmemiz bazı kişilerden atık malzeme almaktadır. Bu kişilerden alışlarımızı gider pusulası ile yapmaktayız. Ancak bizim sektörde son zamanlarda çalıntı mal satışı çok olmaya başladı. Böyle bir durumda alışlarımızın çalıntı olmaması için nasıl bir önlem almalıyız.
YANIT: Bu konuda daha çok işletmenizce tanınan ve bilinen kişiler tarafından yapılan satışların şirketinizce kabul edilmesi, tanınmayan kişilerden alışlarda da dikkatli davranılması gerekmektedir.
Diğer yandan sorunuzdan da anlaşıldığı üzere alışlarınızı gider pusulası ile yaptığınızdan, söz konusu belge tarafınızdan düzenlenirken satıcının kimliğini doğru tespit etmeniz, bu aşamada mutlak suretle kendilerine ait nüfus cüzdanlarını talep ederek, söz konusu cüzdanların fotokopisini düzenleyeceğiniz gider pusulasına eklemeniz, ayrıca söz konusu kişilerin açık adreslerini yine gider pusulası üzerine yazdıktan sonra bu kişilerin ıslak imzasını almanız halinde ileride bu konuda çıkacak bir olayda söz konusu malları kimden aldığınızı kanıtlamanız daha kolay olacaktır



SİPARİŞ AVANSINDAN DOĞAN ALACAĞA KARŞILIK AYRILMASI

SORU: Geçen yıl bir AŞ'ye vermiş olduğumuz sipariş avansı karşılığı alacağımız, söz konusu şirketin yapılan sözleşme hükümlerine uygun teslimatı gerçekleştirememesi nedeniyle dava konusu oldu. Bu durumda vermiş olduğumuz sipariş avansı için karşılık ayırabilir miyiz?
YANIT: Vergi Usul Yasası'nın 323'üncü maddesi uyarınca "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
* Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
* Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek düşük derecede düşük alacaklar, Şüpheli alacak" sayılmaktadır.
Yasal düzenleme gereği olarak yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilmektedir.
Var olan bir alacağın ödenmemesi veya taraflar arasında uyuşmazlık konusu olması durumunda, bu alacağa karşılık ayrılabilmesi için ticari veya zirai kazançla ilgili bir faaliyetten kaynaklanması ve bu kazançların elde edilmesi ve/veya idame ettirilmesi ile ilgili olması gerekmektedir. Bu bağlamda işletmenin esas faaliyeti dışında, kayıtlara hasılat olarak girmeyen veya ticareti yapılacak veya üretilecek mal veya hizmetin maliyeti ile ilgisi olmayan alacakların, tahsilinde güçlük doğsa bile bu tür alacakların şüpheli alacak olarak değerlendirilmesi ve karşılık ayrılması söz konusu olamaz.
Uygulamada "herhangi bir malın tesliminden veya ifasından önce satış bedeline mahsuben yapılan ödemeler olarak tanımlayabileceğimiz avanslar için şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmamaktadır."

Ancak karşılık ayrılacak alacağın şüpheli sayılabilmesi için mutlaka kayıtlara daha önce hasılat kaydedilmesi gerekeceği konusunda yasa maddesinde açık bir hüküm yoktur. Fakat sözü edilen maddede değişiklik yapan 2365 sayılı kanunun madde gerekçesinde karşılık ayrılmak suretiyle zarara intikal ettirilecek alacağın ticari veya zirai faaliyetin idame ettirilmesi ile ilgili olması, diğer bir ifade ile alacağın daha önce hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenle daha önce "mal temini için verilen avanslara şüpheli alacak karşılığı ayrılmaz" şeklindeki görüşler karşısında, vergi idaresi, iktisadi ve ticari hayatın günümüzde geldiği nokta ve işletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmek için gerekli organizasyon ve finansman kaynaklarını dikkate alarak aksi yönde görüş oluşmuştur.

Sipariş avanslarının, sipariş konusu değerlerin yapılan sözleşmeye uygun şekilde siparişi verene teslim edilmemesi halinde ortaya çıkan uyuşmazlık nedeniyle şüpheli alacak olarak değerlendirilmesinin mümkün olup olmayacağı konusunda var olan farklı görüşler nedeniyle durumunuzu bağlı bulunduğunuz vergi dairesine yazı ile bildirerek görüş istemeniz ve alacağınız yanıta göre hareket etmeniz daha doğru olacaktır



Sitenin kapıcısına Damga Vergisi yok yöneticisine var


Birden fazla konutun yer aldığı sitelerde görevli olan kapıcı, bahçıvan ve hizmetlilerin ücretlerinden Damga Vergisi kesintisi yapılmaz. Ancak site yönetim ve denetim kurulunda görevli olanlara yapılan huzur hakkı ödemeleri binde 6 oranında Damga Vergisi'ne tabi olur.

SORU: Birden fazla konutun yer aldığı ve site olarak adlandırılan oturma mahallerinde sitenin ortak ihtiyacı için site yönetimince istihdam edilen temizlik görevlileri, tamir ve bakım görevlileri, elektrik teknisyeni ile yeşil alanın tanzimi ve bakımından sorumlu tutulan bahçıvanlara yapılan ücret ödemeleri ile site yönetim ve denetim kurulunda görevli olanlara ödenen huzur hakları için düzenlenen belgeler Damga Vergisi'ne tabi midir?
YANIT: Damga Vergisi Yasası'nın birinci maddesinde hükme bağlandığı üzere bu yasaya ekli (1) sayılı tabloda yazılı kâğıtlar Damga Vergisi'ne tabidir. Damga Vergisi uygulaması açısından kâğıt terimi, yazılıp imzalanmak veya imza yerine geçen bir işaret konmak suretiyle düzenlenen ve herhangi bir hususu ispat için ibraz edilebilecek olan belgeler ile elektronik imza kullanılmak suretiyle manyetik ortamda ve elektronik veri şeklinde oluşturulan belgeleri ifade etmektedir.
Diğer yandan Damga Vergisi Yasası'na ekli (1) sayılı tabloda Damga Vergisi'ne tabi kâğıtlar dört ana başlık altında toplanmış olup, "IV Makbuzlar ve diğer kâğıtlar" başlığı altında "Makbuzlar" arasında sayılan (1/b) fıkrasında "Maaş, ücret, gündelik, huzur hakkı, aidat, ihtisas zammı, ikramiye, yemek ve mesken bedeli, harcırah, tazminat ve benzeri her ne adla olursa olsun hizmet karşılığı alınan paralar için verilen makbuzlar ile bu paraların nakden ödenmeyerek kişiler adına açılmış veya açılacak cari hesaplara nakledildiği veya emir ve havalelerine tediye olunduğu takdirde nakli veya tediyeyi temin eden kâğıtların da binde altı oranında Damga Vergisi'ne tabi tutulması" öngörülmüştür. Bu tür ödemeler avans olarak yapılsa dahi yapılan ödeme miktarı üzerinden binde altı oranında Damga Vergisi hesaplanması gerekmektedir.
Buna karşılık aynı yasaya ekli (2) sayılı tablo "Damga Vergisi'nden istisna edilen kâğıtlar" başlığını taşımakta olup, bu tabloda "IV-Ticari ve medeni işlerle ilgili kâğıtlar" başlığı altındaki bölümün 34 numaralı fıkrasında "Ticari, zirai veya mesleki faaliyetlere ilişkin olmamak şartıyla gerçek kişiler arasında düzenlenen akitlerle ilgili kâğıtlar ile Gelir Vergisi Yasası'nın 23'üncü maddesinde belirtilen ücretlere ilişkin kâğıtların resmi dairelere veya notere ibraz edilmemeleri koşuluyla vergiye tabi tutulmamaları öngörülmüştür.
Ancak söz konusu kâğıtların resmi dairelere veya noterlere ibraz edilmeleri halinde, ibraz tarihi itibariyle bu kâğıtlar vergiye tabi tutulur ve vergisi söz konusu kâğıtları ibraz edenlerce ödenir.
Dolayısıyla, bir ticareti mahalli olmayan ve konut olarak kullanılan site yönetiminde, istihdam edilen kapıcı, bahçıvan ve hizmetlilerin ücretlerinden Damga Vergisi kesintisi yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Buna karşılık site yönetim ve denetim kurulunda görevli olanlara yapılan huzur hakkı ödemeleri ve sitede diğer unvanlarla çalıştırılan işçilere yapılan ücret ödemeleri ile sitede diğer unvanlarla çalıştırılan işçilere yapılan ücret ödemeleri Damga Vergisi Yasası'na ekli (1) sayılı tablonun (IV1-b) fıkrasına göre binde altı nispetinde Damga Vergisi'ne tabi tutulacaktır.

Veysi Seviğ - Bumin Doğrusöz

04.11.2009
 
Üst