daha önce benzer bir soru için yazdığım cevap umarım faydalı olur.
bildiğiniz gibi ltd.şti.kendini oluşturan gerçek ve tüzel kişilerden farklı bir tüzel kişiliktir.öncelikle kamu borçları veya diğer ticari borçlar acısından ltd.şti.kendi mal varlığıyla sorumludur. ortakların sorumluluğu: limited şirket ortakları şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacaklarından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacaklardır.
t.t.k 540 mad.göre Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar.yani ltd.şirketlerde ortaklar kanuni temsilci olarak ortaklardan birini secebilecekleri gibi ortak olmayanların dışındada secebilirler.bu durumda kanuni temsilcinin sorumluluğu akla gelir.
kamu borçlarından öncelikli olarak kanuni temsilcinin sorumlu olması gerekir ancak ondan alınamayan kamu borçundan ortakların sermayeleri oranında sorumluluğu devam etmektedir.(bukanuda vuk 10.mad.a.a.t.u.h.k 35.mad.ve mük.35.mad.bakınız.)
devirle ilgili sorunuza gelince bu konuda net bir açıklama t.t.k nunda ne a.a.t.u.h.k.da nede diğer kanunlarda yoktur.iki farklı görüş vardır.bunlarla ilgili kararlar :
Devir tarihinden önceki dönemler için esas itibariyle devralan ortağın sorumlu olması gerekmektedir. Ortaklık payını bütün alacak ve borçlarıyla birlikte devralmaktadır. O halde eski dönemler için de sorumluluğu kabul etmiştir. Bu nedenle devreden ortağın sorumluluğu ortadan kalkar. Danıştay 7. Dairesinin E.1967/127, K.19671479 Sayılı Kara-
rında, .. bir hisseyi devralan ortağın, devraldığı hissenin borçlu mu alacaklı mı olduğuna ve şirketin malî durumuna vâkıf bulunduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır ....
Diğer taraftan bu devrin kanuna karşı bir hile olarak sırf vergi borcundan kurtulmak gayesiyle yapıldığı ve devir mukavelesinde devreden ortağın, devirden daha önceki borçlarında devredenin me'sul olacağı hakkında bir kaydın bulunduğu, V Dairesince iddia ve ispat edilmediğine göre de ....ortaklıktan ayrılan davacının şirketin vergi borcundan dolayı
me'sul olmayacağı aşikârdır. Denilmiştir. Buna göre ilke olarak devralan ortak eski dönemlerden de sorumludur. Devredenin sorumluluğu için hileli davrandığının veya devir mukavelesinde bu yönde bir hüküm bulunması gerektiği vurgulanmıştır.
Buna karşılık bazı kararlarda, devreden ortağın sorumluluğunun devam ettiği yönündedir.
Örneğin, Danıştay 11.Dairesinin 13.4.1995 T.E. 1995/965, K.1995/1136 sayılı Kararında, ..hisse devir mukavelesinin gerçekleşmesi ile yükümlünün şirkete karşı hiçbir sorumluluğu kalmadığı,dolayısı ile devir tarihinden önceki vergi borçları yüzünden şahsen takibinin mümkün olmadığı gerekçesiyle uygulanan ihtiyatî haciz işlemini iptal eden vergi mahkemesi kararında yasal isabet görülmemiştir.
fakat yakın zamanda Dn. 7. D.’nin, 05.11.2001 tarih ve E. 2000/6064, K. 2001/3393 sayılı Kararı mevcuttur.
Hisseler devir tarihi itibariyle mevcut tüm hak, alacak ve borçları ile devredildiğinden, sorumluluğun devralana ait olduğunu kabul etmek, doğru sonuçtur.
Nitekim, Yargı’ya intikal eden bir uyuşmazlıkta;
“6183 sayılı Kanun’un 35. maddesinde, limited şirketin tahsil olanağı kalmayan kamu borçlarından dolayı ortaklar için öngörülen sorumluluk, ortak sıfatına ve ortaklık payına bağlı bir sorumluluk olup, hisse devri halinde hisseyi devralan ortağın, şirketin mali durumunu, bir başka deyişle, hissenin borçlu veya alacaklı olup olmadığını bildiği kabul edildiğinden, devir tarihinden önceki ve sonraki dönemlere ilişkin vergi borçlarının ortaklık payını devralan ortaktan aranılması gerekmektedir.” şeklinde karar verilmiştir''
şirketin ticari ilişkilerinden doğan borçları için ttk.ltd.şti.nin tanımına bakmak yeterlidir.zira ortakların sorumluluğu şirkete koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlıdır. Yani ortaklar, şirketin borçlarından dolayı taahhüt ettikleri sermaye miktarına kadar bütün malları ile sorumludurlar. Bunu aşan kısım dolayısıyla hiçbir sorumlulukları yoktur. Bu sebeple, taahhüt ettikleri sermaye paylarının tamamını ödemiş oldukları takdirde, ortakların herhangi bir kalmaz. sermaye taahhüt borcu bulunan ortak, şirket borçlarından, şirketin ödeme gücünün olmaması şartıyla kalan sermaye taahhüt borcu ile sınırlı olarak sorumlu olup, aşan kısımdan karşısında herhangi bir sorumluluğu
kısaca :Şirket alacaklılarının, bu alacakları dolayısıyla ortakların mal varlıklarına başvuramayacakları açıktır. Şirket alacaklılarına karşı sorumluluk, birinci derecede ve mal varlığı ile sınırsız olarak, şirket tüzel kişiliğine aittir.
yukarda yazdıklarımı incelerseniz c ne kamu nede ticari borçlar açısından herhengi bir sorumluluğu olmadığı sonucunu çıkarırsınız zira işadamı basiretli bir kişi gibi davranarak devir alacağı şirketin borçlarından haberdar olmak zorunda olan kişidir.bu işin başka yönü.................
rücu hakkı ne ortakların nede kanuni temsilcinin sorumluluğunu ortadan kaldıran bir durum değildir.yani vergi borçları karşısıdaki ortakların sorumluğu ortadan kalkmaz.devir sırasında ortaklar tarafından yapılan özel anlaşmalar vergi kanunlarını bağlamaz.sizin ifade ettiğiniz Limited Şirketlerde ortakların sorumluluğu, taahhüt ettikleri sermaye miktarı kadardır ifadesi ttkunu ifadesidir ve ancak ticari borçlarve herhalde bu sorumluluk ortak oldukları dönem borçları için geçerli olacaktır.ifadesi eksikiktir zira ortak olan kişinin sermaye tah.borçu yoksa sorumluluğu yoktur.(ticari borçlar açısından )
kamu borçları açısından
sayın mehmet maçın alıntı yazısı faydalı olur..)
Limited şirket ortaklarının ise, kamu hukuku borçlarından ikinci derece ve sınırlı şahsi sorumluluğu söz konusu olduğundan, yeni ortağın pay devrinden önceki borçlardan da sorumluluğu söz konusu olacaktır. Çünkü, usulü dairesinde yapılmış devir işlemi sonunda, pay defterine kayıtla birlikte devredenin yerine geçen yeni ortak, ortaklık payının bütün hak ve borçları ile birlikte devralmış olacaktır. Özetle, devirden sonra doğan borçlar açısından
devreden ortağın herhangi bir sorumluluğu bulunmazken, devirden önce doğmuş olan borçlar açısından devralan ortağın sorumluluğu, ortaklık payını bütün hak ve borçlarıyla birlikte devraldığından, mevcut olacaktır. Konuya ilişkin bir Danıştay kararında: “Limited şirketteki hissesinin tamamını noter tasdikli hisse devir sözleşmesi ile devrettiği ve bu durumun Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanarak tescil ve ilan edildiği hususlarının taraflar arasında ihtilafsız bulunması karşısında, şirketle hiçbir hukuki bağı kalmayan davacı, hisse devrinden sonraki dönemlere ait vergi borçlarından sorumlu tutulamaz” denilmiştir. ( D. 7. D.,T. 27.06.2001, E. 2000/3801, K:2001/2776)
Vergi Usul Kanunu’nun 10. maddesi hükmüne göre, anonim ve limited şirketlerin birer kurum olarak mükellef ve sorumlu sıfatıyla yapmak zorunda oldukları ödevler, onların kanunî temsilcileri tarafından yerine getirilir. Bunların görevlerini yerine getirmemeleri sebebiyle bu şirketlerin varlıklarından alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, rücû hakları bâki kalmak şartı ile ((VUK 10/3), görevlerini yerine getirmeyen kanunî temsilcilerin varlıklarından alınır (VUK 10/2).
celal elibuyuk
smmm-ist