Huzur Hakkı Ve Teknoloji Geliştirme Bölgesi Gelir Vergisi Muafiyeti

muku82

Katkı Sunan Üye
Üyelik
3 Eyl 2007
Mesajlar
266
Konum
BURSA
Merhabalar,

Limited şirketimiz Teknoloji Geliştirme bölgesinde faaliyet göstermektedir. Ar- Ge personelleri mevcuttur ve çalışanlar 4691 sayılı kanundan faydalanıyorlar; gelir vergisi ve damga vergisinden muaflar. Şirketimizin ortaklarından biri bir fiil Ar- Ge projelerinde çalışmaktadır; huzur hakkı bordrosu düzenlenerek kendisine huzur hakkı ödenecektir. Ortağa yapılan huzur hakkı ödemesi ile birlikte 4691 sayılı kanun kapsamından faydalana bilir mi ? (yani ar-ge de ödenen huzur hakları gelir vergisinden ve damga vergisinden muaf mıdır?)

Yardımlarınızı rica ediyoruz..

Teşekkürler
 
Sayın muku82,

4691 sayıl yasa çerçevesinde muafiyetten yararlanmanın temel kuralı "iş akdidir". Yönetim kurulu üyelerine yapılan huzur hakkı ödemesi ise iş akdi değil TTK kuralları kapsamındadır. Ayrıca esas itibariyle süreklilik arzetmesi de zorunlu değildir. Bu nedenle muafiyet kapsamında değerlendirilemez.
 
Teşekkürler,

Huzur hakkını ödemek esas itibariyle süreklilik arz etmesi zorunlu değildir , demişsiniz; huzur hakkını her ay ödemek sıkıntı oluşturur mu ?
 
Sayın muku82,

Temel olarak huzur hakkı YK üyelerine toplantı başına ödenen bir ücrettir. Mutad aylık toplantılar için aylık olarak ödenmesinde de bir mahsur yoktur. Teamüllere göre de ayda bir ödenir. Ancak her ay toplantı kararı yazılmasında da yarar vardır.
 
Nizam dostum,

Hayır huzur hakkı aylık ödenir. Zaten genelde uygulama bu şekildedir. Sadece yetkili organlardan karar çıkarmak gerekir.

Kesinlikle yanlış. Eski TTK 333 madde şöyle der;

V - MECLİS AZALARININ HUKUKİ DURUMU:
1. HUZUR HAKKI:
Madde 333 - Aksine esas mukavelede hüküm olmadığı takdirde idare meclisi azalarına her toplantı günü için bir ücret verilir. Ücret miktarı esas mukavelede tayin edilmemişse umumi heyetçe tayin olunur.


Suistimali önlemek amacıyla da genel olarak genel kurul kararlarında "ayda bir toplantı karşılığını aşmamak kaydıyla" gibi sınırlama koyardık "5 toplantı yaptım 5 tane isterim" gibi bir durum oluşmasın diye.

Yeni TTK ise biraz daha farklı bir anlayış getirdi ancak Huzur Hakkı kavramı değişmiş değil.

V- Yönetim kurulu üyelerinin mali hakları
MADDE 394- (1) Yönetim kurulu üyelerine, tutarı esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmiş olmak şartıyla huzur hakkı, ücret, ikramiye, prim ve yıllık kârdan pay ödenebilir.


Yasanın gerekçesi de bunu net bir şekilde açıklıyor. "GEREKÇE/Madde 394 - 6762 sayılı Kanunun 333 üncü maddesi anlam itibarıyla tekrarlanmıştır. Esas sözleşmeyle veya genel kurul kararıyla belirlenmesi gereken malî haklar hükümde sınırlı sayı ilkesi uyarınca gösterilmiştir. Anılan malî hakların bir kaçının bir arada yerine getirilmesine bir engel yoktur."
 
Yanlış olan nedir? anlayamadım da. Benim söylediğim şeyin yasal maddesini yazmışınız. Huzur hakkı sabittir. Ben 3 toplantı yaptım şu kadar para isterim diyebilir mi yönetim kurulu üyesi?
Huzur hakları genel kurul tarafından her yıl belirlenir , ana sözleşmede belirtilmiş olsa dahi , genel kurul kararı ile yeniden belirlenebilir. (zaten güncellemek için başka çare yoktur.)

Gelir vergisi açısından ise huzur hakları ücret olak kabul edilmeketir.


Şu yanlışımızı bir söylesende aydınlansak :)
 
Nizam Dostum,

"Hayır huzur hakkı aylık ödenir." İşte bu cümle yanlış. Toplantı başına ödenir. Bu yüzden de şukadar toplantı yatım şukadar isterim diyebilir. Diğer detayları yazdım zaten.
 
Son düzenleme:
Hayır bu cümle doğru değil. Huzur hakkı sadece toplantı başına ödenmez. Aylık ...kadar huzur hakkı ödenecektir diye genel kurul karar alırsa öyle öedenebilir.
Toplantı başına ödenmek üzere de karar alınabilir.


Eklediğiniz yasa gerekçesi bambaşka birşeyden söz ediyor. Lütfen daha iyi inceleyiniz.:)

Burda önemli olan Limited şirket müdürleri ile , Aş lerin yönetim kurulu üyelerine ödenecek ücretlerin İŞ AKDİ karşılğı değil TTK hükümleri gereğince şirketin kanuni temsilcileri oldukları için şirket adına hareket etme vekaletleri olduğu için ödenen ücretler olmasıdır. Bu nedenle de zaten 4a ile ilişkilendirilmemişlerdir.
 
Son düzenleme:
Sevgili Dostum,

Eski 333 madde açık seçik yazıyor. Yeni TTK gerekçesi de 333 madde tekrarı olduğunu söylüyor. Bu kadar keskin bir cümle varken itiraz etmen doğru değil. İş akdi konusunu daha önceki yorumlarda yazdım. Huzur Hakkı ücret gibi vergilendirilir ancak ücret değildir. YK üyelerine hizmetleri karşılığı ücret ödenir o ayrı. Ancak her ikisi ve diğerleri aynı şey olsaydı yada tarfleri aynı olsaydı yasa maddesinde tek tek tadat edilmezdi.

SGK (eski terim) ile ilişkilendirilmemesinin sebebi de zaten başka bir güvenlik sistemine zorunlu olarak bağlanmanın şart koşulmuş olmasıdır. Ayrıca "....şirketin kanuni temsilcileri oldukları için ...." de diyemezsin çünkü her üye temsil etme yetkisi yada vekalet sahibi değildir olmak zorunda da değildir. YK kurulu bu hakkı herkes için ayrı ayrı/müşterek kullanabileceği gibi tek kişi için de kullanabilir.
 
Peki arkadaşım ne demek istiyorsun. Yani huzur hakkı sabit olamaz , mutlaka toplantı başına mı ödenmelidir diyorsun.?
 
Anonim şirketlerin yetkili organı "Yönetim Kurulu " dur . Sorumlusu da odur, yetkilisi de . tek tek üyeler değil toplam olarak Yönetim Kurulu
 
Sayın Güroy,

Huzur Hakkı için söyleyeceklerimi yazdım. Daha fazlasını söylememe gerek yok.

YK için ise yazdıklarıma tekrar bir bak. Ücretlerin SGK ile ilişkilendirmemelerinin sebebinin söylediğin sorumluluk meselesi değil başka bir yasal zorunluluk olduğunu söyledim.

Sorumluluk ve yetki meselesini hiç tartışmayacağım. Sadece Yeni TTK'da Limited şirketi ortaklarının "EN AZ" bir tanesinin "sınırsız yetkili" olma zorunluğunun gerekçesini bir incelemeni öneririm.

AŞ'ler için ise yetki yönetimindir "topluca evet" "karar almaları kaydıyla. Ancak senin yazdıklarından hareketle "temsil" değil. Bu ayrı konu işte yetkilendirme dediğimiz budur. Kim imzalayacak / kimin imzası olunca işlem yapılacak ?
 
İmzası yetkisi olmayan Yönetim Kurulu üyesi Hakkı huzur alamaz mı?

Konuyu başka yönlere çekiyorsun gibi geliyor. Burda tartışılan konu. Huzur hakkının aylık ödenip ödenmeyeceğei , ben ödenir diyorum. sen ise hayır toplantı başına ödenir aylık değildir diyorsun. Mesele budur. Başka taraflara çekmeye gerek yok.

"Türk Ticaret Kanuna Açısından DurumTürk Ticaret Kanunun 333.Maddesinde aksine esas mukavelede hüküm olmadığı için idare meclisi azalarına her toplantı günü için bir ücret verilir. Ücret miktarı esas mukavelede tayin edilmemişse umumi heyetçe tayin olunur.
Bu kapsamdan anlayabileceğim Anonim şirketlerde yönetim kurulu üyelerine ödenebilecek olan huzur hakkı, sabit bir ücret şeklinde tespit edilebilmektedir. Ancak limited şirketler için müdür sıfatına sahip ortaklar ve müdür olmayan ortaklar hakkında huzur hakkına ilişkin bir düzenleme Türk Ticaret Kanunu’nda yer almamaktadır. Ancak vergi kanunumuz açışından böyle bir engel olmadığı için limited şirketlerde müdür olmayan ortaklarda huzur hakkı alabilmektedir."

 
Son düzenleme:
Huzur Hakkı meselesi "Toplantı Başına" diye bukadar açık yazılmışken gereksiz bir konuşma oluyor. Konuyu hiçbiryere çekmedim sadece birbiriyle bağımlı olmayan konularda yazdıklarına ayrı ayrı cevap verdim. Ben kullandığım terimlere de cümlelere de dikkat ederim. Yani hep şikayet ettiğim "YASA DİDAKTİĞİ" ne, bu yüzden tüm kullandığım terimlere dikkat ederim. Ancak eğer toplantı adedi kaç olursa olsun "AYLIK OLARAK BİR KEREDEN ÖDENİR" diyorsan buna katılırım. Ancak bu diğer konuyu değiştirmez.

Ek olarak farklı bir bakış da sergileyeyim;

Alıntıdaki Limitedler ile ilgili huzur hakkı meselesi ise biraz zorlamadır. Huzur hakkı konusu 333. madde olarak eski TTK 4. Başlık - Anonim Şirketler'de yer alır. Buradan kıyasla bu yola esasen gidilemez. Ancak yine eski TTK LTD şirketler ortak sayısı 20. kişiden fazla ise burada değişik düzenlemeler yapmıştır bu niteliğe sahip olanlarda YK seçileceği için belki bu durumda uygulanabilir.

Yeni TTK tüm bu şartları terkettiği için artık bu kuralı "Huzur Hakkı" meselesine de farklı boyutta bakmak lazım. Zaten yasa da eski söylemini bu nedenle değiştirdi. Tek kişilik bir AŞ de bu tür bir uygulamanın mantığı da olmaz ya o da ayrı. Burdan da toplantı yapmıyor tek başına idare ediyorsun "Neyin Huzur Hakkı ?" denmez mi?
 
Evet konuşmayı gereksiz uzatan ben değilim. Sen huzur hakkı toplantı başına ödenir başka türlü ödenmez diyorsun. Ben ise yönetim kurulu üyelerine ve limited şirket müdürlerine ödenen , ücret, hisse payı, ikramiye , kar payı ne olursa olsun ödenir diyorum. Bunlar da ücret kabul edilir.
Senin mantığınla kurul üyesi toplanytı yapmaz ise ücret de alamaz o zaman..
Yasa didaktiği konusunu genç arkadaşlara hatırlatman konusunda seni destekliyorum. Ben de aynı kanıdayım. Ancak ben bu konularda herkesden çok daha dikkatliyimdir. Bana açıklamana gerek yok.
 
Huzur hakkı, eski TTK'ya göre toplantı başına ödenirdi ancak yeni TTK'da "Toplantı Başına" ibare kaldırılması nedeni ile her zaman ödenebilir. Hatta aylık veya yıllık karar alabilirsiniz. Ödemenin alt ve üst sınırı yok ki sınırlar aşılsa dahi en fazla kar payı sayılabilir. Kar payı ile Huzur hakkına ödenen stopajlar birbirine eşit. Vergi ziyanına sebebiyet verilmeyecektir.

Gelir vergisi konusunda muafiyet oluşmaz. ARGE ve yenilik faaliyetleri için düzenlenen kağıtlar damga vergisinden ve bu alanda çalıştırılan personel gelir vergisinden muafiyet tanınmıştır. Huzur hakkı ödemeniz ARGE faaliyeti kapsamında çalıştırdığınız bir personelden kaynaklanmadığı için istisna oluşamaz.
 
Sayın Ferhat-,

"Huzur hakkı, eski TTK'ya göre toplantı başına ödenirdi ancak yeni TTK'da "Toplantı Başına" ibare kaldırılması nedeni ile her zaman ödenebilir. Yeni yasanın gerekçesini özellikle alıntı olarak vermiştim, maddenin ruhu değişmedi.
Yeni yasanın gerekçesini özellikle alıntı olarak vermiştim, maddenin ruhu değişmedi.
Hatta aylık veya yıllık karar alabilirsiniz. eskidende mümkündü şimdi de mümkün.

Ödemenin alt ve üst sınırı yok ki sınırlar aşılsa dahi en fazla kar payı sayılabilir.
Asla olmaz çok yanlış bir bilgi.
Kar payı ile Huzur hakkına ödenen stopajlar birbirine eşit.
Kesinlikle yanlış, Huzur hakkı mademki ücrettir gelir vergisinin artan oranına tabidir nasıl aynı olabilir. Kar payında stopajın sabit olması sadece ön gelir olarak addedilmesindendir, İlgili döneminde GV beyannamesine intikal ettirilerek nihayi vergilemeye tabi tutulacaktır.

Vergi ziyanına sebebiyet verilmeyecektir.
Buda yanlış usulün doğru olmadığı yerlerde vergi ziyaı yok kavramına sığınmak mümkün değildir.
 
Elbette kar payı ile huzur hakkına ödenen stopajlar eşit değildir. Huzur hakkı herkesin söylediği gibi ÜCRET tir. Ödenirken bordro yapılır. Artan oranlı ücret gelir vergisine tabidir.
Kar payı ise stopaj bir ön vergilendirmedir. Nihai vergi beyanname ile bildirilen gelire uygulanır. "Tabi beyanname verilirse"

Bütün bunlar doğru. Ancak Kevork dostum bana hala açıklamadınız? Huzur hakkı nasıl ödenir.? Örneğin genel kurul karar aldı ama hiç toplantı yapılamadı. Yahut yılda 3 toplantı yapıldı zorunlu toplantılar . Ne kadar hazur hakkı ödenecek?.
 
Nizam Dostum,

Genel Kurul nasıl karar aldıysa öyle ödenir. Önceki yazılarımda şu açıklama/örneği vermiştim. "Suistimali önlemek amacıyla da genel olarak genel kurul kararlarında "ayda bir toplantı karşılığını aşmamak kaydıyla" gibi sınırlama koyardık "5 toplantı yaptım 5 tane isterim" gibi bir durum oluşmasın diye."

Toplantı başına ödeme kararı varsa ve yönetim kurulu toplantıları yapmamışsa ödemeyi alamaz, yada tayin edilen sayıdan fazla toplantı yapmışsa ödeme ancak üst sınır kadar alınabilir. Genel kurul farklı karar ve ödeme şekli de tayin edebilir, ancak Huzur Hakkı'nın temel ilkesi değişmez. YK üyelerinin içinde fiilen çalışmaya devam edenler de varsa onlara ayrıca ücret de ödenebilir, bu nedenle fiilen çalışmayanlara Huzur Hakkı tanımlanır. Böylece bazı üyeler hem ücret hem huzur hakkı alırken bazıları sadece huzur hakkı alır.

Daha önce de yazdım tekrarlıyayım. Eski 333 md yeni 394 madde arasında fark olmasının sebebi ise artık asgari ortak sayısının yeni TTK içinde kaldırılmış olmasıdır. Çok da doğrudur. Bunları detaylı yazmıştım.

Tabi TTK'nın öngördüğü ödeme şekilleri farklı mantıklar içerse de ister düzenli ister düzensiz ödensinler "Vergilendirme Sistemi" içinde ücret olarak addedilirler o ayrı bir konu. Bunu hiç tartışmadım zaten. Ancak iş akdine bağlı olmadıkları için arkadaşımızın ilk sorduğu sorudaki muafiyet kavramı içinde yer almazlar o tamamen ayrı bir konu.
 
Üst