Yoksulluk sınırının 4500tl seviyelerinde açıklandığı bir ülkede elbette 3500tl az değil, çok az sn.tanca.
kili ilişkilerin tamamında ortak olan bir şey vardır, her iki taraf ta en çok verenin, verdiğinin karşılığını alamayanın kendisi olduğunu sanır-bilir-inanır. Bu kadın erkek ilişkilerinde de böyledir, arkadaşlık ilişkilerinde de böyledir, elbette işveren-çalışan ilişkisinde de böyle.
İşveren ödediği ücretin çok olduğu, ödediğinin karşılığını almadığı düşüncesindedir, çalışan emeğinin, tecrübesinin karşılığını alamadığı düşüncesinde. Her yerde böyledir bu , öyle de olacaktır her zaman.
Atladığınız nokta; arz - talepteki dengesizlik bence.
Hepimiz çalışanız, ama kendi adımıza ama bir başkası adına. Her çalışanın da ücretini ödeyen bir işveren var, bu bazen müşterimiz oluyor, bazen patronumuz. Alabileceğimiz ancak kabul edebileceğimizdir, kabul edebileceğimiz ise işverenin verebileceği en yüksek yada daha doğrusu işin-bmlgenin şartlarına göre verebileceği en yüksek ücret.
Ha bir de mecburiyetlerimiz var, bakmakla yükümlü olduğumuz canlar, devamında sorumluluk sahibi olduğumuz hayatlar. O canların ihtiyaçları, o hayatların geleceği için katlanılabilecek ağırlıkta şartlarda, olabilecek en yüksek ücret için çabalıyoruz. O en yüksek ücret hiçbirimiz için hiç bir zaman gerçekten hak ettiğimize inandığımız ücret olmaz, olmamalı da zaten.
Ancak şu ücret konusundaki yaklaşımlarınızdaki ifadeleriniz, bilemedim ne diyeceğimi tam olarak ama batıcı ve ülke gerçekleriyle ilgisi yok!
Şu konuya ilk yazdıklarını hatırlarmısınız bilmiyorum, 10bin, 15bin tl aylık ücretlerden bahsediyordunuz olması gereken. 5000tl nin ltına önünden bile geçme , pısırık olma diye cesaret lendirdiğiniz çok kişiye şahit oldum bu konu altında. ama sonra gördük ki, siz de ülke gerçeklerinde ortalamada iyi sayılabilecek bir ücretle çalışmayı kabul etmişsiniz belirttiğiniz rakamların çok çok altında, hem de hatırladığım o üst derece yönetici tecrübelerinize rağmen.
Bugün istanbulda 3500tl belki düşüktür, ama Iğdır da 2500tl yüksek olabilir, istanbulda aldığınız bala 30tl öderken, Iğdır da aynı bala 10tl ödersiniz, İstanbulda 1500tl ye oturulabilecek bir eve kira öderken, Iğdır da o paranın1/3 üne oturulabilecek bir eve kira ödersiniz.
Genellerseniz, (ki bu konuda bunu hep yaptınız) sadece hayal satmış olursunuz, 3500tl ülke şartlarında iyi, hatta çok iyi bir rakam, bir işyerinde ücretli çalışan biri için.
2500tl bir işyerinde meslek kariyerine yeni başlayacak biri içinse, sanki bir uzay mühendisine verilecek aylık ücretmiş gibi, yüksek, oldukça yüksek bir rakam.
Öyle demeyin sakın, az önce yukarıda siz kendiniz belirttiniz, mühendislere verilen ücretleri de gördük hem de yeni başlayanların diyerek , mühendislere verilen ücretlerin size de yüksek geldiğini belirttiniz.
Hep söylerim, bir üretim işletmesinde çalışıyorsanız, öncelik üretimdir, maliyeti etkileyen faktorlerin en başındadır malzeme ve işçilik bedeli. sonrasında amortismanlar ve diğer katma değer sağlamayan personel olarak geçer çoğu yerde, yanlış anlaşılmak istemem o katma değer sağlamayan personel, yemekhane personelidir, güvenliktir, diğer ofis personelidir. Bu da bu ülkenin gerçeklerinden bir başkasıdır.
O yüzden litfen, uçmayın, uçup ta mesleğe yeni başlayacak olan genç meslektaşlarınızın işsiz kalmasına sebeplerden biri olmayın.