Niye Şiir Olmasın!!!

Sana çok hoş davranan dostun-arkadaşın, bir bakarsın buz gibi oluverir.
Şaşırma, insan böyledir, seninle alakası yok.
Bazen bir günde 4 mevsim birden yaşar insan, bu yüzden değişkendir..
Hoşlandığın zaman belki bahar, belki yazda idi o..

Bazen de olur ki mevsim kıştır, sana rastlar..

Ya da yaprak dökümüdür vakit..

Sakın üstüne alınma soğuğu-ayazı, titreme sakın.

De ki; “Şimdi bu dostum kış mevsimindedir, kim bilir ne derdi, ne sıkıntısı var..”

Olabiliyorsan bahar ol ona, tut elinden-yüreğinden, dost değil misin?
 
Sana çok hoş davranan dostun-arkadaşın, bir bakarsın buz gibi oluverir.
Şaşırma, insan böyledir, seninle alakası yok.
Bazen bir günde 4 mevsim birden yaşar insan, bu yüzden değişkendir..
Hoşlandığın zaman belki bahar, belki yazda idi o..

Bazen de olur ki mevsim kıştır, sana rastlar..

Ya da yaprak dökümüdür vakit..

Sakın üstüne alınma soğuğu-ayazı, titreme sakın.

De ki; “Şimdi bu dostum kış mevsimindedir, kim bilir ne derdi, ne sıkıntısı var..”

Olabiliyorsan bahar ol ona, tut elinden-yüreğinden, dost değil misin?

teşekkürler güzeldi
 
Saçı ağarmış hayaller
nemli kirpiklerle
bulutlandığında gözlerim
gökte şimşek olup çakıyorum
kimse görmüyor...
Sustum!
tuz basıp yaralarıma!
ne kadar susulacaksa o kadar sustum!
içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi
yaslanıp yalnızlığın duvarına
gül döküp kalabalıklara her gece
kimsesiz geziyorum gönül ülkemi
kimse bilmiyor...
Sustum!
tam sevdiğimi haykıracaktım ki, sustum
sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak
acılar konuşuyor şimdi yalnız
yaralı gönlümün sızıları konuşuyor
tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir
atıyorum uçurumlardan
kimse görmüyor
 
Konuşsam dilim yanar,

Sussam kalbim..

Önce duruyorum…

Sonra susuyorum.

İçimden çıkan lafların etrafı,

yangın yerine çevireceğini düşününce

kilit vuruyorum dilime..

Yan! Diyorum içime!...

Sadece sen yan!

Ve Dayan! diyorum gönlüme!...

Herkes mutlu olsun!

Sen dayan!..

MEVLANA
 
Canlar canını buldum bu canım yağma olsun
Assı ziyandan geçtim dükkanım yağma olsun
Ben benliğimden geçtim gözüm hicabın açtım
Dost vaslına eriştim günahım yağma olsun
İkilikten usandım birlik hanına kandım
Derdi şarabın içtim dermanım yağma olsun
Varlık çün sefer kıldı dost andan bize geldi
Viran gönül nur doldu cihanım yağma olsun
Geçtim bitmez sağınçtan usandım yaz u kıştan
Bostanlar başın buldum bostanım yağma olsun
Yunus ne hoş demişsin bal u şeker yemişsin
Ballar balını buldum kovanım yağma olsun....

Yunus EMRE
 
Sükut,

Ben
Adımlarımı
Bu kadar kısa atmasaydım
Ben, adımlarımı
Uzun atsaydım biraz
Hani belki de kavuşmak daha erkene alınırdı

Ben
Daha fazla ağlayabilseydim
Gözlerim hüznün şehirlerinde yaşasaydı mesela
Daha fazla
Biraz daha fazla
Şehadetlerim artardı belki de
Belki de
Dualarım.
Dilim yoruluncaya kadar

Ben
Bilseydim
Kelimelerin değerini
Onları bırakmasaydım öyle başıboş
Öyle öksüz çocuklar gibi
Sadece türkülere saklamasaydım
Belki mektuplar olurdu ellerimde
Gök mavisi zarflar içinde

Ve sonra başlardı iç konuşmalar
En çok ‘ve’ ler
En çok ‘ama’ lar
En çok ‘keşke’ ler
Boğulmaya hazır.
Derdim ki,
Ve gözlerin dolmuyorsa
Dolmuyorsa gözlerin
Sahiden gözlerin dolmuyorsa
Benim kelimelerim yok, hiç olmayacak
Bir nefes kadar bile.
 
MADENCİ
Madenci, alın yazında kara var senin
Doğduğun toprakların karası
İndiğin dipler kuyular
Yine de kara gözlerinde umut
Kazma vurduğun mesai arkadaşın, kardeşin ve sen
Ve vurdukça gülen gözlerin var senin

Size göre ölüm uzaktı, ama madende ölüm vardı
Ocaktı ora, helal lokma idi
Ama Ölüm
Bir o kadar da yakındı
Sünnetini göremedin oğlunun be madenci
Ekmeğine kurban olduğum kara adam, göremedin
Madenci, alın yazında kara var senin
Doğduğun toprakların karası

Şimdi bize satır yazdıran ölümler
Bizi de suçlu saymaz mı biraz ?
O yıllarca kazma salladı
Biz ? Hiç…
Madenci
Bizim kalbimiz, yüreğimiz kara
Seninse yüzün, gözün, ellerin
Madenci
Senin dünyan kara
Bizim dünyamız
 
Bİ DAMLACIK

Duru bir yeşildi ortalık
Akşam güneşi kırılmış bir mızrak boyu
Ve çocuk sesleriyle iniyordu ışık,
Ağlarda sanki dargın bir kılınç balığı
Pullarını döküyor üstüme
Bir sessizliği anlatmak için yazıldı bu şiir
Belki de anmak için
bi damlacık bir sessizliği

Can YÜCEL

 
AKREP GİBİSİN KARDEŞİM



Akrep gibisin kardeşim,

Korkak bir karanlık içinde akrep gibi

Serçe gibisin kardeşim,

Serçenin telaşı içindesin.

Midye gibisin kardeşim,

Midye gibi kapalı rahat

Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi

Korkunçsun, kardeşim.

Bir değil,

Beş değil,

Yüzmilyonlarlasın maalesef.

Koyun gibisin kardeşim,

Gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen,

Ve adeta mağrur koşarsın salhaneye.

Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani.

Hani şu derya içre olup deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.

Ve bu dünyada bu zulüm senin sayende.

Ve açsak , yorgunsak, alkan içindeysk eğer,

Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak

Kabahat senin,

- Demeğe de dilim varmıyor ama;

- Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.



Nazım Hikmet RAN
 
AKREP GİBİSİN KARDEŞİM



Akrep gibisin kardeşim,

Korkak bir karanlık içinde akrep gibi

Serçe gibisin kardeşim,

Serçenin telaşı içindesin.

Midye gibisin kardeşim,

Midye gibi kapalı rahat

Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi

Korkunçsun, kardeşim.

Bir değil,

Beş değil,

Yüzmilyonlarlasın maalesef.

Koyun gibisin kardeşim,

Gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen,

Ve adeta mağrur koşarsın salhaneye.

Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani.

Hani şu derya içre olup deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.

Ve bu dünyada bu zulüm senin sayende.

Ve açsak , yorgunsak, alkan içindeysk eğer,

Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak

Kabahat senin,

- Demeğe de dilim varmıyor ama;

- Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.



Nazım Hikmet RAN

güzelmiş...beğendim
 
SARI

Sarı bir yağmur var gökyüzünde

Rüzgârın şarkısına eşlik eden

Hüzünlü notalar dökülüyor yeryüzüne

Bütün renkler,

Ağaç gölgelerinin koyusuna gizlenmiş

Herkes o kadar susmuş kendine

Bak! Dinle!

Yeşil susmuş

Mavi susmuş

Yalnızca,

Sarı bir yağmur var gökyüzünde

Filiz ELİTAŞ
 
ADIM BAHAR

Bahar, cümle cihanı şenlendirdiği zaman

Çiçekler açıvermek kolay

Kuş sesleri kaplamışken bütün gökyüzünü

Güneşe gülüvermek kolay



Oysaki insanın gönül bahçesinde

Her daim açan yediverenler olmalı

Yüreğinin içinden dost gönüllere

Türkü yağmurları yağmalı



Öyle ki gün gelip,

Buz kesen bir fırtınaya tutulsa da ömür

Nefes aldığı her yerde,

Kara batsa buza değse de gönül

Yine de her sabah

Çiçekler açmalı,

Ellerinin dokunduğu her yerde

Yine de her akşam

Şarkı söyleyen kuşlar konmalı

Soğukla savaşan sıcacık yüreğine

Filiz ELİTAŞ

--------------------------------------------
 
Siyahı silip atmış,

Pırıl pırıl

Ve bembeyaz bir ışık var benim yüreğimin içinde

Ne zaman ki yağmur yağsa,

Gökkuşağı görünür gözlerimin renginde



Filiz ELİTAŞ
 
CAN YÜCEL
İçimde bir CİMCİME var...........
SAÇ' larıma düşen BEYAZ' lara inat;
var işte..
Yaş 36' mış; 40 mış...
ANNE' ymiş,
HANIM-EFENDİ' ymiş,
YALNIZ' mış,
ÇEKİLMEZ' miş,
HAYAT' miş, SORUMLULUK' larmış.............
Vurup KAÇAN' larmış,
ALDATANLAR' mış,
ÜMİT verip, daha YOL' a koyulmadan bırakanlarmış..............
Hepsine İNAT,
BÜYÜMÜYOR işte..
USLANMIYOR..
LUNAPARK' a gidiyor,
KORKU TÜNELİ' ne giriyor,
SAKLAMBAÇ oynuyor,
PAMUK ŞEKER' i istiyor____
 
Güneş ışıktan elleriyle uzanıp

Usulca ellerime dokundu

O kadar sessizdi ki dünya

Rüya mıydı yoksa sabah mı bilemedim

Öyle aydınlık,

Öyle beyazdı ki güneşe bakan yüreğim

Gözleri kamaşan o muydu,

Yoksa ben miydim çözemedim



Filiz ELİTAŞ
 
Her Gün Yaşamak

Yaşamak sadece sevmektir, inan bana.
Sevmeyenler dünyamızda yaşamıyor.
Yaşamak suda, toprakta, insanlarda görünerek;
bir zeytin ağacı gibi.
Bir zeytin ağacı gibi, ne güzel
denize yakın olacaksın,
uzayan dallarında, yapraklarında ışık
ta derinlerde köklerin.
Bir zeytin ağacı gibi, bin yıl severek
yaşamak her gün

Arif Damar
 

Benzer konular

Üst