uyumsoft

Niye Şiir Olmasın!!!

  • Konbuyu başlatan Konbuyu başlatan heerdeem
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

nazmhikmettv1ua7.jpg
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=10pt]Sensizken var olan bir yok gibi yaşıyorum ben
Sen yokken düşünemiyorum ben
Sen yokken anlamadan yaşıyorum ben
Sen yokken var olan bir yok gibiyim ben


Mavi denizlere bakar gözlerini hatırlarım
Bem beyaz kara bakar tenini hatılarım
Tebesüm yüzlü birini görünce seni hatırlarım
Sen yoken varolan bir yok gibi yaşıyorum ben

Mutlu hayallerle kalkar otururdum ben
Seni düşündükçe hep mutlu olurdum ben
Bir gün kavuşuruz ümidiyle yaşıyordum ben
Sen yoken Varolan bir yok gibi yaşıyorum ben


Kendini ifade et artık
Aşkını itiraf et artık
Benim yaşadığımı fark etir artık
Sen yokken var olan bir yok gibi yaşıyorum ben
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=16pt]Eylül Geçti
[size=12pt]Böyle bir akşam vaktiydi
Yaseminler yavaş yavaş
Ve gece sümbülleri
Karanlıkta toplamaya hazırdım
Güneşten çekmişler kendilerini
Aşağıdan yukarı açılan bir yarım kuyu
Tül perde gibi yanan o ince koku
Yaseminler? yaseminler
Kör ağaçların yıldız dokusu

Durmadan yazıyorum bu çiçekleri
Derliyorum topluyorum
Bütün mevsimlerden gelmiş mektuplar
Solgun mavi kurdeleli
Kutularda saklıyorum
Bazıları kitapların içinde
Sayfa araları çiçek lekeli

Ben o kitapları okumuş muydum
Uzun yağmurlar yağıyordu
Issız yollara çıkıyordum
Tehlikeli ve asi
Islanmıyordum
Severim yağmurları ve hala severim
Otursam yine yazarım seni

Bütün çiçekler mevsimleri anlatır
Sırtlarında basılı mühürleri
Yoğun bir akşamla bitti eylül
Evet yasemini zulamda gizli
[size=16pt]Ö Arabul
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

İstemem artık ışık,rayiha,renk alemini
Koklamam yosma karanfille güzel yasemeni
Beni bir lahza müsait bulmaz idlale
Ne beyaz bakire zambak,ne ateşten lale.

Beklemem fecrini leylaklar açan nisanın
Özlemem vaktini dağ dağ kızaran erguvanın
Her sabah başka bahar olsa da ben uslandım
Uğramam bahçelerin semtine,gülden yandım.

Yahya Kemal Beyatlı
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Güzel bir söz,

Dostluk;

Günah olmayacak kadar masum,
Köle olmayacak kadar özgür,
Unutulmayacak kadar derin,
Umulmayacak kadar yakın,
Tek başına yaşanmayacak kadar zordur.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bu şiiri en sevdiğim şiirler arasındadır.

SEN İSTANBUL KOKARDIN

Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul?un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş,güya suçlu benmişim
Oysa can?.Yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim.

Göklerden hicran yağdı İstanbul?lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın;
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım sen İstanbul kokardın..

Sevda dediğin gülüm,bir busedir dudağımda,
Bıçak gibi,yasak gibi,kan gibi.
Utanır ölüm isterdi ölüm,hayata rest çekip ağladığımda
Korkak gibi,tutsak gibi,yaşanmamış an gibi.
Ben lal,olmuş bülbülüm,sen,deli gülsün bağımda,
Toprak gibi,yaprak gibi,candan özge can gibi.
Kuş uçmaz kervan göçmez bağımda
Kah aşkı yağan bir kar tanesi,
Kah Leyla tüter rüzgardan
Zambak gibi,leylak gibi,cigaramda duman gibi
Sevdiceğim sen İstanbul kokardın?

Dayadım ondörtlüyü İstanbul?un şakağına
İstediğim,gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi,inat ettim,gece,seni uyudum.
Ben,bir sana,bir bu şehre gül dedim;
Ay?la toprak şahittir,şahittir,denizle gece
Sensizken İstanbul?da bir kez olsun gülmedim,
Yıllar kapımı çaldı ellerinde vur emri,
Yokluğun var,sen yoktun,ölüm geldi,ölmedim.

Ağladım,
Yüreğimde sen,sen de divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim,gözyaşımı silmedim.
Ben,bir sana bir bu şehre gül dedim,
Beklide can,bunun için ben gülleri çok sevdim.

Gözlerimden dökülen yaş,denizi ıslatıyor
Sevda kilim,hasret nakış,gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek,sen,sen diye atıyor
Oy gece gözlüm oy?

İstanbul,seni kokuyor..

SERDAR TUNCER

Sesli dinletisi için videoda vardır ama maalesef veremiyorum..
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Bir Damla Gözlerimde

Çok geç oldu belki de düşündük taşındık
Bir çok şeyi birbirimizden sakındık
Bir şey eksik cümle de
Yüklem mi özlem mi sakladığın şey her neyse beni üzer mi?

Öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde

Ne olur sende fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde

Belki yanlış yoldayız
Kaybolduk kaybolduk gizleyince kendimizde yorulduk
Her hatada telafi gerekli değilmi
Bizi durduran gurur mu kibir mi?

Öyle çok şey varki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde

Ne olur sende fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=16pt]Rengarenk
[size=13pt]Eskiden bambaşkaydım
Herkes tamdı ben yarım
Boşluklar hep dolar ya
Yalnızdı benim yanım

Bir gün aşka rastladım
Sildim yeni başladm
Bir omzum oldu sonunda
Ha hay? Başımı rastladım

Gözüm kara kalmadı yara
Oldum renga rengarenk
Bazen her şey sararıp solar
Biz hep renga rengarenk

Ben suysam o ateş
Ruhu var ruhuma eş
Griler hep düşmanım
Kırmızılar bana kardeş

Dilimde o nağmeler
Seviyorum demeler
Saçlarım hep boynunda
Ha hay? Ne güzel kareler
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

hersey ne cabuk ne kolay dagildi sonunda
neden olmuyor ne kaldi elimde avucumda
kimseye anlatamam cikmaz sokaklarda bitti sonunda
neden olmuyor ne kaldi elimde avucumda
kimseye anlatamam cikmaz sokaklarda bitti sonunda
derdimi anlatamam tutunmusum paramparca hayata

hersey ne cabuk ne kolay dagildi sonunda
neden olmuyor ne kaldi elimde avucumda
kimseye anlatamam cikmaz sokaklarda bitti sonunda
neden olmuyor ne kaldi elimde avucumda
kimseye anlatamam cikmaz sokaklarda bitti sonunda
derdimi anlatamam tutunmusum paramparca hayata
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Toygar Işıklı Gönlüm Göçebe


Toygar Işıklı Gönlüm Göçebe Şarkı Sözleri

Ayaklarım ona uyar
Çok sevmekten korkarım canım yanar
Bedenine saplanan hançeri çekip çıkarır gibi
Sıyrıldın korkularımdan
Onu ölüm gibi düşman saydım
Yalın ayak dikenlere,taşlara basa basa yürüdüm
Bu yükü sırtımdan attım
Aşkın gürültüsüyle sağır oldum yoruldum.
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

[size=14pt]Darmadağın hayat bitiyor umudum yorgun!
Yıkık dökük harabelerinde yanıyor ruhum!
Karanlığın içinde bir ışık söyle hiç yokmu?
Sonunda bu savaşı kazanmak bu kadar zormu?
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

RİNDLERİN AKŞAMI

Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Geçince başlayacak bitmeyen sükunlu gece.
Guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
Ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
Ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.

YAHYA KEMAL BEYATLI
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

SÜLEYMANİYEDE BAYRAM SABAHI

Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
Gecenin bitmeğe yüz tuttuğu andan beridir,
Duyulan gökte kanad, yerde ayak sesleridir.
Bir geliş var!.. Ne mübarek, ne garib alem bu!..
Hava boydan boya binlerce hayaletle dolu...
Her ufuktan bu geliş eski seferlerdendir;
O seferlerle açılmış nice yerlerdendir.
Bu sukünette karıştıkca karanlıkla ışık
Yürüyor, durmadan, insan ve hayalet karışık;
Kimi gökten, kimi yerden üşüşüp her kapıya,
Giriyor, birbiri ardınca, ilahi yapıya.
Tanrının mabedi her bir tarafından doluyor,
Bu saatlerde Süleymaniye tarih oluyor.
Ordu-milletlerin en çok döğüşen, en sarpı
Adamış sevdiği Allah'ına bir böyle yapı.
En güzel mabedi olsun diye en son dinin
Budur öz şekli hayal ettiği mimarının.
Görebilsin diye sonsuzluğu her yerden iyi,
Seçmiş İstanbul'un ufkunda bu kudsi tepeyi;
Taşımış harcını gazileri, serdarıyle,
Taşı yenmiş nice bin işcisi, mimarıyle.
Hür ve engin vatanın hem gece, hem gündüzüne,
Uhrevi bir kapı açmiş buradan gökyüzüne,
Taa ki geçsin ezeli rahmete ruh orduları..
Bir neferdir bu zafer mabedinin mimari.
Ulu mabed! Seni ancak bu sabah anlıyorum;
Ben de bir varisin olmakla bügün mağrurum;
Bir zaman hendeseden abide zannettimdi;
Kubben altında bu cumhura bakarken şimdi,
Senelerden beri ru'yada görüp özlediğim
Cedlerin mağfiret iklimine girmiş gibiyim.
Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varliğının bir yere toplandığını;
Büyük Allah'ı anarken bir ağızdan herkes
Nice bin dalgalı Tekbir oluyor tek bir ses;
Yükselen bir nakaratın büyüyen velvelesi,
Nice tuğlarla karışmış nice bin at yelesi!
Gördüm ön safta oturmuş nefer esvaplı biri
Dinliyor vecd ile tekrar alınan Tekbir'i
Ne kadar saf idi siması bu mu'min neferin!
Kimdi? Banisi mi, mimarı mı ulvi eserin?
Taa Malazgirt ovasından yürüyen Türkoğlu
Bu nefer miydi? Derin gözleri yaşlarla dolu,
Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli,
Çok büyük bir iş görmekle yorulmuş belli;
Hem büyük yurdu kuran hem koruyan kudretimiz
Her zaman varlığımız, hem kanımız hem etimiz;
Vatanın hem yaşıyan varisi hem sahibi o,
Görünür halka bu günlerde teselli gibi o,
Hem bu toprakta bugün, bizde kalan her yerde,
Hem de çoktan beri kaybettiğimiz yerlerde.
Karşı dağlarda tutuşmus gibi gül bahçeleri,
Koyu bir kırmızılık gökten ayırmakta yeri.
Gökte top sesleri var, belli, derinden derine;
Belki yüzlerce şehir sesleniyor birbirine.
Çok yakından mı bu sesler, cok uzaklardan mı?
Üsküdar'dan mı? Hisar'dan mı? Kavaklar'dan mı?
Bursa'dan, Konya'dan, İzmir'den, uzaktan uzağa,
Çarpıyor birbiri ardınca o dağdan bu dağa;
Şimdi her merhaleden, taa Beyazıd'dan, Van'dan,
Aynı top sesleri birbir geliyor her yandan.
Ne kadar duygulu, engin ve mübarek bu seher!
Kadın erkek ve çocuk, gönlü dolanlar, yer yer,
Dinliyor hepsi büyük hatıralar rüzgarını,
Çaldıran topları ardınca Mohaç toplarını.
Gökte top sesleri, bir bir, nerelerden geliyor?
Mutlaka her biri bir başka zaferden geliyor:
Kosva'dan, Niğbolu'dan, Varna'dan, İstanbul'dan..
Anıyor her biri bir vak'ayı heybetle bu an;
Belgrad'dan mı? Budin, Eğri ve Uyvar'dan mı?
Son hudutlarda yücelmiş sıra-dağlardan mı?
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros, belki, donanmayla seferden geliyor!..
Adalar'dan mı? Tunus'dan mı, Cezayir'den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pare gemi
Yeni doğmuş aya baktıkları yerden geliyor;
O mübarek gemiler hangi seherden geliyor?
Ulu mabedde karıştım vatanın birliğine.
Çok sükür Tanrıya, gördüm, bu saatlerde yine
Yaşıyanlarla beraber bulunan ervahı.
Doludur gönlüm ışıklarla bu bayram sabahı.

YAHYA KEMAL BEYATLI
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

VUSLAT

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamanı,
Görmezler ufuklarda, şafak söktüğü anı...

Gördükleri ru'ya ezeli bahçedir aşka;
Her mevsimi bir yaz ve esen ruzgarı başka.
Bülbülden o eğlencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...

Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle müsavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fiskiye ahengini dinler.

Bir ruh, o derin bahçede bir defa yaşarsa
Boynunda O'nun kolları, koynunda O varsa,
Dalmışsa O'nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.

Yıldızları, boydan boya doğmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardakı tuzdur.

İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah olduğumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadüfle gelirler?

Aşk, onları sevkettiği günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir sevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!

Dört atlı o gerdune, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simaları her lahza parıldar bu zeferle;
Gök, her tarafından, donanır meş'alerle!

Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlıkta bütün zevki o cennette duyanlar
Dunyayı unutmuş bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti çalar da-

Bir an uyanırlarsa leziz uykulardan,
Baştanbaşa, heryer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadır böyle bir alemde uyanmak...
Günden güne, hicranla bunalmış gibi, yanmak...

Ey tali! Ölümden ne beterdir bu karanlık!
Ey aşk! O gönüller sana maloldular artık!
Ey vuslat! O aşıkları efsuna ramet!
Ey tatlı ve ulvi gece! Yıllarca devam et!

YAHYA KEMAL BEYATLI
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

VATAN ŞARKISI

Âmâlimiz efkârımız ikbâl-i vatandır
Serhadimize kal'a bizim hâk-i bendedir
Osmanlılarız ziynetimiz kanlı kefendir
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz

Kan ile kılıçtır görünen bayrağımızda
Can korkusu geçmez ovamızda dağımızda
Her gûşede bir şir yatar toprağımızda
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz

Top patlasın ateşleri etrafa saçılsın
Cennet kapusu can veren ihvâna açılsın
Dünyada ne bulduk ki ölümden de kaçılsın
Gavgâda şehdetle bütün kâm alırız biz
Osmanlılarız can verir nâm alırız biz

Namık Kemal
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Sen Tek Başına Değilsin

Sen tek başına değilsin
Yağmurda koşan taylar gibi
Ve toprağı iyice kavrayan
Kökler kadar akranın var
Omuzlarında hayat ve şiir
Alınterinden bir yürüyüş

Sis örtse de alnını bazan
Dalına göre konsa da kuşlar
Kalem seni arkalıyor boyna
Gülü saklayan yaprak
Ve kızartan toz

Çok alışkın acılı yanın
Güneşte bozaran yavşanların
Islaklığına

Ellesen yorgun bir buzağıyı
Sırdaşın olur senin yiğidim
Mapusane günlerinde görüşmecin
Çünkü adaşların da uğurlandı
Sen tek başına değilsin
Omuzlarında hayat ve şiir
Alınterinden bir yürüyüş

Sen tek başına değilsin
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?


Necip Fazıl Kısakürek
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

Birşey Var Aramızda


Birşey var aramızda
Senin bakışlarından belli
Benim yanan yüzümden
Dalıveriyoruz arada bir
İkimizde aynı şeyi düşünüyoruz belki
Gülüşerek başlıyoruz söze
Birşey var aramızda
Onu buldukça kaybediyoruz isteyerek
Fakat ne kadar saklasak nafile
Birşey var aramızda
Senin gözlerin ışıldıyor
Benimse dilimin ucunda

Nahit Ulvi Akgün
 
Ynt: Niye Şiir Olmasın!!!

BAĞIŞLA

Ya zamanından çok erken gelirim..
Dünya'ya geldiğim gibi,
Ya zamanından çok geç,
Seni bu yaşta sevdiğim gibi....

Mutluluğa hep geç kalırım.
Hep erken giderim mutsuzluğa..
Ya herşey bitmiştir çoktan,
Ya hiçbirşey başlamamış...

Öyle bir zamanında geldim ki yaşamın,
Ölüme erken,sevgiye geç..
Yine gecikmişim bağışla sevgilim..
Sevgiye on kala,ölüme beş......

AZİZ NESİN
 
Üst