Ynt: SPK Lisanslılar hakkımızı birlikte koruyalım
Arkadaşlar;
Linkedin de KOBİ-UFRS grubunda konu taşınmış olup platform üyesi SPK lisanslı meslektaşlarımızın da gayretleri mevcuttur. Grup olarak geçilen yazı metnin örneği ektedir.
T.C.
CUMHURBAŞKANLIĞI?NA
ANKARA
28.06.2012
Konu: Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 sayılı Kanun hk.
TBMM de kabul edilen ve onaylanmak üzere makamınıza tevdi edilen ?Türk Ticaret Kanunu İle Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair 6335 sayılı Kanun? nun 37.maddesi (4) fıkrası aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(4) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle, 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre yeminli mali müşavirlik hakkını kazanmış olan meslek mensupları ile mülga 3143 sayılı Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre ticaret şirketleri nezdinde denetim yetkisine en az on yıldır sahip olanlar, Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca öngörülen eğitimi tamamlamış olmaları halinde sınav veya başkaca bir şart aranmaksızın bağımsız denetçi olarak yetkilendirilir."
AŞAĞIDA GÖSTERDİĞİMİZ GEREKÇELERLE (37. maddenin 4.fıkrasının) REDDEDİLEREK MECLİSE GERİ GÖNDERİLMESİNİ TALEP EDİYORUZ.
1- 6102 sayılı TTK da değişiklik yapan 6335 sayılı kanunun 19.maddesinin 1. fıkrasında; ?(1) Denetçi, bağımsız denetim yapmak üzere, 1.6.1989 tarihli ve 3568 sayılı Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanununa göre ruhsat almış yeminli mali müşavir veya serbest muhasebeci mali müşavir unvanını taşıyan ve Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilen kişiler ve/veya ortakları bu kişilerden oluşan sermaye şirketi olabilir? Bu fıkrada temel şart; 3568 sayılı kanuna göre yetki almış olmak ve Kamu Gözetimi Kurumu tarafından yetkilendirilmektir. 4. fıkra kanun maddesinin özüne aykırıdır.
2- 660 sayılı KHK ile kurulan Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun kuruluş amacı şöyledir: ? Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin amacı; uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlarını oluşturmak ve yayımlamak, bağımsız denetimde uygulama birliğini, gerekli güveni ve kaliteyi sağlamak, denetim standartlarını belirlemek, bağımsız denetçi ve bağımsız denetim kuruluşlarını yetkilendirmek ve bunların faaliyetlerini denetlemek ve bağımsız denetim alanında kamu gözetimi yapmak yetkisini haiz Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunun kuruluş, teşkilat, görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.?
Görüleceği üzere, ülkemizde henüz oluşturulacak denetim müessesesini evrensel bir geçerliliğe haiz olması bakımından özel bir kurum oluşturulmuş, denetçinin seçilmesine dair yetkide ilgili kuruma bırakılmıştır.
3- İlgili maddenin gerekçesinde "Yeminli mali müşavir olabilmek için en az on yıl serbest muhasebeci mali müşavir olarak çalışılması ve 1) İleri Düzeyde Finansal Muhasebe, 2) Finansal Yönetim, 3) Yönetim Muhasebesi, 4) Denetim, Raporlama ve Meslek Hukuku, 5)Revizyon, 6) Vergi Tekniği, 7) Gelir Üzerinden Alınan Vergiler, 8) Harcama ve Servet Üzerinden Alınan Vergiler, 9) Dış Ticaret ve Kambiyo Mevzuatı ile 10) Sermaye Piyasası Mevzuatı konularından oluşan sınavdan başarılı olunması gerekmektedir. Bu sınavlarda başarılı olan ve denetim konusunda da uzmanlık sahibi olan yeminli mali müşavirler ile denetim elemanlarının bağımsız denetçi olarak tekrar sınava girmelerine gerek olmadığından verilecek eğitim sonrasında bu kişilerin Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumunca yetkilendirilmeleri sağlanmaya çalışılmıştır." ifadesi kullanılmıştır. Burada bağımsız denetim ile kastedilmek istenenin finansal tabloların uluslararası standartlarla birebir uyumlu Türkiye Finansal Raporlama Standartları'na uygun düzenlenip düzenlemediğinin Uluslararası Denetim Standartları doğrultusunda denetlenmesi olduğu gerçeği gözden kaçırılmaktadır. Yeminli mali müşavirlerin girdiği sınavların bu konuları içermediği ve esas uzmanlık alanlarının vergi mevzuatı (tam tasdik vb. işler) olduğu kolayca anlaşılabilecektir. Oysa uluslararası standart hükümleri ile Türk vergi mevzuatı hükümleri arasında birçok farklılık hatta zıtlıklar bulunmaktadır. Ayrıca TÜRMOB faaliyet raporlarından da kolayca anlaşılabileceği üzere Yeminli Mali Müşavirler'in yaklaşık 3/4'ü bu ünvanı herhangi bir sınava girmeden ,deneyim veya başka nedenlerden muaf tutularak, elde etmişlerdir. Dolayısıyla Yeminli Mali Müşavirler Uluslarası Finansal Raporlama Standartları ve Denetim Standartları hakkında herhangi bir uzmanlık sınavına girmediği için böyle bir muafiyete hak tanınmaları meslek mensupları arasında kıdeme göre ayrımcılık algısı yaratacak ve hakkaniyet ilkesiyle çelişecektir. Ayrıca ilgili maddede ticaret şirketleri nezdinde denetim yetkisine en az on yıldır sahip olanlar için muafiyet tanınması da öngörülmüş ve gerekçesinde bunun nedeni açıklanmamıştır.Bu kişilerin de yine ilgili standartlar hakkında herhangi bir uzmanlık sınavına girmemiş olduğu,bu alanlarda herhangi bir çalışmaları olmamış olduğu ve hatta İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu olma zorunluluğu bulunmadığını bilgilerinize sunarım.Oysa uluslararası standartlar bir denetçi için ilgili fakültelerden en az lisans düzeyinde mezun olunmasını şart koşmaktadır.
4- Hali hazırda halka açık ve Sermaye Piyasası Kanununa tabi işletmelerde bağımsız denetim işlevi SMMM ve YMM unvanı ile birlikte Sermaye Piyasasında Bağımsız denetim lisansına sahip olan kişilerce denetlenmektedir. Dolayısıyla kanunun gerekçe fıkrasındaki ?geçiş dönemi? ifadesi yanıltıcı ve art niyetli olup bu lisans sahiplerinin Finansal Sistem, Sermaye Piyasaları ve Sermaye Piyasası Mevzuatı, Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim (birebir Uluslararası Denetim standartları ile uyumlu) ve Sermaye Piyasasında Muhasebe (Raporlama) Standartları (birebir Uluslararası Finansal Raporlama Standartları ile uyumlu) alanlarından sınava girerek başarılı oldukları ve başarılarını lisans ile belgeledikleri unutulmamalıdır. Eğer ki, geçiş dönemi ile ilgili endişeler söz konusu olacak ise ilgili ruhsat ve lisansa sahip yüzlerce meslek mensubu denetim işini yapabilecek bilgi,birikim,deneyim ve donanıma sahiptir.
5- Madde 2'de belirtilen hususu detaylandırabilmek adına, YMM unvanına sahip olan 4000 civarında meslek mensubunun sadece 1000 kadarı sınava girmek suretiyle belge almıştır, geri kalan kişilerin sınavla alınmış bir lisansları bulunmamaktadır, sadece kamu bürokrasisinden gelen güçleri vardır. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı personelinin muhasebeyle, hesapla, denetimle hiçbir işleri olmamıştır, sadece şirket sözleşmelerinin kanuna uygunluğu ve AŞ genel kurullarına dair toplantılarda gözlemci olmuşlardır,
6- Yangından mal kaçırırcasına hazırlanan ve mecliste kabul edilen bu düzenleme ile sayıca az bir gurubun çoğunluğun hak ve hukukunu hiçe sayarak menfaat elde etmesi, hukukun genel prensiplerine uymadığı gibi ahlaki ilkelere de aykırıdır. Üstelik bu düzenleme ile TÜRMOB? a bağlı 71.869 Serbest Muhasebeci Mali Müşavir? (SMMM) nin vicdanları yaralanmıştır. Zira bir uzmanlık sınavı söz konusu olacaksa SMMM-YMM ayrımı yapılmadan tüm meslek mensuplarını kapsamalı ve geçiş dönemi ile ilgili kaygılar için birebir ilgili konularda uzmanlaşarak Sermaye Piyasasında Bağımsız Denetim lisansını almaya hak kazanmış meslek mensuplarına muafiyet tanınması hakkaniyetli olacaktır. AB kriterlerine göre de denetçilerin hesaptan anlayan yani muhasebe alanında uzmanlığı olan, lisans eğitimini tamamlayan ve ilgili mevzuat/standartlar hakkında uzmanlaşmış kişiler olması esastır. Geçiş süreci kaygısıyla ilgili alanlarda uzmanlaşmamış kişilere sınav muafiyeti tanınması eşitlik ilkesine aykırılık teşkil edecek, uzmanlaşmamış kişilerin görevlerini kusurlu ifası nedeniyle kamu aleyhine telafisi mümkün olmayan zararların doğmasına ve denetçilerin dava edilebilmesi gibi durumlarla bizi karşı karşıya bırakabilecek, ve Kamu Gözetim Kurumu kurulmadan önce Sermaye Piyasası Kanunu'na göre denetim yetkisi almış olan meslek mesnsuplarını mağdur edecektir.
Tüm bu hususları dikkate alarak ilgili kanunun 37. maddesinin 4. fıkrası ile getirilen muafiyet düzenlemesini veto etmenizi ve ilgili düzenlemenin bu hususlar da dikkate alınarak değerlendirilmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde yeniden görüşülmesi yönünde görüş bildirmenizi sizden tüm kalbimle rica ediyor ve diliyorum.
Saygılarımı sunuyorum.