Selamlar arkadaşlar
Öncelikle yeni büro açan ve eskiden beri devam eden arkadaşlara hayırlı müşteriler ve hayırlı kazançlar diliyorum.Allah utandırmasın inşallah.
Uzun yıllardan beri bu mesleğin içinde olan fakat ve ancak son 1 yıldır kendi ofisini yürütmeye çalışan bir meslektaşınız olarak birkaç kelam etmek isterim.
Burada yazılan herşeye katılmakla birlikte işin aslının aslında hiçte öyle olmadığını bilmenizi isterim.Bu işteki gelecekle ilgili,bir tablo,bir şablon,bir öngörü maalesef yoktur.İzlenmesi gereken politika ise kişiden kişiye,hayat şartlarına,kendi hayat felsefenize göre değişir.Olması beklenen ve istenenle,olan,maalesef aynı olmuyor.
Ne güzel söylüyorsunuz;az olsun öz olsun,az ama öz müşteri vs.bunlar güzel ve hepimizin arzu ettiği hedefler,ama maalesef zaman ilerledikçe gerçeğin hiçte öyle olmadığını hatta olamayacağını anlıyorsunuz.Amiyane tabirle "tok satıcı" veya "tok muhasebeci" değilseniz -ki değiliz- "az ama öz" lafları hayali bir prensipten ve hedeften öteye geçemiyor.
Eğer hali hazırda birikmiş bir sermayeniz yoksa,eğer -bırakınız kar edip para kazanmayı- masrafları bile döndürecek yeterlilikte değilseniz ve geçim ve yaşama kaynağınızın önemli bir kalemini bu meslek ve gelecek oluşturuyor ise,işte o zaman müşteri seçmek,müşteri elemek bir seçeneğiniz kalmıyor.Hal böyle olunca,bazen o müşteriyi kaybetmemek adına kabul ettiğiniz ücretlere belki siz bile şaşıracaksınız.Acı,ama gerçek...Belli bir seviyeye ulaşabilmek ve bu meslekte varolabilmek adına ister istemez taviz vermeye başlıyoruz. (Bu arada düşük fiyat politikası,haksız rekabet yasağı.vb. bahsetmiyorum,tavizden kastım asgari şartlardır)
Bu meslek herşeyden önce sabır gerektirir,sabır kadar önemlisi de sürekli kendini güncellemek ve yenilemektir.Hizmet sektörünün en büyük handikapı,sattığımız bilginin elle tutulur gözle görülür olamayışıdır.Ve bizlerin en büyük eksiği de bilgiyi satacak kişileri bulamayışımızdır.Şu an eminim ki burada bulunan çoğu arkadaşımızın beyni,patlama derecesinde bilgi dolu ve habire de yükleme yapılıyor.Hergün yeni birşey yüklüyoruz.Artık satma vakti geldi,bu bilginin artık kullanılması lazım .Ama kullanacak kişiyi bulamıyoruz
,sıkıntı burada..Tam buldum diyorsunuz,hoop ücretler düşük kalıyor.Şimdi soruyorum size,masada yığılmış telefon faturaları,kira zamanı gelmiş,beyanname verilmiş vergisi bekliyor,cepte para yok, vs.vs. mükellefte gelmiş,sözde anlaşmışsınız ama aklınızdaki ücreti vermiyor,ne yapacaksınız?Hadi rakamsal örnek vereyim,tarife 150,siz ondan 300 istediniz.Prensipte koyduk kendimize bir yandan,az olsun öz olsun.
İşte burada vereceğiniz karar, bir anlamda o işyerinin geleceğini belirleyecek.
Sözü fazla uzatmadan her zaman söylediğim bir benzetme ile nokta koymak istiyorum.
Odamız,bize o belgeyi verene kadar başımızda bir nöbetçi gibi durmakta ve bizi tabir-i caizse sömürmekte iken,belgeyi verdikten sonra ise savunmasız ve desteksiz bir şekilde bizi aç kurtların (teşbihte hata olmaz) arasına atmakta ve başınızın çaresine bakın demektedir.Ya yiyecek,ya yenilecek ya da her tarafımız yara bere içinde yolumuza devam edeceğiz.
Ne yiyen ne de yenilen olalım.Hakkımız ve kendimiz için hayırlı olan ne ise onu alalım.İnanç,sabır ve gayretle inşallah bu uzun yolda hepimiz muvaffak oluruz arkadaşlar.
Sevgi ve selamlar