Avansların Değerlemesi

batlı

Katkı Sunan Üye
Üyelik
11 Kas 2008
Mesajlar
557
Konum
ANTALYA
belirteceğim örnek doğrumudur, eksik ya da yanlış bir tarafı varmıdır

1- x firmasından 100 euro karşılığı 200 tl mal alımı karşılığı sipariş avansı ödemesinde bulunduk. Kur 1 euro=2 tl

159- 200 tl
100- 200 tl

2- x firması 3 ay sonra bize fatura kesmiştir. Kur 2,2 tl.


153- 220 tl

159- 200 tl
646- 20 tl

a) bu kayıtlar doğrumudur
b) avans tarihi ile ft tarihi arasındaki tarih aralığında bir geçici vergi dönemi atlamıştık. bu geçici vergi döneminde başka bir değerleme yapacakmıydık
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Bence doğru,
Avanslar mukayyet değerle değerleneceği için geçici vergi dönemleri itibariyle değerleme yapmanıza gerek yoktu. Onda da bir sorun olmadığını düşünüyorum.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Benim bildiğim alınan avanslar değerlenir çünkü kulanım hakkı ( kabiliyeti) firmadadır çünkü ama tam emin değilim
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

geçici vergi döneminde 159 hs.daki 200 euroyu değerlemeniz gerekirdi.bu yüzden kayıtlarınızın doğru olduğu söylenemez.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Avanslar henüz borç alacak niteliği kazanmadığı için değerlenmez. Fatura kesildikten sonra kesinleşir ve alacak haline dönüşür . Değerlemeye tabi olur.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

01/10/2009 kur 2.000 mal bedel 100 euro

159 200 (100 euro)
102 200

01/11/2009 kur 3.000
153 300 (100 euro)
191 54
159 300
320 54

bu şekilde işleyip 11 ay sonunda kur değerlemesi yapıp 646-656 şeklinde kapatılması mümkün müdür ?
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Avansların mukayyet değerle değerleneceği yorumuyla bence doğru kayıt şöyle olmalı
01/11/2009 kur 3.000
153 300 (100 euro)
191 54
159 200
320 54
646 100
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

x firmasına 100.000 dolar avans verdik iş 1 yıldan uzun sürdü diyelim.ve kur 1.20 iken 1.60 oldu.
biz şimdi vermiş olduğumuz bu avansı değerlemeyeçekmiyiz.değerleme kaydı yapılmazsa 2010 yılında fatura kesildiğinde 2009 yılından kaynaklanan kur farkı ne olaçak.benin kanaatim hesaplanı aylık yapan mükellefler aylık değerleme yapmalı.aylık yapmayanlar 3 aylık değerleme yapmalılar.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Hakan Bey,
Bu konuda birçok makale, özelge, danıştay vs. vs. var. Her iki yönde de makale, özelge, danıştay vs. vs var:) Ama çoğunluk ve bence de daha kanuni olan değerleme yapmama yönünde. Fatura kesildiği an zaten biriken kur farkını zarara atacaksınız. Parça parça atmak yerine topluca atmış olacaksınız. Tabii kur sürekli yükseliyorsa..
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

serhat bey,
yıl içinde fatura kesilse bir sorun olmaz denilebilinir.ama yıl atladığı zaman dönemsellik ilkesine aykırı hareket edilmiş olunmuyormu.2009 yılınla ilişkili kur farkı 2010 yılınla ilişkilendirmek bana mantıklı gelmiyor.ve bazen inşaat, yatırım işlerinde bu süre çok daha fazla uzayabiliyor.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Hakan Bey,

Avans yaptığın hizmete karşılık hakettiğin bir alacak veya aldığın hizmete karşılık yüklendiğin bir borç değil. Bir nevi depozito olur da işten cayarsan el konulmak üzere hizmet sunanın kendisini garantiye almak için tahsil ettiği bedel.

Bu bedel alacak ve borç gibi değerlenemeyeceği için VUK 289 uyarınca mukayyet değerle değerlenir. Bu şekilde değerlenince de dönemler itiberiyle kur farkı gideri oluşmaz. Dolayısıyla kanunen burada ilgili yıla ait bir gider yoktur. Yani 2009 yılına ilişkin kur farkı gideri oluşmamıştır. Ama dediğim gibi bu mevzu çok su götürür karar sizin...
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

size şu şekilde bir örnek vermek istiyorum.eski yerimde price dan denetime geldiler.29.500 dolarlık bir sabit kıymet alımı yapmak için 10.000 dolar kınmında ödeme yapmıştık.henüz ortada fatura falan yoktu.ödemeyi firmayla yaptığımız anlaşmaya dayanarak yaptık.teminat olarak ödemedik.(arada bir farkta yok bence)denetim firması 159 hs.gözüken 10.000 dolar karşılığı kur farkı kestirdi.ve uygulamanın bu şekilde olduğunu söylediler.
yinede herkes kendi yaptığından sorumlu ve bu konu tartışmaya açık.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

İki olay farklı sn hakan221. Sizin satıcı firma ile biz sözlşemeniz var ve ödeme bu sözleşme şartlarına dayanarak alım için yapılmış. teminat başka birşeydir, avans ise başka. teminat gayri nakti de olabilir. Belirli bir tutar teminat verilir ve iş sonunda teminat nakit ise iade edelir ipotek ise çözülür.
Mali idare verilen avansların değerlemesini kabul etmeyerek kendi lehine uygulama yapmaktadır.
Haliyle verilen avans değerlenmez ise alınan avansa da değerlenmez.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

sayın nizam gürol, yanlışım varsa düzelt

teminat değerlenmez zaten 126-326 hesaplarda takip edilir biz bunu tartışmıyoruz.
159 hesapta takip edilen yabansı para cinsinden avanslar değerlenir.benim atladığım birşeymi var.
vuk maddesi aşağıda.yabancı paralar değerlenir diyor.ve bu değerleme kaydını iki tarafta yapmak zorundadır.
ithalattada aynı şekilde yapılmıyormuz yurt dışındaki firmaya para gönderiyoruz.ithalat gerçekleşene kadar 159 hesabı değerliyoruz.

Madde 280 - (485 sayılı Kanunun 7 nci maddesiyle değişen fıkra) Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Kurum kazancının tespitinde tahakkuk esası geçerli olmakta ve yabancı para ile olan alacak ve borç tahakkuk ettiği tarihteki geçerli kurla değerlendirilmek suretiyle kayıtlara intikal ettirilmektedir. Ayrıca avans, niteliği itibariyle ileride teslim edilecek bir iş veya işlem dolayısıyla alınan tutardır. Tahakkuk esasına bağlı olarak bir gelir veya gider çıkarılmadığı için alınan avansların bir borç gibi değerlenerek, sonuçta oluşan değerleme farkının kanunun değerleme müessesesi ile getirmek istediği amaca uygun değildir. Çünkü alınmış olan avans henüz gerçekleşmiş bir gelir olarak kanuni defter kayıtlarına intikal ettirilmemiştir. Bu niteliği nedeniyle de avanslarda VUK?un 280. maddesi uyarınca değerleme konusu edilebilecek bir borç da olmamaktadır.

Alınan sipariş avansları nitelik olarak bir borç ödeme yükümlülüğünden çok bir malın teslimi veya işin görülmesini temsil ettiği için Tek Düzen Hesap Planı?nda ticari borçlar grubunda gösterilmemiş olup bu amaçla açılan ayrı bir hesap grubunda gösterilmiştir. Elbette ki avans uygulaması ticari hayatta arz ve talep dengesindeki değişmeye paralel olarak önem kazanmakta ve talebin arzdan fazla olması halinde verilen siparişin bir gereğini yansıtmaktadır.

Bu nedenle mal teslimine kadar işlem kesin bir borç alacak ilişkisinden ziyade, varılan mutabakatın bir gereği olarak yapılan bir ön ödemeyi ifade etmektedir. Tarafların cayması halinde ise, haliyle yapılan sözleşme işleme yön vermektedir. Bu nedenledir ki, alınan avans alındığı tarihte gelir olarak değerlendirilmemektedir.

Ayrıca Maliye Bakanlığı?nın görüşü de, alınan avansların ticari borç olmadığı yönündedir. Maliye Bakanlığı 1993/1 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu İç Genelgesi?nde (9); malın tesliminden önce alınan paraların avans niteliğinde olduğu gerek tahakkuk esası gerekse muhasebede dönemsellik ilkesi gereğince bilançonun pasifinde ?Alınan Sipariş Avansları? hesabında izlenmesi gerektiği, alınan avanslar bir borç olmadığı içinde VUK?un 281. maddesine göre reeskonta tabi tutulamayacağı açıklanmıştır.

Niteliği itibariyle döviz cinsinden borçların değerlemesi ile reeskont işlemlerinin mantığı aynıdır. Her ikisi de enflasyonist ortamda paranın değer kaybı nedeniyle ortaya çıkabilecek fiktif unsurların ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Dolayısıyla niteliği gereği kazancın tespitinde doğrudan hasılata aktarılmayan ve gerçek anlamda bir borç sayılmayan avansların reeskonta tabi tutulamadığı gibi değerlemeye tabi tutulması ve aradaki farkın kur farkı gideri olarak kazancın tespitinde dikkate alınması mümkün değildir

Sermaye Piyasası Kurulu?nun Seri: 9, No:1 Sayılı Genel Tebliği?nin 26. maddesinde de avans niteliğindeki alacakların reeskonta tabi tutulamayacağı ve mukayyet değeri ile kaydedileceği belirtilmektedir.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Nitekim konuyla ilgili olarak yukarıda bahsi geçen Danıştay Kararı (11) da dikkat çeker mahiyette olup özeti şu şekildedir:

?VUK?un 280. maddesinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, yabancı paranın borsada rayici yoksa değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı,bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacak ve borçlar hakkında da cari olacağı hükme bağlanmıştır.

Anılan madde, ticari kazancın tespitinde tahakkuk esasının cari olması nedeniyle sonraki dönemlerde gerçekleşecek gelir veya giderlerin tespit ve kayıtlara intikalini temin için getirilmiş bir düzenlemedir.

Olayda ileride teslim edilecek emtianın karşılığı olarak peşin alınmış bir döviz dolayısıyla tahakkuk esasına bağlı olarak, gelir veya gider unsuru teşekkül etmemiştir. İhracat 1993 yılında gerçekleşmemiş bulunduğundan yabancı paranın 1993 yılında ihracat bedeli olarak işletmeye dahil bir para gibi değerlendirilmesi mümkün değildir. Nitekim yükümlü şirkette avans olarak aldığı parayı kanuni defterlerine gelir olarak kaydetmemiş ?Alınan Avanslar? hesabına kaydetmiş bulunmaktadır.

Öte yandan, taraflar arasında yapılan mukavelenin yürürlükte bulunması, ihracattan vazgeçilmemiş olması nedeniyle alınan avansların borç niteliği kazandığı söylenemeyeceğinden borç olarak değerlemeye tabi tutulması mümkün değildir.

Bu durumda, davacı şirketin ihracat karşılığı aldığı dövizlerin yabancı para cinsinden borç olarak kabul edilip yıl sonunda değerlemeye tabi tutularak doğan kur farklarının gider yazılmasından dolayı tespit edilen matrah farkında hukuka aykırılık bulunmamaktadır
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

Bu karar daha sonra danıştay vergi dava daireleri tarafından temyiz ediliyor. Aşağıda son karar ancak altı çizili kısımlara dikkat edelim...
YURT DIŞI FİRMALARDAN AVANS OLARAK PEŞİN ALINMIŞ DÖVİZİN, İHRACATIN
GERÇEKLEŞMEMESİ NEDENİYLE YILSONU İTİBARIYLA BORÇ GİBİ DEĞERLENMESİ
SURETİYLE OLUŞAN KUR FARKININ GİDER KAYDEDİLMESİNDE HUKUKA AYKIRILIK
BULUNMADIĞI HK.<
Pamuk ihracatı yapan yükümlü şirketin 1993 yılına ilişkin işlemleri-
nin incelenmesi sonucunda ileride ihraç edilecek emtia için yurtdışı
firmalardan avans olarak peşin alınmış dövizin, 1993 yılında ihracatın
gerçekleşmemiş olması nedeniyle 31.12.1993 tarihi itibarıyla borç gibi
değerlenmek suretiyle oluşan kur farkının gider kaydedildiği saptana-
rak adına ikmalen kaçakçılık cezalı kurumlar vergisi salınmıştır.
Tarhiyata karşı açılan davayı inceleyen Adana 1.Vergi Mahkeme-
si; davacı şirketin 1993 yılında ihraç edilecek emtiaya karşılık ola-
rak aldığı dövizleri 1994 yılında ithalatçı şirkete iade ettiğinin an-
laşıldığı, ihracatı gerçekleştiremeyen şirketin ithalatçı firmadan al-
dığı döviz cinsi avansların şirketin borcu olduğunun kabulü gerektiği,
bu durumda yabancı para cinsinden olan borçların Vergi Usul Kanununun
280 inci maddesi gereğince ve 224 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Teb-
liği hükümleriyle belirlenen kur üzerinden değerlemeye tabi tutulması-
nın yasa gereği olduğu, kur farklarının gider kaydında hukuka aykırı-
lık bulunmadığı gerekçesiyle tarhiyatı kaldırmıştır.
Vergi dairesi müdürlüğünün temyiz başvurusunu inceleyen Danış-
tay Üçüncü Dairesi, temyiz istemini reddetmişse de aynı müdürlüğün ka-
rar düzeltme istemini kabul ettiği ... günlü ve 1997/2827 sayılı kara-
rıyla ... sayılı kararı ortadan kaldırarak; ileride teslim edilecek
emtianın karşılığı olarak peşin alınmış döviz dolayısıyla tahakkuk e-
sasına bağlı olarak gelir veya gider unsuru teşekkül etmediği, ihracat
1993 yılında gerçekleşmediğinden yabancı paranın 1993 yılında ihraç
bedeli olarak işletmeye dahil bir para gibi değerlendirilmesinin müm-
kün olmadığı, nitekim davacı şirketin de avans olarak aldığı bu parayı
yasal defterlerine gelir olarak değil "alınan avanslar" hesabına kay-
dettiği, taraflar arasında yapılan mukavelenin ihtilaflı dönemde yü-
rürlükte bulunması ve bu dönemde ihracattan vazgeçilmemiş olması nede-
niyle alınan avansların borç niteliğini kazandığının söylenemeyeceği,
borç olarak değerlemeye tabi tutulmasının mümkün olmadığı, bu durumda
ihracat karşılığı avans olarak alınan dövizlerin yabancı para cinsin-
den borç olarak kabul edilip yıl sonunda değerlemeye tabi tutularak
doğan kur farklarının gider yazılmasından dolayı tespit edilen matrah
farkında hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle vergi mahkemesi ka-
rarını bozmuştur.
Bozmaya uymayan Adana 1.Vergi Mahkemesi, ... günlü, 1997/659
sayılı kararıyla; uyuşmazlığın çözümünün peşin tahsil edilen dövizin
ihracatla kapatılamayan kısmının dönem sonunda işletme ile ilgili ola-
rak ödenmeyen bir borç niteliğinde olup olmadığının belirlenmesine

bağlı olduğu,
davacı şirketin ihraç edeceği pamuk için uyuşmazlık dö-
neminde ... Amerikan Dolarını sipariş avansı olarak peşin tahsil et-
tiği, bunun büyük bölümünün pamuk ihraç edilmek suretiyle kapatıldığı,
geri kalan kısmının pamuk ihracatında kilo başına 60 sentlik fon ko-
nulması nedeniyle mahsup edilemediği ve ertesi yılda döviz olarak gös-
terilen sipariş avansının kapatılamayan kısmına isabet eden kur farkı-
nın gider yazılarak kurum kazancının tespitinde hukuka aykırılık bu-
lunmadığı gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılması yolundaki ilk kararında
direnmiştir.
Direnme kararı vergi dairesi müdürlüğünce temyiz edilmiş, peşin
tahsil edilen ihracat bedeli dolayısıyla tahakkuk esasına göre gelir
unsuru oluşmadığı, ihracat 1993 yılında gerçekleşmediğinden işletmeye
dahil bir para olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, borç nite-
liği kazanmayan avansların, borç olarak değerlemeye tabi tutulmasının
hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenmiştir.
İleride yapılacak ihracat için avans olarak peşin alınan dövi-
zin ihracatın gerçekleşmemiş olması nedeniyle yılsonu itibarıyla borç
gibi değerlenip gider kaydedildiği saptanarak yapılan işlemin kazancın
tespitinde geçerli olan tahakkuk esasına aykırı bulunması nedeniyle
davacı adına ikmalen uygulanan cezalı tarhiyatı kaldıran ısrar kararı
temyiz edilmiştir.
Pamuk ihracatı yapan yükümlü kurumun 1993 yılında ihraç edeceği
emtiaya karşılık olarak aldığı 2 milyon Amerikan Doları tutarında si-
pariş avansından ... Dolarlık kısmına ilişkin ihracatın gerçekleşti-
rilememesi üzerine bu tutarın ... tarihindeki Merkez Bankası döviz ku-
ruyla değerlemeye tabi tutularak hesaplanan ... lira kur farkının gi-
der yazıldığı, ... Doların ... ve ... tarihli banka havaleleriyle dö-
viz olarak siparişi veren yurt dışındaki firmaya geri gönderildiği an-
laşılmıştır.
Davacı kurumun ihracını taahhüt ederek yurt dışındaki firmalar-
dan peşin tahsil ettiği mal bedelinin, ihracatla kapatılamayan kısmı-
nın ... tarihi itibarıyla şirketin borcu olarak kabulü gerekmektedir.
Tahsilatın döviz cinsinden olması nedeniyle de avans alıp verme
işleminde oluşan kur farkının avansı alan yönünden gider, diğeri yö-
nünden ise gelir niteliği taşımasından dolayı Vergi Usul Kanununun 280
inci maddesi uyarınca, kalan borcun ... tarihi itibarıyla o günkü Mer-
kez Bankası döviz kuruyla değerlendirilmesinde ve tarhiyatın bu neden-
le kaldırılmasına ilişkin kararda hukuka aykırılık görülmemiştir.
Bu nedenlerle temyiz isteminin reddine, karar verildi. (MT/ES)

Gerçekten avans ise yani ilerde ortaya çıkacak borca mahsup edilecekse bu değerlenmez. Daha borç ortaya çıkmamış. Avanssa değerlenmez ancak bir şekilde alacak veya borca da dönüşebilir. Örneğin yukarıdaki olayda işletme ihracatın bir kısmını yapıyor, ancak bir kısmını gerçekleştiremiyor. Gerçekleştiremediği kısmı ise gerçekleştireceğini taahüt ediyor. Danıştay vergi Dava Daireleri bu taahütün avansı borca dönüştürdüğünü söylüyor ve o yüzden avansın değil avansın borca dönüşmüş halinin değerlenebileceğini söylüyor.

Yani avans verdim. İşlem gerçeklene kadar bir alacak veya borç yok. Ancak işlem iptal oldu ve sözleşmeye göre o avansı tahsil etme hakkım var. İşte o zaman o avans artık avans değil alacaktır ve değerlenebilir. Veya olaydaki gibi işlem gerçekleşti ama eksik gerçekleşti. Karşı tarafta o eksikliği gidereceğini taahüt etti. O avans da artık alacaktır değerlenebilir.

Son söz: Avans mı Borç ya da Alacak mı bunun tespiti şarttır. Bildiğimiz avans alacak veya borç değildir değerlenemez. Ancak bildiğimiz avans alacak veya borca dönüşebilir ve dönüştüğü an değerlenebilir.
 
Ynt: Avansların Değerlemesi

"Gerçekten avans ise yani ilerde ortaya çıkacak borca mahsup edilecekse bu değerlenmez. Daha borç ortaya çıkmamış. Avanssa değerlenmez ancak bir şekilde alacak veya borca da dönüşebilir. Örneğin yukarıdaki olayda işletme ihracatın bir kısmını yapıyor, ancak bir kısmını gerçekleştiremiyor. Gerçekleştiremediği kısmı ise gerçekleştireceğini taahüt ediyor. Danıştay vergi Dava Daireleri bu taahütün avansı borca dönüştürdüğünü söylüyor ve o yüzden avansın değil avansın borca dönüşmüş halinin değerlenebileceğini söylüyor.

Yani avans verdim. İşlem gerçeklene kadar bir alacak veya borç yok. Ancak işlem iptal oldu ve sözleşmeye göre o avansı tahsil etme hakkım var. İşte o zaman o avans artık avans değil alacaktır ve değerlenebilir. Veya olaydaki gibi işlem gerçekleşti ama eksik gerçekleşti. Karşı tarafta o eksikliği gidereceğini taahüt etti. O avans da artık alacaktır değerlenebilir.

Son söz: Avans mı Borç ya da Alacak mı bunun tespiti şarttır. Bildiğimiz avans alacak veya borç değildir değerlenemez. Ancak bildiğimiz avans alacak veya borca dönüşebilir ve dönüştüğü an değerlenebilir"


Aynen böyle olacaktır. Öyle denetim şirketi kestirdi falan gibi gerekçeler sizi kurtarmaz.
Denetim şirketlerin her yaptığı doğrudur diye bir ön kabul olamaz.
 
Üst