Biraz Ezber Bozan Bir Karar.Yaş Dışında Emeklilik Koşullarını Taşıdığı İçin İş Sözleşmesini Sona Erdiren İşçiye Kıdem Tazminatı Ödenmesinin Gerektiği.

Tahsin Kurt

Fenomen Üye
Platin Üye
Üyelik
5 Nis 2007
Mesajlar
9,694
Konum
İstanbul
Merhaba
Ekte bir yargıtay kararı paylaşıyorum.Ezber bozan dedim.Çünkü genelde bizler daha evvel ki okuduklarımızda işten ayrıldıktan sonra makul bir süre kadar(bu süre belli değil) beklenilmesi gerektiğini aksi halde işçinin kötü niyet sergilediği konusunda bilgiye sahiptik.Nitekim ilk derece mahkemesi de böyle karar vermesine rağmen,Yargıtayca karar bozuldu.Bizlere de emsal teşkil etmesi için paylaşıyorum.

https://www.alomaliye.com/2020/09/2...m_medium=email&utm_campaign=alomaliye-ebulten

ÖZET: Davacı davalı işyerinde yaş hariç emeklilik koşullarını sağladığına ilişkin SGK’dan aldığı belgeye dayanarak 1475 sayılı mülga İş Kanununun halen yürürlükte bulunan 14/5 maddesine göre istifaen ayrılmıştır. Davacı istifadan 6 gün sonra başka bir bankada tekrar işe girmiştir. Mahkeme davacının istifada samimi olmadığı davalı bankadan ayrılıp kısa süre sonra başka bir bankada işe girmesini dürüstlük kurallarına uymadığı gerekçesiyle davacının kıdem tazminatı talebini reddetmiştir. Davacı işçi kanunun kendisine tanıdığı bir hakkı kullanmıştır. 6 gün sonra başka bir iş yerinde tekrar işe başlaması hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilemez. Davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü gerekirken reddi hatalıdır.
 
Tahsincigim

Yok biz hep yargitayin dedigi gibi biliyorduk. Hatta bana bu konuda cok soru geliyordu. Bu isten ayrilacagim diger ise baslarsam problem olur mu diye. Ben hep hayir baslayabilirsiniz diyordum. Conku ben boyle bir davayi bundan epey yil once yanilmiyorsam 2003 yada 2004 yilinda yasadim. Bir sac ekim firmam vardi. Oradaki doktor isten ayrildi baska yerde basladi davalar acildi aynen yargitay boyle reddetti.

Burada onemli olan su; Yapilan is sozlesmelerinde is yerindeki bilgi ve teknolojinin yeni is yerinde eski isyerinin aleyhine yada rekabeti onun aleyhine cevirecek bicimde kullanilmamasi.

Bak burada en onemli nokta bazen isyerlerinde yapilan sozlesmelerde 2 yil, 3 yil vb. sore koyarak diger is yerlerinde calisamaz deniyor Yargitay bunuda reddiyor. Onemli olan yukarida yazdigim bilgi ve teknolojinin diger sirketin aleyhine kullanilmamasi

Yoksa adam ne yapacak isyerinden cikti diye calismayacak mi ? Tas mi kemirecek
 
Taş kemirmesin diye tazminatını alıyor zaten :) Ama yorum ve makalelerde hep makul bir süre kadar beklenilmesi gerektiğini okuduk durduk.Demek Yargıtay bu 6 günlük süreyi de makul bir süre olarak kabul ediyor.Bizde yıllar evvel benzer bir olay yaşamıştık,gerçi onda durum biraz farklıydı. İşçi istifa ettikten yaklaşık 10-15 gün sonra sgk yazısını getirmişti.İşverende ödememişti,o oda sgk'ya şikayet etmişti.Ama sonuçta işveren paşa paşa parayı ödemek zorunda kalmıştı.
 
Genel manada evet makul süre ile aynı veya benzer iş noktası önemli.
Ferhat beyin dediği sözleşme hükmüne bağlı olarak ayn iş konusunda makul süre çok önemli,bu nokta da makul süre ne kadar süre olabilir? net bilgim yok ama 2-3 yıl afaki olur, belki 5-6 ay (azami 1 yıl) olabilir!!!
Aynı iş olmaması durumunda da Tahsin beyin dediği gibi makul süre önemli biliyorduk, bu karar ile 6 günlük süre artık tamam, belki daha kısa bir sürede olabilir!düşüncesindeyim.
Sonuç olarak aynı iş olup olmaması noktasında makul süreye dikkat edilmelidir.
 
Aslında benzer durum evlilik nedeniyle işinden ayrılan kadının hemen ertesinde yeni bir işe başlamasında da sorun idi, ki gene yargıtayın yasal bişr hakkın kullanılması olarak değerlendirilmesi gerektiği yönündeki kararı ile o konudaki karışıklık ortadan kaldırılmıştı. Bence doğru karar .
 
Yalnız karar özetine bakarsanız aynı iş olduğu belli.Çünkü "başka bir bankada tekrar işe girmiştir" diyor.Ayrıldığı yerinde bir banka olduğunu buradan anlıyoruz.yani iş,aynı iş. Yargıtay bence makul süreye vs bakmıyor.Sonuçta işçinin yasal hakkı diyor.Ben böyle anlıyorum.
 
Tahsincigim

Yok biz hep yargitayin dedigi gibi biliyorduk. Hatta bana bu konuda cok soru geliyordu. Bu isten ayrilacagim diger ise baslarsam problem olur mu diye. Ben hep hayir baslayabilirsiniz diyordum. Conku ben boyle bir davayi bundan epey yil once yanilmiyorsam 2003 yada 2004 yilinda yasadim. Bir sac ekim firmam vardi. Oradaki doktor isten ayrildi baska yerde basladi davalar acildi aynen yargitay boyle reddetti.

Burada onemli olan su; Yapilan is sozlesmelerinde is yerindeki bilgi ve teknolojinin yeni is yerinde eski isyerinin aleyhine yada rekabeti onun aleyhine cevirecek bicimde kullanilmamasi.

Bak burada en onemli nokta bazen isyerlerinde yapilan sozlesmelerde 2 yil, 3 yil vb. sore koyarak diger is yerlerinde calisamaz deniyor Yargitay bunuda reddiyor. Onemli olan yukarida yazdigim bilgi ve teknolojinin diger sirketin aleyhine kullanilmamasi

Yoksa adam ne yapacak isyerinden cikti diye calismayacak mi ? Tas mi kemirecek

Ferhat bey yazılım firmalarında yazılımcının a firmadan b firmaya geçişi sürekli oluyor. Burada bilgi ve teknoloji çok ciddi şekilde karşı tarafa geçmiş oluyor. Birebir aynı sektörde, aynı ürünü satan iki yazılım firması arasında işçinin rakip firmaya geçişi ile ilgili örnek bir karar biliyormusunuz?
 
Yalnız karar özetine bakarsanız aynı iş olduğu belli.Çünkü "başka bir bankada tekrar işe girmiştir" diyor.Ayrıldığı yerinde bir banka olduğunu buradan anlıyoruz.yani iş,aynı iş. Yargıtay bence makul süreye vs bakmıyor.Sonuçta işçinin yasal hakkı diyor.Ben böyle anlıyorum.
Dogru tahsincigim. Haklisin
 
Ferhat bey yazılım firmalarında yazılımcının a firmadan b firmaya geçişi sürekli oluyor. Burada bilgi ve teknoloji çok ciddi şekilde karşı tarafa geçmiş oluyor. Birebir aynı sektörde, aynı ürünü satan iki yazılım firması arasında işçinin rakip firmaya geçişi ile ilgili örnek bir karar biliyormusunuz?
Sayin artcrimes

Bu kararlar firmalara ve sahislara bagli olmadigidan boyle bir karar ornegi bulamazsiniz. Sizin isinizde ( Seref beyle, Keremcem'de katki yapacaktir) isci ile sozlesmenin onemi ve eski isyerinin bu transferden dolayi sozlesmede yazili sebeplere gore ciddi anlamda zarar gormesi gerekiyor. Ayrica bununda ispatlnmasi lazim.
Ornegin Casus yazilimlari verilebilir
 
Sn.Tahsin beyin belirttiği kararın konusu ile sn. keremcem beyin belirttiği konu farklı olsa da makul süre noktasında hem fikiriz, ANCAK sn. artcrimes in bahsettiği husus ile ilgili olarak:
sn. Ferhat beyin ilk iletisinde "burada önemli olan şu" dediği gibi önceki işverenle işci arasında rekabet etmeme sözleşmesi veya iş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin hüküm varsa burda durmak lazım,(Sn. Ferhat bey den özür dilerim, ben afaki olur demiştim ama) genel hükümler yönünden makul süre 2 yıl, sözleşmede belirtilmişse daha az,özel dıurumlar için daha fazla da olabiliyor, EĞER böyle bir sözleşme veya iş sözleşmesinde kayıt yoksa, sn. Tahsin beyin belirttiği karar gibi sonuç doğar,yani burda da rekabet noktası dışında hemfikir olabiliriz, yalnız bu arada küçük bir ayrıntı, iş kanunu yönünden bazı hallerde "yeni işverenin sorumluluğu" gündeme gelebilir, her bir olayın koşulları farklı olabileceğinden detaylıca irdelemek gerekir.
Bence sn. artcrimesin olayında makul süre noktasını rekabet yasağı yönünden incelemek gerekir düşüncesindeyim.
(Bu bağlamda olayı 6098/M.444 itibariyle irdelemek isabetli olacaktır.)
 
Yasal düzenlemelerle tanınmış bir hakkın kullanımında '' makul bir süre'' tanımının yeri olmadığını düşünüyorum . Yasal hak kazandıran durumların tamamı için süreler net olarak tanımlanmıştır. Ev sahibi- kiracı ilişkilerinde tahliye davası açabilmek, iş davalarında ihbar süreleri, ücret ödeme süreleri, izin hakkı süreler....
Yaş dışında diğer şartları tamamlamış çalışana yasa bu durumu sağladığını ıspatlamak kaydıyla sözleşmesini hemen feshedip tazminatını alabilme hakkını tanımış ve çalışanın bu hakkını korumuş. Kişinin yasal hakkını kullanması, bir diğer anayasal hakkının ( dilediği işi yapabilme özgürlüğü) kullanımını engelleyemez. Son işinden ayrıldıktan sonra bir başka işte çalışması için makul bir süre aranamasa da , yeni işyerinde eski işverenin zarar göreceği bir işlem yapamama yasağı elbette vardır. Eski işverenin işini-müşterisini de yeni işyerine taşımak rekabet yasağı kapsamında değerlendirilir, yapuılan işleme göre de sonuçlanır mutlaka.
Rekabet yasağı konusu da aslında tam bir bıçak sırtı konu.
Yıllarca eğitimini aldığı , çalışarak tecrübe kazandığı , artık geçimini temin edebilmesinin yolu olan mesleğinden vazgeçmesi de mümkün değil insanların.
Bu kişi bir çorba ustası da olabilir, bir uzay mühendisi de olabilir, bir yazılımcı da olabilir. Çorba ustası da bir başka yerde aynı işi bulup çalışabilir, bir yazılımcı da.
Çorba ustası için değil ama bir yazılımcı için bazı kısıtlamalar rekabet yasağı sözleşmeleri ile kullanılabilir. İşte burada, yani rekabet yasağı sözleşmelerinde makul süre, makul bölge tanımlamaları yapılması gerekir. Genel olarak rekabet yasağı sözleşmelerinde '' çalışan ..... aynı iş kolunda çalışamaz'' şeklinde tanımlanmakta ancak bu yasaklama çabası bir geçerliliği olamamaktadır.
Adam ne yapsın taş mı yesin dedirtecek sorulardan biri gelir boyle bir maddeye, yargıtayın da bu lafı dediği kararları mevcut rekabet sözleşmelerinde.
Belli bir coğrafi bölge( elbette makul bir alan, örneğin x bölgesi veya a-b-c illerinde) ve belli bir süre ( elbette makul bir süre1 yıl-2 yıl gibi ) kısıtlamalar kabul görmekte.

Sn. artcrimes, rekabet yasağı yargıtay yazarak aratırsanız konu ile ilgili aradığınız mahkeme kararların örnek olarak bulabilirsiniz. Daha doğrusu ise bence bu konuda bir avukatla görüşerek makul bir rekabet yasağı sözleşmesi düzenleyebilirsiniz.
 
Yasa 15 Yıl 3600 gün kuralını uygulamaya koyunca çalışan için bir hak doğdu. Emeklilik hakkı. Bu hak nedeniyle Kıdem Tazminatı alma hakkı doğmadı. Bu kural emeklilik için yeni bir şart oluşturdu. Kıdem tazminatı alabilmenin şartlarından biri olan emeklilik ise zaten varolan bir haktı. Bu şartla işyerinden ayrılanlar için tazminatı kulp takıp ödememek hakkın gaspıdır. "Sen burdan tazminat aldın gittin başka yerde çalışamazsın" asla bir gerekçe olamaz zaten emeklilerin çalışmasını engelleyen hiçbir yasa yok. Bu nedenle Yargıtayın kararı hem çok yerinde hemde bunu anlamayanlara anlatan bir ders niteliğinde.

Ferhat kardeşim haklı "Taş mı yiyecekler."

Başarılı kişilerin "Brain Hunt" içinde olmaları çok doğal, sadece programcılık konusunda değil ( bu teknoloji transferi değildir) her işte olan bir konu. Bu yüzden dar kapsama indirgememek lazım.
 
Sn.Tahsin beyin belirttiği kararın konusu ile sn. keremcem beyin belirttiği konu farklı olsa da makul süre noktasında hem fikiriz, ANCAK sn. artcrimes in bahsettiği husus ile ilgili olarak:
sn. Ferhat beyin ilk iletisinde "burada önemli olan şu" dediği gibi önceki işverenle işci arasında rekabet etmeme sözleşmesi veya iş sözleşmesinde rekabet yasağına ilişkin hüküm varsa burda durmak lazım,(Sn. Ferhat bey den özür dilerim, ben afaki olur demiştim ama) genel hükümler yönünden makul süre 2 yıl, sözleşmede belirtilmişse daha az,özel dıurumlar için daha fazla da olabiliyor, EĞER böyle bir sözleşme veya iş sözleşmesinde kayıt yoksa, sn. Tahsin beyin belirttiği karar gibi sonuç doğar,yani burda da rekabet noktası dışında hemfikir olabiliriz, yalnız bu arada küçük bir ayrıntı, iş kanunu yönünden bazı hallerde "yeni işverenin sorumluluğu" gündeme gelebilir, her bir olayın koşulları farklı olabileceğinden detaylıca irdelemek gerekir.
Bence sn. artcrimesin olayında makul süre noktasını rekabet yasağı yönünden incelemek gerekir düşüncesindeyim.
(Bu bağlamda olayı 6098/M.444 itibariyle irdelemek isabetli olacaktır.)

@şeref aydemir

6098/444 kolay irdelenecek bir durum değil aslında, sözleşme imzalanıp çalışan bir yasağı kabul etsede bunun sonuçlarının yasa tarafından uygunluğu ciddi denetleniyor ve genelde de sözleşme uygun bulunmuyor. Biriki kısa örnek, bir restoranda aşçı olarak çalışan birinin kendi adına restoran açmasını engellemek, bir inşaat mühendisinin kendi adına inşaat yapmasını engellemek, bir doktorun başka bir hastanede çalışmasına yada kendine muayenehane açmasına engel olmak gibi. Kaldıki hangi türde olursa olsun yeni bir teknolojinin patenti dahi anca kendi adına 10 yıl korunuyor.
 
Olaya ilişkin başkaca bir kanun,madde var mı ki?
İş akdinin sone ermesinden sonra,gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı duzenleyen,rekabet yasağına ilişkin husus 6098/444 ve devamıdır,ancak bu hükümler çerçevesinde değerlendirilebilir.
Genel de sözleşme uygun bulunmuyorsa kabahat düzenleyenlerindir,uygun düzenlenenler de kabul edilmez değil.
Verdiğiniz örnekler sorun teşkil etmeyebilir,gayet normal,her iş veya konuyu rekabet yasağına baglayamayiz,nice işler olur ki bazı firmalar bazı eski çalışanlarına,sen çalışma,ayni iş üzerine iş de kurma, şu kadar süre her ay al şu parayı diyen firmalar kesinlikle yok,olmaz,olamaz diyebilirmiyiz,şahsen diyemem işin o tarafı bize karanlık ama bu işler kolay değil,yaşayanlara sormak gerek fakat onlarda söylemezler.
Yeni bir teknolojinin patentinde 10 yil süre hiç de az değil,yüksek teknoloji bilgisi gerektiren patentli bir ürünün şimdi den 10 yıl sonrasını kestirmek ancak ve ancak bizim değil,ilgili uzmanların tahminine bağlı,tabi oda ne kadar tutarsa!!!
 
Olaya ilişkin başkaca bir kanun,madde var mı ki?
İş akdinin sone ermesinden sonra,gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı duzenleyen,rekabet yasağına ilişkin husus 6098/444 ve devamıdır,ancak bu hükümler çerçevesinde değerlendirilebilir.
Genel de sözleşme uygun bulunmuyorsa kabahat düzenleyenlerindir,uygun düzenlenenler de kabul edilmez değil.
Verdiğiniz örnekler sorun teşkil etmeyebilir,gayet normal,her iş veya konuyu rekabet yasağına baglayamayiz,nice işler olur ki bazı firmalar bazı eski çalışanlarına,sen çalışma,ayni iş üzerine iş de kurma, şu kadar süre her ay al şu parayı diyen firmalar kesinlikle yok,olmaz,olamaz diyebilirmiyiz,şahsen diyemem işin o tarafı bize karanlık ama bu işler kolay değil,yaşayanlara sormak gerek fakat onlarda söylemezler.
Yeni bir teknolojinin patentinde 10 yil süre hiç de az değil,yüksek teknoloji bilgisi gerektiren patentli bir ürünün şimdi den 10 yıl sonrasını kestirmek ancak ve ancak bizim değil,ilgili uzmanların tahminine bağlı,tabi oda ne kadar tutarsa!!!

Aslında yok, kaldıki 6098/444 konusunda incelemek gerekir dediğiniz için bu cevabı yazmak istedim. Bu kapsamdan yürüyen davalarda sonuç rekabetten değil de ancak şirket sırlarının açıklanması nedeniyle sonuç bulabiliyor. Yoksa iş yasağı doğrudan anayasaya da aykırı.
 
@şeref aydemir bey @ferhat bey teşekkürler.
6098/M.444 araştırdım. Bu madde de "...Rekabet yasağı sözleşmesi, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir." deniliyor. Yazılım / Teknolojileri firmaları için son derece yerinde bir madde. Teknoloji şirketlerinde insan ve teknoloji transferi çok kolay olduğundan dolayı bu konuda sanırım ülkemize özel kanunlar çıkması gerek.

Sayın @keremcem konuya çok yüzeysel bakmış. Çorba ustası ile yazılımcının arasında dağlar kadar fark olduğunu düşünüyorum. Yazılımcı, temelde kod yazmayı bilir. Ona sunulan kod yığınlarının (bir nevi şirket sermayesi) kendisine anlatılması, şirket teknolojilerinin kendisiyle paylaşılması sonucunda kod yazmaya başlayabilir. Bu sermaye, ona verilen projeyi, algoritmayı ve fikri koda dökmesi için sunulur. Yani burada yazılımcının kod yazması esastır. Projeyi sahiplenmesi değil. Yazılım işlerinde fikrin/buluşun sahibi genelde işveren oluyor.

Çorbacı konusundaysa, genelde çorbanın mucidi işveren olmuyor veya yüksek teknoloji gerektirmediği için işçi rakip çorbacıda çalışabilir, yeni çorbacı açabilir.


Adam elbette taş yemesin derdim ancak; bir yazılımcı a firmasında sosyal medya üzerine kod yazarken, buradan ayrıldıktan sonra rahatlıkla b firmasında muhasebe alanında kod yazmaya devam edebilir. Bunda sakınca yok. Fakat bir yazılımcı, a firmasından öğrendiği teknoloji, kod yığınlarını tutupta sosyal medya işiyle ilgilenen c firmasına kendisiyle beraber transfer ederse, evet taş yesin. Yasaların en azından bunu 1 yıl süreyle sınırlandırması gerekir.
 
Ferhat bey yazılım firmalarında yazılımcının a firmadan b firmaya geçişi sürekli oluyor. Burada bilgi ve teknoloji çok ciddi şekilde karşı tarafa geçmiş oluyor. Birebir aynı sektörde, aynı ürünü satan iki yazılım firması arasında işçinin rakip firmaya geçişi ile ilgili örnek bir karar biliyormusunuz?

@şeref aydemir bey @ferhat bey teşekkürler.
6098/M.444 araştırdım. Bu madde de "...Rekabet yasağı sözleşmesi, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir." deniliyor. Yazılım / Teknolojileri firmaları için son derece yerinde bir madde. Teknoloji şirketlerinde insan ve teknoloji transferi çok kolay olduğundan dolayı bu konuda sanırım ülkemize özel kanunlar çıkması gerek.

Sayın @keremcem konuya çok yüzeysel bakmış. Çorba ustası ile yazılımcının arasında dağlar kadar fark olduğunu düşünüyorum. Yazılımcı, temelde kod yazmayı bilir. Ona sunulan kod yığınlarının (bir nevi şirket sermayesi) kendisine anlatılması, şirket teknolojilerinin kendisiyle paylaşılması sonucunda kod yazmaya başlayabilir. Bu sermaye, ona verilen projeyi, algoritmayı ve fikri koda dökmesi için sunulur. Yani burada yazılımcının kod yazması esastır. Projeyi sahiplenmesi değil. Yazılım işlerinde fikrin/buluşun sahibi genelde işveren oluyor.

Çorbacı konusundaysa, genelde çorbanın mucidi işveren olmuyor veya yüksek teknoloji gerektirmediği için işçi rakip çorbacıda çalışabilir, yeni çorbacı açabilir.


Adam elbette taş yemesin derdim ancak; bir yazılımcı a firmasında sosyal medya üzerine kod yazarken, buradan ayrıldıktan sonra rahatlıkla b firmasında muhasebe alanında kod yazmaya devam edebilir. Bunda sakınca yok. Fakat bir yazılımcı, a firmasından öğrendiği teknoloji, kod yığınlarını tutupta sosyal medya işiyle ilgilenen c firmasına kendisiyle beraber transfer ederse, evet taş yesin. Yasaların en azından bunu 1 yıl süreyle sınırlandırması gerekir.
Yüzeysel değil sn.artcrimes, genel bakmaya çalıştım doğrudur.
Bahsettiğiniz tarz bir yazılım geliştirme işinde aynı konudaki yazılım geliştirmekte olan 2 rakip firmadan birinde çalışan Ahmet kişisi oradan ayrılıp di,ğer firmaya , önceki işyerinde geliştirilmekte olan projeyi de alıp götürüyoır ise evet bu rekabet yasağına girer elbette. Ancak Ahmet kişisi ilk firmadean ayrılıp, aynı amaca hizmet edecek bir başka yazılımı geliştirmekte olan B firmasına geçip B firmasının geliştirdiği yazılım üzerinde çalışmasını engelleyebilmek mümkün değildir. Aynı projede çalışmakta olan Ahmet ile Mehmet in ard arda ayrılarak B yazılım firmasında çalışmaya başlaması da duruma göre farklı değerlendirilir.
Aradığınız bir yazılımcının bir başka yazılım firmasına geçişi ile ilgili genele uygulanabilecek bir karar şeklinde anladığım için çorbacı örneğini verdimdi.
Ha hala aynı fikirdeyim, salt rekabet yasağı konusuna sokarak bir çalışanın rakip firmaya geçişini engellemek mümkün değil.
Gene şahsi düşüncem , 2si arasında fark ta yok, ikisi de çorba ediyor :)
( şakadır kimse alınmasın lütfen )
 
Adam elbette taş yemesin derdim ancak; bir yazılımcı a firmasında sosyal medya üzerine kod yazarken, buradan ayrıldıktan sonra rahatlıkla b firmasında muhasebe alanında kod yazmaya devam edebilir. Bunda sakınca yok. Fakat bir yazılımcı, a firmasından öğrendiği teknoloji, kod yığınlarını tutupta sosyal medya işiyle ilgilenen c firmasına kendisiyle beraber transfer ederse, evet taş yesin. Yasaların en azından bunu 1 yıl süreyle sınırlandırması gerekir.
2 yıl dahi olabilir.
Özel kanun çıkmaz(sizi anlamaya çalışıyorum ama şahsen gerekte yok) düşüncesindeyim.
Ayrıca rekabet etmeme yasağına bağlı olarak cezai şart da konulabilir ve dahi sonuçta işveren zarar görmüşse bu zarar da işciye yükletilebilir, tabi ki önce hukuken geçerli bir sözleşme,bu sözleşmede de işcinin mahfına sebeb olmayacak derecede uygun süre ve uygun ceza koşulu olmalı,olay dava konusu olursa bu defa da malum takdir mahkemenindir,süre yönünden sınırlama, ceza koşulunda indirim olabilir! fakat kesin tespit olunmuş bir zarar var ise bu noktada indirim olmaz düşüncesindeyim.
Bu teknoloji konusunda bilgi sahibi değilim, lakin bir uzman arkadaşa sordum, o da sizin gibi düşüyor,o işe dair teknik yatırım, ar-ge,bu işe ilişkin geliştirilen proğram, sadece bu işe münhasır o işyerinde yetiştirilen çalışan vs.dedi,teknik açıdan olayı ve süreçleri sizler biliyor ve yaşıyorsunuz,anladığım kadarıyle ortada farklı durum var.
 

Benzer konular

Üst