Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Kadının biri alışveriş için şehre inmiş,

ilk girdiği dükkânda harika ayakkabılar bulmuş, ikincide de nefis bir elbise.. Üçüncü dükkânda her şey 10 Lira inmiş, gözlerine inanamazken birden cep telefonu çalmış..
Hattaki kadın doktor ona kocasının feci bir trafik kazası geçirdiğini, durumunun kritik olduğunu, yoğun bakıma kaldırıldığını söylemiş..
Kadın doktora; ?Kocasına çarşıda olduğunu iletmesini, bir an önce orada olacağını? söyleyerek telefonu kapatmış, ama akabinde hayatının en verimli alışverişini yapmakta olduğunu fark etmiş ve hastaneye gitmeden 1-2 mağazaya daha girmiş, birkaç saat sonra sabah alışverişini bir fincan kremalı kahve ile tamamlanmış ki birden kocasını hatırlamış.. Suçluluk duygusu ile hastaneye koşmuş..
Koridorda doktoruna rastlayıp kocasını sormuş..
Bayan doktor, kadının elindeki paketlere bakıp ?Buraya hemen gelmek yerine alışverişine devam ettin değil mi?..? demiş bağırarak, ?Sanırım kendinle gurur duyuyor olmalısın..
Adam burda yoğun bakımda, sen mağaza mağaza dolaş.. İyi be..! Ama bu senin son alışverişin olacak.. Artık ömrünün sonuna kadar onun hastabakıcısı olacaksın, hem de başından 1 dakika bile ayrılamadan.. !?
Kadın son derece üzgün başını önüne eğmiş..

Bayan doktor, onun bu haline uzun uzun baktıktan sonra
kıkırdamaya başlamış,
?Şaka yapıyorum kıııız şakaaaa.. Takıldım sana.. Kocan öldü.. Vallahi öldü.. Hadi aç bakayım şu poşetleri de neler aldın bi görelim..!?
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Bütün kadınlar birbirlerini rakip olarak görürler. Birbirlerini kıskanmaları için ayni meslekten olmaları ya da menfaatlerinin çatışması falan Sart değildir. Ortalıkta kendilerinden başka kadınların da dolaşıyor olması, kıskanmaları için yeterli bir sebeptir. Yolu kadınların görev yaptığı bir yere, örneğin bir banka şubesine düsen bir kadın, Gördüğü muameleden bunu şıp diye anlayabilir. Bütün kadınların mutlaka koşulacak şartları vardır. 'seninle evlenirim ama...', 'dediğini yaparım ama...' Nedense bütün ask şiirleri, en duygulu şarki sözleri hep erkekler tarafından yazılmıştır, çok duygulu oldukları söylenen kadınların bu sırada ne yaptıkları merak konusudur. Bence kadınlar o sırada diğer kadınları incelemekle meşguldürler. 'ne giymiş, ne takmış, benden güzel mi? vs. Erkekler (eğer ruh hastası değillerse) eslerini çok yakin arkadaşlarından, akrabalarından, yani olur olmaz herkesten kıskanmazlar. Oysa kadınlar, hiç ayırım yapmaksızın, ömür boyunca, istisnasız her dişiden kıskanırlar kocalarını. 30 yas büyük bir kadınla, sırf parası için evlenen pek az erkek vardır. Buna karşılık etraf, babası, hatta dedesi yasında, ama mutlaka zengin erkeklere asık olan (!) kadınlarla doludur. Hiç bir kadın çalıştığı yerde üstünün kadın olmasını istemez. Vallahi bunu ben söylemiyorum, anketler öyle diyor. Erkekler kadınlardan ilgi, şefkat, sevgi dışında pek bir şey beklemezler. Kadınlara bunlar asla yetmez, ilâve olarak iki bilezik, bir yüzük gerekir çoğu zaman. Gelin-kaynana çekişmesinin fıkralara geçtiği ülkemizde hiç damat-kayınpeder çekişmesine tanık oldunuz mu? 'Elti gemisi yürümez' diye bir söz vardır da neden bacanaklar için söylenmiş benzer bir lâf yoktur? Erkekler bir araya geldiklerinde isten, politikadan, futboldan bahsederler genellikle. Kadınlar bir araya geldiğinde ise vay o anda orada olmayan diğer kadınların hâline! Eslerinden, 'yorgunum', 'basım ağrıyor' bahanesiyle mümkün olduğunca kaçan kadınlar, ortaya ikinci bir kadın çıktığı zaman aniden kocalarını çok sevdiklerini (!) fark ederler. Kocası tarafından aldatılan kadınlar genellikle boşanmak yerine, bir çocuk daha yapmayı tercih ederler. Tersi durumda ise erkekler kadınlar kadar akilli olmadıkları için bunu gurur meselesi yapar ve kadını hemen boşamaya kalkarlar. Kadınlar evde aksama kadar istedikleri gibi yasarlar. Ne karışanları ne de görüşenleri vardır. Erkeklerin ise aksamdan aksama geldikleri evlerinde pek de özgür öldükleri söylenemez. Kendilerine durmadan oraya oturmaması, sigarasının külüne dikkat etmesi, ayakkabısını çıkarması hatırlatılır. Kadınlar aksama kadar kocalarının bilgisi dışında istedikleri arkadaşlarını misafir ederler. Oysa hiç bir erkek karısından izin almadan eve bir erkek arkadaşını getiremez. Hatta izin alarak bile. Kadınlar her istediklerinde eslerinden izin almadan annelerini ziyaret edebilirler. Erkekler ne haberli, ne habersiz, yanlarında esleri olmadan asla annelerine uğrayamazlar. Kadınlar bütün ilişkilerinde hesap kitap içindedirler. Asla şeffaf değildirler. Hoşlanırlar, hoşlanmaz gibi davranırlar, isterler, istemez gibi yaparlar. Esleriyle sorunlarını çözmede bedenlerini silâh olarak kullananlar bile vardır. Vücutlarını göstermeye bayılırlar. Açık, dar, şeffaf, kısa giyerler. Sonra da 'neden bakıyorsunuz? Diye sinirlenirler. Aslında amaçları baktırmaktır, ama bunu asla kabul etmezler, özgürlükten, rahatlıktan, medeniyetten falan söz ederler. Nereden biliyorsun, derseniz ben de kadınım oradan biliyorum.
NOT: İstisnalar kaideyi bozmaz. (Bence de bunu okuyan bütün kadınlar kendini istisna olarak kabul edecektir.)
Pakize SUDA
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Sn. twolf,
o notu yazmasaydınız keşke :)
evet ben istisnayım, kıskanacak değil, kıskanılacak biriyimdir. :)
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Vallahi ben yazmadım,Pakize'nin yalancısıyım :)
Kıskanılacak ne özelliğiniz var,vallahi onuda bilmiyorum :)
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

ERKEK MİLLETİNDEN "GÜZİN ABLA" YAPARSAN....

Sevgili Erkan Ağabey..

Bana yardımcı olursunuz diye size yazıyorum..

Gecen gün ise giderken kocamı her zamanki gibi evde TV

seyrederken bıraktım. Arabamla daha 500 metre gitmedim ki motoru stop etti.

Hayli uğraşıp çalıştıramayınca kocamdan yardim almak için eve geri dondum. Eve girince gözlerime inanamadım.. Kocam komsunun kızı ile yatağımızda. .

Ben 32, kocam 34 yasında komsunun kızı ise 22.. Biz 10 yıldır

evliyiz.. Yakalanınca resmen çöktü ve itiraf etmek zorunda kaldı.. 6 aydır birliktelermis. .

Ne yapmaliyim lutfen bana yardim eder misiniz?..

Sevgilerimle

Ayse..



Sevgili Ayse;

Hava soguksa, hele bu tip kisa mesafelerde motor isinmadan

bastiysan arabalar genelde bunu yapar. Kaputu ac yakit borularina soyle bir bak, ezilme, cokuntu gibi bir sey var mi?.. Manifolt baglantilarini ve karburatoru gozden gecirt. Eger bunlar sorunu cozemezler ise sorun yakit pompasinda olabilir.

Bujilere yeterli benzin gelmiyordur. (Araban tuplu mu benzinli mi dizel mi yazmamissin) Sanirim yardimci oldum,



Erkan agabey'in...
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

880_rapiddd.jpg


Lütfen tek bir mesajda tüm içeriği giriniz. (ADMIN)
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Sinyal







Temel arabası ile Taksim Meydanında dönüp duruyordu.
Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel'i durdurup sordu:
- Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz?
Temel: - Sol sinyal takıldı da..

Yavaşla





Temel otobanda köklemiş gazı, gidiyor... Bakmış bir tabela: "YAVAŞLA 80 km." Hızını o an 80'e indirmiş Temel. Az sonra bir tabela daha: "YAVAŞLA 60 km." Temel 60'a inmiş. Merakla giderken yeniden bir tabela: "YAVAŞLA 40." - "Yolda çalışma var galiba!" deyip 40'a düşürmüş hızını. Epeyce sonra yine bir tabela: "YAVAŞLA 15 km." Talimata uyarak 15 km.'ye düşmüş Temel. Yolun en sağından tıngır mıngır gidiyor. Ama meraktan da çatlayacak. Uflaya puflaya bir saat daha gittikten sonra yeni bir tabela görmüş: "YAVAŞLA'YA HOŞ GELDİNİZ, NÜFUS: 2500"
Uy Paralar
Temel banka soymak suçundan yargılanıyormuş , son celsede hakim delil yetersizliğinden temelin tahliyesine karar vermiş . temel bunu duyunca çok sevinmiş ve bağırarak hakime ;
- uy cözünü sevdigumun hacim beyi , yani şimdi bu paralar penim oldu değil mu .....?
Soyulmuş
Temel ava çıkmış, eli boş dönmemek için kasaptan bir tavşan almış. Fadime,
- Ha pu netur, soyulmuş tavşanı nasıl avlaysun?
- Sevişirken yakaladum, çiyinmeye firsatu olmadu vurdimm onuuu..
Verdim ama
Bizim Temel, bir tv kanalinda yarismaya katilir.
Kazandigi parayi eksik verirler.
Temel sebebini sorar.
E, oyle vergi kesiyoruz" cevabini alir.
Bunun uzerine Temel, avukata basvurur. Avakut ona Televizyonu mahkemeye ver der.
Aradan zaman gecer avukat yolda Temeli gorur, ona sorar.
Ula televizyonu mahkemeye verdin mi ?
Temel cevaplar.
Verdim ama ertesi cün keri ketirdim oni...
Insan yine de televizyonsuz yapamayi! sonradan geri aldımm oni..

Temelin Vasiyeti
Yolculuktan dönen Idris, kahvede oturanlara sordu :
- Yahu pizum Temel nasil öldi?
- Kalpten cittu, dediler.
- Vasiyetu filan var miydu?
- Var idu. "Beni denize gömün" demis idu.
- Cömdünüz mü?
- Cömdük amma, mezarinu kazarken çok kayip verduk...
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Rahmetli büyük üstad Selahattin Pınar bir yandan beste yaparken diğer taraftan üç-beş kuruş kazanmak için bazı zengin çocuklarına musiki dersi verirdi.
Öğrencilerden biri bir gün,
- ''Hocam, sabahları aç karnına çiğ yumurta içmenin sesime çok faydası varmış. Ben bir haftadır bunu yapıyorum. Sesimdeki değişikliği fark ettiniz mi?'' diye sorar.

Selahattin Pınar,
- ''Oğlum, der.. İç... Hiçbir zararı yoktur!'' Bir süre sonra oğlan,


- ''Hocam, annem de çiğ yumurta sayesinde sesimin çok güzelleştiğini söyledi. Siz de farkındasınız, elbette..'' Selahattin Pınar çaresiz... Bet sesli oğlanı atsa olmayacak, ekmek parası...



-''Oğlum.. der. Yumurtanın zararı yoktur... içebilirsin...''

Çocuk hergün aynı konuya girince birgün rahmetli dayanamaz ve...
-''Ulan, eşşekoğlu eşek... der. Yumurtada keramet olsaydı, tavuk dötü bülbül gibi öterdi!''
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Nazmiye ile Veli 20 senelik evliler.

Nazmiyenin boyu 98, kilosu 198
Velinin boyu 1.98, kilosu 48

Nazmiye çok iyi bir kadın, Nazmiye çok temiz bir kadın, Nazmiye çok titiz bir kadın

Toza sinirlenir bu kadın..
Toz yere konar, tozu süpürür Nazmiye hanım.
Toz kalkar masanın üzerine konar, masayı siler Nazmiye Hanım
Toz kalkar dolaba konar, dolabı ilaçla siler Nazmiye Hanım..

Sabahtan akşama kadar toz kovalar Nazmiye Hanım..

Veli, bir gün.. işyerinde rahatsızlanır. Birazda üşütmüştür. Çıkar eve gelir.

Nazmiye açar kapıyı..

"Nazmiye ben geldim" der. Nazmiye der ki " Veli ceketini çıkar" der.
"Nazmiye bırak içeri gireyim" der ve bu arada ceketini çıkarır..

"Nazmiye çok kötüyüm, bırak içeri gireyim" der. Nazmiye der ki" ayakkabılarını çıkar Veli" der.

"Nazmiye ne olur bırak gireyim" der. "Olmaz Veli" der. Veli yalvarır " ne olursun bırak gireyim" der,

Nazmiye "pantolonunu çıkar veli, "gömleğini çıkar Veli" derken
Sonunda Veli içeri girer yatağa bir yatar ve 40 gün sonra ölür Veli.

Nazmiye dövünür, ağlar...

"günahın benim olsun Veli, tozunu alamadan gittin Veli"
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Bu çevirme karikatürünü ilk gördüğümde bayaa gülmüştüm :))
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

710 no lu parca

Bir otomobil firmasinin servis ve satis "showroom"una bir bayan musteri gelerek "710'luk kapak" aradigini soyler...
Saticilar hemen oto yedek parca bolumunden birini oraya cagirirlar ve kadinin talebini iletirler.
Herkes kadina ve birbirine saskinlikla bakar. Hic kimsenin parcayi tanimadigi, yuz ifadelerinden belli olur...
Kadin ise israrla bunun, arabasinin motorunun bir parcasi oldugunu, bir sekilde kayboldugunu ve yenisinin gerektigini soyler...
Bu esnada uyanik bir satici kadina, yedek parcanin resmini cizip cizemeyecegini sorar...
Sorunun cozulecegi umuduna kapilan kadin hemen kagit kalem isteyerek takriben 8 cm capinda bir daire cizer ve icine de "710" yazar...
Islem sonuc verir...

Servis elemanlari saclarini yolmak icin oradan uzaklasirlar. ..

710.jpg
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

i288660_94561523.jpg

i288661_arabayazilar.jpg

http://www.ressim.net/out.php/i288663_hataliysam44610.jpg[img]
[img]http://www.ressim.net/out.php/i288665_wwwmanzarabekamyonarkas.jpg
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

MUHASEBEDE.....



Seni ilk gordugum an, aksam kasa sayiminda açik vermis
veznadar gibi beynimden vurulmusa dondum. Uzun vadeli
mukerrer bakislarin altinda yildirim teftisi geciren
bir sube muduru gibi saskinim. Allah vergisi tedavul
kiymetlerin, henuz yari mamul emtiana, bayrak
merasimindeki gibi siralanmis dislerine, kirmizi
bakiye veren dudaklarina baktikça tansiyonum mevduat
grafigi gibi inip çikiyor.

Subeler cari hesabina donmus arap saçlarin tasfiye
tarihi belli olmayan ekstreler gibi sana esrarengiz
bir hava veriyor.Insallah birgun demirbasim
olursun...Seni taniyali kalbim, bilanço çalismalarina
yeni baslamis muhasebe servisi gibi karmakarisik.
Pencerenin onunde koruma gorevlisi gibi dolastigim
gunleri ve geceleri unutamiyorum. Gizli ve sahsina
gondermis oldugum sifresi kapatilmamis ask
mektuplarimi vicdaninin muhaberetinda kayda almadigina
uzuldum, nazarinda sanki bir isimsiz sertifika
gibiyim.

Ailenize iç guveysi olarak alinma teklifini, babanin
torba kadro bulunmadigi gerekçesi ile reddetmesi beni
terfisi geciken memur gibi perisan etti... Ailen
nezdinde bir kurus iz kiymeti kadar degerim yok mu?
Hiddetimden o fabrikator isveren babana ne diyecegimi
çok iyi biliyorum. Kusuruma bakma ama zaten babanin
cigeri ile italyan lireti arasinda bir fark
goremiyorum. Ama yeni memur kiyafet yonetmenligine
uygun gorunum gomlegi tasimayan ense trasim, asalet ve
kefaletim buna manidir...

Bir evet demen beni banker kuyrugunda odeme sirasi
gelmis bir vatandas gibi mutlu edecektir. Seni
istemekte herhangi bir usulsuzluk goremiyorum. Yonetim
kurulu karari gibi sana ask teklifimi her yil
yenileyemem. Bu ilk ve son teklifimdir. Ne olursun
reddetme. Askimi yillardir tahsili gecikmis
alacaklarda birakma. Butun çeyizlerinin de, su anda
annenin yediemininde bulunmasi yuva kurmamizi
engelleyemez.

Babanin cuzdanindan usulsuz yapacagin buyuk montanli
virman iki hafta balayi geçirmemize yeterli olacaktir.
Annenin boynundaki menkul kiymetlerin degeri inan bizi
iki yil odemesiz donemi olan uzun vadeli kredi almis
bir musteri kadar rahatlatacaktir.Dogum kontrol hapi
alip isgucu kayibina meydan vermezsen iki yil içinde
kayinvalidemin ongordugu çocuk sayisi hedeflerine
ulasacagimiza emin olmani isterim.

Baban sagda, solda aylik dumu soruyormus. Sana her an
askimin auvakat bilançosunu devre sonu beklemeden
çikartabilirim ama korkarsin diye çikartmiyorum. Kisa
vadeli bakkal borçlarimin çok olmasi -likitide
sikintima ragmen- aktifimde yer alan ipimle kusagim,
elbet bizi feraha çikartacaktir. Dugunumuzdeki Temsil
ve agirlama giderlerini babanin ankes limitlerinden
kullanabilsem bahtiyar olacagim. Ihracat-kredi
tebligleri gibi hergun karekter ve tutumu degisen
babani gormemek için odeme guçlugu içindeki bankerler
gibi kaçacak delik ariyorum. Ailenle mutabakat
saglarsam yaz ortasinda yakacak yardimi almis personel
gibi
sevinecegim.

Damat aday adayi olarak ailenize giris formumu
personel muduresinden donme annenin kabul etmedigi
haber almis bulunmaktayim. Seninle arama 3.sahis gibi
giren supheli alacakli suratli annene teleksli en
derin tessuflerimi bildiririm. Ailenin hukmu sahsiyeti
kiligindaki sahsiyetsiz babanada 5. icra kanali ile en
derin ve aci istirapli telbigatlarimi sunarim.......

Seni artik maliyeden vergi kaçirir gibi kaçirmaktan
baska çarem kalmadi.... Sonradan verecegin pismanlik
dilekcesini de mumameleye koymayacagimi bilmeni
isterim....

Aktif karekterim sulalenizi zamansiz amorti
edecektir.Aldigim yan odemelerle seni perensesler gibi
yasatacagima soz veriyorum. Ileride alacagim uçun
birindeki emekli masimda sana feda olsun.

Sevgilerimle
Muhasebeci Rıza ..
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

çok uzun değil mi bu şiir :)
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Selamlar,günün fıkraları :)


**********
Oniki yaşındaki oğlan ondört yaşındaki amcaoğluna soruyor:
- Abi ablam nişanlanıyor biliyorsun?

- Yaz sonu nikah varmış, bizim evde de konuşuyorlardı.

- Ben sana bir şey sormak istiyorum?

- Söyle?

- Bu nişan dedikleri ne? Evde sordum, ?Eh evlenecekler işte? diyorlar ama nişanlanınca ne oluyor, onu anlayabilmiş değilim.

- Hıııım? Zor soru, bak ben sana bir örnekle anlatayım?

- Dinliyorum.

- Diyelim ki Şubat?ta yarıyıl karnesini aldın, hepsini pekiyi getirdin. Sana bir bisiklet alıyorlar ve ?Haziran?da bütün dersleri pekiyi getir, sınıfı geç, bu bisiklet senin? diyorlar. İşte Şubat ile Haziran arasındaki o süre var ya, bisiklet senin ama binemiyorsun; o süreye ?nişanlılık dönemi? deniyor.

- Haa şimdi anladım, bisikletin var, evde duruyor; sen ona bakıyorsun o sana bakıyor; ama binemiyorsun ta ki sınıfı geçene kadar. Peki dokunmaya izin var mı?

- Vallahi onu ben de tam bilemiyorum; binmek kesinlikle yasak da, galiba ziliyle oynayabiliyorsun!

***********

Temel'le Fadime çimlere uzanmış gökyüzüne bakıyorlar.Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş.

- Temeeel, ne düşüniysun?
- Senun düşünduğuni..
- Terbiyesuz...

*************
 
Ynt: Biraz Meslekten Uzaklaşalım, Kafa Dağıtalım.

Tekerlekli Sandalye Su Topu Takımı Oyuncuları Ebediyete Uğurlandı

toplucenazetoreni.JPG


Daha ilk antremanlarında talihsiz bir şekilde yaşamlarını yitiren Trabzonspor Tekerlekli Sandalye Su Topu Takımı'nın 6 oyuncusu dün Trabzon Merkez Camiinde kılınan cenaze namazıyla ebediyete uğurlandı.

Cenaze töreninde yaptığı konuşmada olayı büyük bir talihsizlik olarak nitelendiren klüp başkanı Nihat Doğan, Trabzon'un dünyada bir ilki gerçekleştirmek amacıyla yola çıkan bu kahraman evlatlarını hiç bir zaman unutmayacağını söyledi. Konuşması sırasında zaman zaman göz yaşlarına hakim olamadığı gözlenen Doğan, tek tesellilerinin boğulmaktan son anda kurtarılan 4 sporcuları olduğunu belirterek, "inşallah bu kardeşlerimiz de en kısa zamanda sağlıklarına kavuşup yeni takım arkadaşlarıyla birlikte havuzdaki yerlerini alacaklardır" dedi.

"Hatalarımızdan Ders Alacağız!"

Bedensel engellerine rağmen azimle çalışıp dünyada bir ilki gerçekleştirmenin haklı gururunu Trabzon'a ve tüm Türkiye'ye yaşatmak isteyen sporcularıya her zaman gurur duyduklarını söyleyen Doğan, "Sanmıyorum ama eğer ortada bir yanlışlık varsa nerede hata yaptığımızı tespit edip gerekli önlemleri alacağız ve yolumuza devam edeceğiz. Eminim merhum sporcu arkadaşlarım da böyle olmasını isterlerdi. Trabzon halkı olarak bu yola başkoyduk. Bu trajik kaza biraz moralimizi bozmuş olsa da en kısa zamanda toparlanıp dünyanın ilk tekerlekli sandalye su topu takımını kurma yolunda gereken adımları kararlılıkla atacağız." dedi.


:D

facebook'ta Paylaş twitter'a Yolla friendfeed'e Yolla Allah'a Havale Et

***

KADIN ZEKASI


Bir kadınla bir adam ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur.

Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp:
-"Çok ilginç! Sen erkeksin ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir
işarettir" der.


Müthis¸ heyecanlanan adam: "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir şaşkınlıkla.

-"Bak, arabam hurdaya döndü ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" diye devam eden kadın, şarap şişesini adama uzatır.

Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri
uzatır.

Bunun üstüne adam sorar:
-"Sen içmeyecek misin?" Kadın cevap verir:

- "Hayır ben polisi bekleyeceğim"
 
Üst