Sevgili Meslektaşlerım,
Konu hakkında Danıştay kararı ektedir.
T.C.
DANIŞTAY
Dördüncü Daire
Esas No : 1996/855 Karar No: 1997/647
Özeti :
Hırsızlık nedeniyle tamamı yok olan emtianın zarar yazılması yerindedir. Ancak, çalınma olayı ile sigorta tazminatının ödenmesinin ayrı ayrı yıllarda sözkonusu olması halinde ve çalınan malların işletmeye geri dönüp dönmeyeceği kesinlik kazanmadan, cari dönemde zararın henüz gerçekleştiği kabul edilemez. Bu nedenle, emtianın sene sonunda mevcut gibi gösterilmesi ve ertesi yılda da bir taratan gider diğer taraftan da sigorta tazminatının gelir yazılması gerekir.
Temyiz İsteminde Bulunan : 1-. Vergi Dairesi Müdürlüğü
2-...........................................
1994 yılı işlemleri dönem beyannamesi verilmeden önce incelenen davacı, inceleme raporuyla tespit edilen kazancı ihtirazi kayıtla beyan ederek matrahın 260.230.014.- lira olması gerektiğini ileri sürerek fazla tahakkuk ettirilen Gelir Vergisi ve geçici verginin kaldırılması istemiyle dava açmıştır. ........1. Vergi Mahkemesinin 27.12.1995 günlü ve K: 1995/444 sayılı kararıyla; davacının işyerinde 26.12.1994 tarihinde hırsızlık olayının meydana geldiği, inceleme raporunda çalınan mal bedellerinin işletme hesabı özetinin gelir hanesinde gösterilmesi suretiyle dönem kar ve zararının hesaplandığı, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun ticari kazancın tespitine ilişkin hükümleriyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 274, 278 ve 330 uncu madde hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonunda, hırsızlık sebebiyle tamamı yok olan emtianın zarar yazılacağı ancak, çalınma olayı ile sigorta tazminatının ödenmesinin ayrı yıllarda meydana gelmesi halinde ve çalınan malların işletmeye dönüp dönmeyeceği kesinlik kazanmadan, cari dönemde zararın henüz gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden bu emtianın sene sonunda mevcutmuş gibi gösterilmesi ve ertesi yılda da bir taraftan gider diğer taraftan da sigorta tazminat tutarının gelir kaydı gerektiği, uyuşmazlık konusu olayda da hırsızlığın 26.12.1994 tarihinde meydana geldiği, çalınan mallara ait sigorta tazminatının ise 18.8.1995 tarihinde ödendiği anlaşıldığından incelemede izlenen yöntemin kanuna uygun bulunduğu, buna karşın dönem defter ve belgelerin Mahkemelerince incelenmesinden çalınan mal maliyetinin dava dilekçesinde belirtilen tutarda olduğunun tespit edilmesi nedeniyle bu tutara isabet eden vergilerin kaldırılması gerektiği gerekçesiyle tahakkukun kaldırılmasına karar verilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğü, tahakkuk ettirilen vergilerin kanuna ve usule uygun bulunduğunu; davacı ise, çalman mal bedelinin tamamının zarar olduğunun kabulüyle dönem kazancının hesaplanması gerektiğini, dava dilekçesinde bu konudaki takdirin mahkemeye bırakıldığını ileri sürerek kararın bozulmasını istemektedirler.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflarca temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar, bozulması istenilen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.
Bu nedenle, taraflar temyiz isteminin reddine 25.2.1997 gününde oybirliğiyle karar verildi.