Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Üyelik
30 Ocak 2011
Mesajlar
2
Konum
samsun
çok değerli arkadaşlar sizlerden yardım bekliyorum.başbakanlık sosyal hizmetler ve çocuk esirgeme kurumuna bağlı devletin huzurevinde işe başlamadan önce il müdürü ve komisyon üyeleri önünde mülakat olup 01.07.2006 tarihinde danışma ve yönlendirme görevlisi olarak hizmet alımı ihalesiyle kazanmış olan taşeron firma üzerinde çalışmaya başladım.beni 2006 yılının sonuna kadar ve 2007 yılının 5. ayıda dahil olmak üzere her ay benim haberim olmadan giriş çıkış göstermişler 2007 yılının 5 ayından 12. ayına kadar ise çıkış yapmadan 31.12.2007 tarihinde tekrar çıkış yapmışlar.2008 yılının ilk ayı tekrar giriş çıkış oldu ve 2008 şubat ayında ben aynı iş yerimde huzurevinde özel güvenlik görevlisi olarak çalışmaya başladım.taşeron şirket bu arada değişti tabiki yeni şirket benle şubat ayında belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladı ve 2008 yılının sonunda benim haberim olmadan 31.12.2008 tarihinde çıkış göstermiş 2009 yılının ihalesini yine aynı taşeron şirket aldı ve tekrar belirsiz süreli iş sözleşmesi imzaladım 01.01.2009 giriş 31.12.2009 tarihinde ise tekrar çıkış göstermiş 2010 yılı ihalesinide aynı şirket aldı ve 01.01.2010 tarihinde giriş yapıldı ve yine belirsiz süreli sözleşme imzaladım sonuç; 2011 yılı ihalesi için tekrar ihaleye giren bu firma bu sene ihaleyi kazanamadı ve 2010 yılının aralık ayının sonuna doğru beni arayarak istifa dilekçemi yazmamı istedi bende neden diye sorduğumda emniyetten çıkışını yapmam için lazım dedi bende istifa falan vermiyorum dedim ve beni tehdit eder nitelikte sözler kullandı bunun üzerinede ben kesinlikle istifamı yazmıyorum dedim ve daha beni arayan olmadı ssk hizmet dökümüme baktığımda benim tekrar 31.12.2010 tarihinde çıkımışı yapmışlar burdan bana herhangi bir sorun çıkarmı acaba tazminat hakkım saklımıdır.diğer bir konu ise ben 2011 yılı için yeni bir taşeron özel güvenlik şirketiyle belirli süreli sözleşme imzaladım şirket sahibine sözleşme üzerine herhangi bir tarih atayımmı diye sorduğumda atma dedi ama bende yine herhangi bir sorun olur diye sözleşme başlangıç tarihi 01.01.2011 ve sözleşme bitiş tarihi 31.12.2011 diye kendi el yazımla taih attım ve imzaladım burdan acaba bir tazminat hakkım saklı dururmu yıl sonuna kadar çalışır ve işten çıkmazsam ayrıca ben daha askere gitmedim askere giderken tazminat haklarımı kimden istemeliyim asıl işverenim olan huzurevindenmi yoksa sürekli değişen taşeron şirketlerdenmi şimdiden teşekkürler.
 
Ynt: kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Sayın Turka86 bahsini yaptığınız konuda en son irtibatınız kesilen firmadan haklarınızı hemen isteseniz çok iyi olacak. Askere ne zaman gideceksiniz bilmiyorum ancak bahsettiğiniz gibi bir dava 4 senede ancak sonuçlandı ve maalesef hakları ödemek zorunda olan firmayı bile bulamıyorsunuz en sonunda.

Huzur evine bu alacak için gidilebilir mi? tam bilmiyorum.

Bu birden fazla şirketi, onlarca evrakı içeren çok komplike bir hak arama olur. Siz askere gittiğinizde en son çıkışınızı yapan firmayı bulmak bile büyük meseledir.

Sizi üzmek istemem ama gerçekten bu hakkın talebi de alınması da büyük mesele,

bir iş hukuku uzmanıyla görüşmenizde ciddi fayda var.

saygılar
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

öncelikle verdiğiniz cevap için teşekkürler. ben şimdi 2008 şubat ayından 2011 yılına kadar aynı taşeron şirket üzerinde gözüküyorum sizin demek istediğiniz acaba son 3 yıldır aynı şirket olduğundan haklarımı istersem acaba hemen alabilirmiyim ama ben halada aynı huzurevinde çalışmaktayım yani çıkışım olmadı sadece taşeron şirket değişti istifa dilekçeside vermedim. haklarımı istemede herhangi bir süre varmıdır cevaplarınız benim için çok önemli askere ise bir dahaki seneye gitmeyi düşünüyorum.teşekkürler.
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Sayın Turka86

Taşeron şirketin değişmesi demek, sizin işvereninizin değişip bambaşka bir işverenle çalışmaya başlamanız demek. Eğer her işveren değiştiğinde hakkınızı aramazsanız bu haklarınızı sonra kimden talep edeceksiniz?

Sizin halen orda çalışıyor olmanız iş akdinizin bir tarafça feshedilmediği anlamını taşımıyor.

Siz aslında her seferinde bir iş yerinden çıkarılıp başka iş yerine tekrar işe alınıyorsunuz. Gerçekte durum böyle olmasa da resmi işlemler bu sistem üzerine yürüyor.

Şimdi tamamen farklı bir şirket geldi diyelim. Mesela ihaleyi ben aldım, kuruluşun ricası üzerine de sizin çalışmaya devam etme kararı aldım.

Siz 1 sene sonra askere giderken tazminat hakkınızı benden mi isteyeceksiniz?

sizin geçmiş dönemlerdeki kıdeminiz yeni firmanızı zerre ilgilendirmez, çünkü burada bir personel nakli yok. ihalenin yeniden görülerek tamamen farklı bir tüzel kişilikçe yeniden işe başlanması söz konusu.

eski firmanız size seni bu iş yerine devrediyoruz dedi... yeni işverende buna istinaden size bir evrak verdi mi?

elbette hayır..

yani geçmişe yönelik haklarınızı son firmadan almak imkansıza yakın bir taleptir. bunu mahkemede izah etmekte malesef çok zor oluyor.

özellikle farklı işverenlerse bu konuyu işvereninizle, daha öncesinde ise bir iş hukuku uzmanı avukat ile oturup konuşmalısınız. yoksa askere giderken tazminatınızı talep edecek firma bulmanız malesef imkansız olacak.


tekraren belirteyim tüm hizmet dökümleriniz, imzaladığınız sözleşmeler, hangi firmanın hangisi olduğuna ilişkin belgelerle birlikte bir iş hukuku avukatına danışın.
saygılar
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Yukarıdaki yorumlar neye dayanarak yapılıyor bilemiyorum ama sanki, sandalyenin arkalığına dayanılarak yapılıyor gibi görünüyor.
İş kanunun 2.maddesi açıkça belirtmiş:
'' Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur. ''
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Asıl işverenin işçilerinin alt işveren tarafından işe alınarak çalıştırılmaya devam ettirilmesi suretiyle hakları kısıtlanamaz veya daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt işveren ilişkisi kurulamaz. Aksi halde ve genel olarak asıl işveren alt işveren ilişkisinin muvazaalı işleme dayandığı kabul edilerek alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin işçisi sayılarak işlem görürler. İşletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işler dışında asıl iş bölünerek alt işverenlere verilemez.

(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Kanuna veya kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulan kamu kurum ve kuruluşları ile bunların doğrudan veya dolaylı olarak sermayesinin en az yüzde ellisine sahip oldukları ortaklıklarda, 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu veya diğer kanun hükümleri çerçevesinde, hizmet alımı amacıyla yapılan sözleşmeler gereğince, yüklenici aracılığıyla çalıştırılanlar, bu şekilde çalışmış olmalarına dayanarak;

a) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait kadro veya pozisyonlara atanmaya,

b) Bu kurum, kuruluş ve ortaklıklara ait işyerlerinin kadro veya pozisyonlarında çalışanlar için toplu iş sözleşmesi, personel kanunları veya ilgili diğer mevzuat hükümlerine göre belirlenen her türlü malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanmaya,

hak kazanamazlar.

(Ek fıkra: 1/7/2006-5538/18 md.) Sekizinci fıkrada belirtilen işyerlerinde yükleniciler dışında kalan işverenler tarafından çalıştırılanlar ile bu işyerlerinin tâbi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde kendi nam ve hesabına sözleşme yaparak üstlendiği ihale konusu işte doğrudan kendileri çalışanlar da aynı hükümlere tâbidir. Sekizinci fıkrada belirtilen kurum, kuruluş veya ortaklıkların sermayesine katıldıkları ortaklıkların kadro veya pozisyonlarında çalışan işçilerin, ortak durumundaki kamu kurum, kuruluş veya ortaklıkların kadro veya pozisyonlarına atanma ya da bu kurum, kuruluş veya ortaklıklarda geçerli olan malî haklar ile sosyal yardımlardan yararlanma talepleri hakkında da sekizinci fıkra hükümleri uygulanır. Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;

a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması,

b) Hizmet alım sözleşmeleri çerçevesinde ya da geçici işçi olarak aynı iş yerinde daha önce çalışmış olanların çalıştırılmasına devam olunması,

yönünde hükümler konulamaz.



AYRICA AYNI KONU 3 DEĞİŞİK AVIKAT GÖRÜŞÜNÜ DE BİLGİNİZE SUNARIM.

Kamu İhale Genel Tebliğinin Birinci Bölümünün XIII üncü maddesinde ''Amortisman, iş yeri hekimliği, ihbar ve KIDEM TAZMİNATI ile ilgili giderler sözleşme ve genel giderler içinde değerlendirildiğinden, idari şartnamelerin "teklif fiyata dahil olan masraflar" kısmında bu giderler için bir bedel öngörülmeyecektir.? açıklamasına yer verilmiştir.

Personel çalıştırılmasına dayalı olan hizmet alımı ihalelerinde, Kamu İhale Kurumu payı, noter masrafları gibi sözleşme giderleri ile amortisman, iş yeri hekimliği, İHBAR VE KIDEM TAZMİNATINA ilişkin giderler asgari işçilik maliyeti üzerinden %3 oranında sözleşme ve genel giderler içerisinde yer almaktadır.

İstekliler tarafından teklif verilirken bu giderler için bir bedel öngörülmeyip, asgari işçilik maliyeti üzerinden %3 oranında sözleşme ve genel giderler içerisinde kabul edilerek teklif verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla kıdem tazminatı da teklife dahil edileceğinden şirket de alt işveren olmadığından dolayı sorumluluk şirkete aittir düşüncesindeyim.



DİĞER GÖRÜŞ.....


Müteselsil sorumluluğun ortaya çıkabilmesi için işveren-alt işveren ilişkisi ve bunun için de bazı koşulların mevcut olması gerekir.Bu koşullardan; hizmette ihaleye çıkan kurumun işçisinin çalıştırılması koşulu genelde gerçekleşmemektedir.Bu koşulun eksikliği nedeni İhale ile hizmet veya mal arzında bulunan kurumlar alt işveren değil ihale makamı niteliği taşırlar.Nitekim müteselsil sorumluluğun bertaraf edilmesi hususunda bir yargıtay kararında (9HD.18/03/1998)asıl işverenle ALT İŞVERENin bu müteselsil sorumluluğu kendi aralrında anlaşma yapmak suretiyle bertaraf edemeyeceğinden bahsedilmiştir.Bu durumun ihale makamı açısından bağlayıcı olduğunu düşünmemekteyim.


AYNI DURUMDAKİ BİR HASTANEYE VERİLEN HİZMETE İLİŞKİN.

Hastanenin asıl işi bölmediği, kendisi de işçi çalıştırmadığı, , asıl işveren konumunda olmadığı, ihale makamı olduğu, idari şartnamede, işçilerin işe alınması ve çıkarılmasında yetkili makamın her ne kadar şartnamelerinde idare olsada İş kanunu 2ye göre Hizmet alımına dayanak teşkil edecek sözleşme ve şartnamelere;
a) İşe alınacak kişilerin belirlenmesi ve işten çıkarma yetkisinin kamu kurum, kuruluşları ve ortaklıklarına bırakılması yönünde hükümler konulamaz??düzenlemesinin bulunması,bu şekilde bir düzenlemenin idareye ya da KİK e itiraz edilmeyerek uygulanır hale gelmesinin hastanenin asıl işveren olması için tek başına yeterli olmadığı, sebeplerinden dolayı temizlik işini vermede hastanenin ihale makamı olduğunu düşünmekteyim.Personel çalıştırılmasına dayalı olan hizmet alımı ihalelerinde, Kamu İhale Kurumu payı, noter masrafları gibi sözleşme giderleri ile amortisman, iş yeri hekimliği, İHBAR VE KIDEM TAZMİNATINA ilişkin giderler asgari işçilik maliyeti üzerinden %3 oranında sözleşme ve genel giderler içerisinde yer almaktadır.

İstekliler tarafından teklif verilirken bu giderler için bir bedel öngörülmeyip, asgari işçilik maliyeti üzerinden %3 oranında sözleşme ve genel giderler içerisinde kabul edilerek teklif verilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla kıdem tazminatı da teklife dahil edileceğinden sorumluluk temizlik firmasına ait olup hastaneye husumet yöneltilemeyeceği kanaatindeyim.


BU İSE AKSİ YÖNDE BİR GÖRÜŞ

Taşeronlar değiştiği halde hastane değişmemektedir. İşin ihale ile yapılması ihaleye verenin asıl işveren olmasına engel değildir. Kıdem tazminatının teklife dahil edilmesi konumuzla ilgili olmayıp, asıl işvereni sorumluluktan kurtarmaz.

Asıl işveren sorumlu tutulmazsa işçilerin hakları tehlikeye girer. "Taşeron" dediğiniz bir yazıhane ve bir telefondan ibarettir. Taşeron her an depar halinde durmakta ve sorumluluklarından kaçmaya hazırdır. Ama hastane kaçamaz.

Bu nedenlerle görüşünüze katılmıyorum.

Saygılarımla


Görüldüğü gibi mesele iş hukuku ve hatta yargıtayın almış olduğu bir çok karardaki çelişkilerle, İş yerinin DEVRİ, İŞin sona ermesi vb gibi bir çok kavramları bir birine bağlayan,

Hatta hukuk forumlarında yine görülmektedir ki bkz aşağıdaki yorum.

Sayın Engin aslında haklısınız ne zaman bir işyeri devri vardır bunun tespiti çok zor. Bu durum Avrupa Birliği Adalet Divanında da tartışılmış ve temizlik, bahçe bakımı gibi işlerde nitelik ve nicelik bakımından yeterli sayıda işçinin devride işyeri devri niteliğinde olabileceğine karar verilmiştir (shmitd ve süzen kararları). Yargıtay da sanırım bu kararlardan etkilenmiş. Ancak Yargıtay işyerinin niteliğine pek bakmıyor alt işverenlerin değişmesi buna rağmen işçilerin aynı kalmasını muvaza olarak kabul etmezse, işyeri devrine ilişkin hükümleri uyguluyor.



avrupadaki mahkemelerin aldığı kararlar bile meselenin içerisine girmiş durumda. Konu hakkında alehte bir çok karar aldırabilmiş ihale ve alt işveren de mevcut.


Şimdi bütün bu yazdıklarımı şu ölçekte de değerlendiriniz.

Yukarıdaki mesajlarıma bakarsanız. Huzur evine gidilip gidilmeyeceği konusunu tam bilmediğimi.... (ki yargıtay bile emin değil)

Bu tür davaların çok karışık ve uzun süreler sürdüğünü.....

3 değişik yerde de acilen bir iş hukuku avukatına danışması gerektiğini beyan etmişim.


Şimdi sayın meslek mensubu siz bana ne hakla koltuğun arkasına dayanarak yorum yapıyor diyerek. Sadece bir kanun maddesinin bir fıkrasını kopyalayarak yetiniyorsunuz bu konuyu açıklarsanız sevinirim.
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Sayın Turka86 askere giderken tazminatınızı Huzur Evinden alabiliyormuşsunuz.

Bir görüşün bakalım yetkiliyle size tazminat mı ödeyecekler, sen onu işverenlerden isteyecektin biz ihale kurumuyuz karışmayız diyerek sizi 5 sene sürecek bir davaya mı yönlendirecekler.

Hep birlikte görelim.

Ben 100 tane ihale veren kamu kuruluşunda çalışan personel olayı yaşadım.
Kamu kurumlarının 1 tanesi de tazminatı takdim etmedi.

Bunun sebebi yargı kararı olmadan oradaki memurlar "kamuyu zarara uğratma" ile suçlanmaktan korktuklarından ihale dışı bir ödeme olarak 1TL bile yapmak istememelerinden kaynaklanmaktadır.

Ben şu kamu kuruluşunda çalıştım, ihaleyi alan firma hep değişti ama ben çalıştım. İhaleyi alan firmalardan değil de kamu kurumundan parayı aldım (dava harici) sonucunu yaşamış 1 tane Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı Yoktur.

O sebeple 5. kere söylemekten gocunmuyorum. 1 sene sonra tazminatınızı alamayacağınızdan Acil bir iş hukuku avukatıyla görüşün de davaya hazırlık yapsın bari.
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

battibalikyangider ' Alıntı:
...
Şimdi sayın meslek mensubu siz bana ne hakla koltuğun arkasına dayanarak yorum yapıyor diyerek. Sadece bir kanun maddesinin bir fıkrasını kopyalayarak yetiniyorsunuz bu konuyu açıklarsanız sevinirim.
Sn.battıbalıkyangider;
İş kanununa bağlı olarak çalışılıyorsa, ( ki bu konuda öyle)
Alt-üst işveren ilişkisinde üst işverenin de aynı derecede sorumlu olduğu açıkça belirtilmiştir.
Son işverenden istenir, o kapandıysa benden mi isteyeceksiniz tarzı yaklaşıma tepkimdi o sözler.

Alınamaz ile güzellikle alınamaz arasındaki fark dağlar kadardır.
Açılacak dava da dediğiniz gibi 5 yıl sürmez, 6-12 ay içinde sonuçlanmakta benzer davalar.Hatta dava yoğunluğunun daha az olduğu illerde daha kısa sürede de sonuçlanmaktadır bu tür davalar.

Olayın yargıtay boyutunu da düşünseniz , bu süre belki 1 yıl daha artacaktır ama kesinlikle üst işverene GİDİLEMEZ DEĞİLDİR.
Amacım, olaya özel çözüm üretmek veya fikir belirtmek değildir,genele yönelik açıklamalar yapmaktır.
Herhangi bir kanunda açık kalan noktalarla ilgili ''düşünceme göre...'' şeklinde yorumlar yapılabilir, bu yorumların benzerleri de yargıtay tarafından yapılarak kanundaki boşluk kalan noktalara emsal çözümler üretilebilir.
Ancak, kanunda çok net bir şekilde belirtilmiş olan konular zaten yoruma açık olmayan konulardır.
Örneğin işe iade davası açma şartlarından biri olan 30günlük süre ( takvim günüdür-iş günü değil) 30gün pazara geliyor diye pazartesi başvurduğunuzda o hakkınızı kaybetmiş olursunuz :) gibi.
 
Ynt: Kıdem tazminatı, belirli süreli iş sözleşmesi ve askerlik

Merhabalar 01.08.2009 yılında özel bir şirkette işe alındım.Askerlik dönemim 01.08.0211 oldugu için işten çıkmak zorundayım.Böyle bir durumda ne yapmalıyım.kıdem tazminatı alabiliyorum.Ancak ihtar tazminatı alabilirmiyim.Söyle de bir durum varki.yaklasık 1,5 senedir.ben vergi indirimi diye birşey almıyorum. hepsini toplu alabilmem için ne yapmam gerekiyor.bu durumda hakkımı nasıl aramalıyım.Ben üstlerimle muhattap olmak istemiyorum daha yasal olarak yapmam gereken dilekçe,ihtar gibi ne yapmalıyım.günlerdir okuyorum ama bir sonuca varamadım bu konuda yardımcı olursanız minnettar kalırım.Bu ay içerisinde 01.01.2011 yazan belirsiz iş sözleşmesini zorla da olsa imzaladım.tazminat alamamam gibi bir durum söz konusu mu
 

Benzer konular

Üst