15 Yıl 3600 Günü Almak İçin İşçim İstifa Etti

Önceden de ifade ettiğim gibi ,bu duruma bağlı olarak bir gün sonra , özellikle bugün ayrılıp, başka bir işverene ait işyerinde yarın (aralıksız) çalışmaya başlamış olan işciye ,tazminatının ödenmemesini tavsiye ederim.


2006 tarihli Yargıtay kararı ise tam anlattığınız gibi işçinin işten ayrıldıktan ve başka yerde işe başladıktan sonra açtığ bir dava olup orada işçi, ayrıldığı tarihte bu hakkı kazanmış olduğunu tespit ettirerek bu hakkını kullanmayı istemiş olması nedeniyle açılmış bir davaydı onu da hatırlatayım Yani burada tartıştığımız konuyla ilgisi yoktu. Özellikle de makul süre ile ilgili.

Saygılar,
Kevork


Sn.Ksimkesyan merhaba

"makul süre" var/yok noktasında malisef sizinle hemfikir olamadık(tabi bu kuru inat değil,hukuki açıdan) ancak diğer sn.üyelerde bizimle pek hemfikir değiller gibi!.(sn.Keremcem,sn.Nguroy dışında)ne dersiniz,yanılıyormuyum?
Ayrıca yukarıdaki belirttiğim hususlar ile ilgili görüşlerinizi öğrenebilirmiyiz?

Kolay gelsin
 
Son düzenleme:
Sayın Keremcem,

Yazdığınız bilgileri benim de bildiğimi tahmin ediyorsunuz herhalde. Burada istifa ve haklı fesih kavramını değil 15/3600 meselesini konuşuyoruz. Benim ısrarla üzerinde durduğum ayrıntı şu;

Burada yasaya eklenen madde istifa şartlarında bir kıdem tazminatı alma hakkı yaratmış...
Kevork
Sn.ksimkesyan sizin istifa olarak tanımlamakta ısrar ettiğiniz durum, emeklilik şartlarından yaş hariç diğer iki şartı tamamlamış olarak, yaşlılık aylığı alabileceği yaş şartını da sağlayacağı tarihe kadar beklemek kaydıyla ( elbette yaşlılık aylığı almak için beklemek / çalışmadan beklemek değil) , sözleşmeyi feshetme hakkıdır.
 
Sn. ksimkesyan, bahsettiğimiz maddde kıdem tazminatı almaya hak kazandıran durumları açıklamakta.
 
Sayın Keremcem,

Maddenin kıdem tazminatına hak kazanma şartlarını açıkladığını zaten bu tartışmanın başından beridir söylüyorum, "sizin istifa olarak tanımlamakta ısrar ettiğiniz durum, emeklilik şartlarından yaş hariç diğer iki şartı tamamlamış olarak, yaşlılık aylığı alabileceği yaş şartını da sağlayacağı tarihe kadar beklemek kaydıyla ( elbette yaşlılık aylığı almak için beklemek / çalışmadan beklemek değil) , sözleşmeyi feshetme hakkıdır. " olarak yazdığınız cümleye bakarsam bana emeklilik şartını anlatıyorsunuz derim. Emeklilik şartını elde etmekten doğan kıdem tazminatını alabilme şartı gerçekleşirse o zaman 15/3600 e gerek kalmaz. Sayın Güroyla da mutabık kaldığımız gibi burada benim görüşüm didaktik hata aslında. Yasa maddesine doğrudan bu şartları yazmış olsalar ve 506 sayılı yasaya referans vermeselerdi bu tartışmalar olmayacaktı. Ancak bu şartlarda da ben o maddenin istifa şartlarında dahi kıdem tazminatına hak kazandırıcı süre/gün imkanı olduğunu söylüyorum. Bu iş yasası kapsamında bir yorum olmalı zaten 506 sayılı yasa maddesinin tamamına gidemeyiz. SGK da zaten verdiği yasalarda 15 yıl 3600 günü doldurmuştur, kıdem tazminatı alabilir olarak veriyor yazıları, emekliliğe hak kazanmıştır olarak değil. Zaten olamaz, çünkü sigortalılık başlangıç tarihlerine göre emeklilik yıl, prim günü ve yaşlılık süreleri değişken, herkes farklı şartlarla emekli oluyor ancak iş yasasının referans olarak aldığı süre tek 15/3600 herkes bu şartı doldurabiliyor.

Bu yüzden de benim yorumumdan alıntıladığınız sonuç haricinde birşeyle ilgilenmem gerekmiyor diye düşünüyorum.

Sayın Aydemir,

sorunuzu tam anlayamadım biraz daha açıklarsanız memnuniyetle cevaplamaya gayret ederim,

saygılar,
Kevork
 
Sayın Keremcem,

Maddenin kıdem tazminatına hak kazanma şartlarını açıkladığını zaten bu tartışmanın başından beridir söylüyorum, "sizin istifa olarak tanımlamakta ısrar ettiğiniz durum, emeklilik şartlarından yaş hariç diğer iki şartı tamamlamış olarak, yaşlılık aylığı alabileceği yaş şartını da sağlayacağı tarihe kadar beklemek kaydıyla ( elbette yaşlılık aylığı almak için beklemek / çalışmadan beklemek değil) , sözleşmeyi feshetme hakkıdır. " olarak yazdığınız cümleye bakarsam bana emeklilik şartını anlatıyorsunuz derim. Emeklilik şartını elde etmekten doğan kıdem tazminatını alabilme şartı gerçekleşirse o zaman 15/3600 e gerek kalmaz.
Kesinlikle EVET, çünkü bahse konu madde , sosyal güvenlik kanunu maddesidir ve yaşlılık aylığı almaya hak kazanma koşullarını düzenlemektedir.. Sosyal güvenlik kanunu herhangi birt yerinde , istifayı, haklı sebebple feshi , veya iş kanunu ile ilgili herhangi bir düzenlemeyi getirmemiştir.
Kıdem tazminatı , sadece iş kanunu ile düzenlenmiş olup,
gerekli şartları emekli olduğunda veya
askerlik görevi nedeniyle veya
kadın çalışanın 1 yıl içinde evlenmesi sebebiyle yada
çalışanın vefatı nedeniyle veya
işveren kusurlarından kaynaklanan
gibi haklı sebeplerle SÖZLEŞMENİN FESHEDİLEREK alınabilmesine imkan tanınmıştır.
( yukarıda belirttiğim tüm şartlar , çalışanın kendi isteğiyle ayrılması durumudur, çalışanın isteği dışında gelişebilecek durumlar değildir hiçbiri. Bu durumda siz bunların tamamını istifa olarak değerlendiriyor olmalısınız)

Sosyal güvenlik kanunundaki bu düzenlemeyle , yaş gün hizmet yılını doldurduğunda yaşlılık aylığı hemen alınabileceği gibi, yaş dışında, belirlenmiş bir başka hizmet süresi ve yeterli prim gün sayısı sağlanması durumunda, yaş şartını sağlayacağı tarihte, kısmi yaşlılık aylığı alabilmesine de imkan tanınmış. Bahsettiğimiz kanun sosyal güvenlik kanunudur ve kıdem tazminatı ile ilgili en küçük bir düzenleme içermemektedir.
Yaş+gün+hizmet yılı şartlarını sağlayanların emekli olarak yaşlılık aylığı almaya başlamaları , kıdem tazminatına hak kazandıran bir sebep olarak iş kanununda düzenlenmiştir. İş kanunundaki bu düzenleme ile de sadece yaşlılık aylığı almaya başlamayı değil, ilave olarak, eksik kalan yaş şartını tamamladıklarında kısmi yaşlılık aylığı alabilecek duruma gelenlerin de , kıdem tazminatı hakkından faydalanmasına imkan tanınmıştır.

Görünen o ki, bu konuda hem fikir olamayacağız, ama uygulamadaki şekil, kıdem tazminatına hak kazandıran istifa olarak değil, kıdem tazminatına hak kazandıracak sebeple sözleşmenin feshidir.

Saygılar
 
Son düzenleme:
Sayın Keremcem,

Her şeyde hemfikir olamayabiliriz o ayrı. O zaman neden ilgili maddeye dayanarak müracaat eden herkese SGK 15/3600 yazısını veriyor ve hiçbir şartı doldurmamış olmasına rağmen kıdem hakkı kazanıyor çalışanlar, emekliliğin hiçbir şartı yokken haklı sebep nasıl doğuyor, bu konudaki görüşünüzü de söylermisiniz.

Saygılar,
Kevork
 
Bu konuya açıklık getirebilmek açısından biraz geçmişe gidelim isterseniz. Mutlaka sizlerde eski dönemi hatırlarsınız. Eskiden emekli olmak için yaş şartı falan yoktu. Kadınlarda 20, erkeklerde 25 yılını dolduran herkes derhal emekli olabiliyordu. Daha sonra da yaş şartı getirdi siyasi erk ve dediki "Sosyal güvenlik kurumlarının durumu içler acısı öyle her 20 yılı dolduran emekli olmayacak. "
Bu durum epey bir zaman sürdü ve bu süre içersinde davalar açılmaya başlandı. Ben yılımı, günümü doldurdum emekli olmaya hak kazandım ama devlet bana izin vermiyor ... kadar yıl daha bekleyeceksin emekli olmak için diyor benim mağduriyetim ne olucak demeye başladı ve davalar açıldı. Yargı da bu konularda çoğunlukla (ve normal olarak )işçi lehine karar vermeye başladı.

İşte bu madde ondan sonra idarenin eksiğini kapatmak, mağduriyetleri önlemek için yapıldı. Yani emekli olmak isteyen yılını gününü tamamlayan ama yasamanın sonradan çıkardığı başı sonu kopuk yaş yüzünden mağduriyetleri önlemek için.
Bir süre sonra bu durum ortadan kalkacaktır. Belli bir tarihten sonra çalışmaya başlayanlar yeni emeklilik rejimine tabi olucaklar ve yaştan bekleme olmayacak artık... UMARIM:sleep:
 
Sayın Aydemir,

sorunuzu tam anlayamadım biraz daha açıklarsanız memnuniyetle cevaplamaya gayret ederim,

saygılar,
Kevork

Önceden de ifade ettiğim gibi ,bu duruma bağlı olarak;
a-bir gün sonra ,
b- özellikle bugün ayrılıp, başka bir işverene ait işyerinde yarın (aralıksız) çalışmaya başlamış olan
işciye tazminatının ödenmemesini tavsiye ederim.

Makul süre (var/yok) noktasında , yukarıda belirttiğim bu tavsiyem(düşüncem)hk.görüşünüzü öğrenmek istemiştim.
Yani bu iki noktaya ilişkin düşüncemi onaylıyormusunuz,onaylamıyorsanız neden?
 
... O zaman neden ilgili maddeye dayanarak müracaat eden herkese SGK 15/3600 yazısını veriyor
Hizmet başlangıç tarihine göre , 3600gün 15 yıl şartını sağlayan her çalışana , 15 yıl hizmet süresi ve 3600 gün prim gün sayısını , ilgili madde hükmüne göre yaşlılık aylığı almak için yaş dışında gereken diğer şartları sağladığına dair yazı veriyor kurum.
Önceleri yaş şartı sağlanmadığı için bu yazıyı vermeyen kuruma karşı açılan davalar sonucunda aşağıdaki gibi yargı kararları neticesinde kurum yaş hariç gün ve hizmet süresi şartlarını tamamlayanlara bu yazıyı vermeye başlamıştır.
'' Yargıtay 10. Hukuk Dairesi`nce 2004/2111 esas ve 2004/4700 karar sayılı 25.5.2004 günü aynen onanan, Manisa İş Mahkemesi`nin 2003/143 esas ve 2004/15 sayılı 9.2.2004 tarihli kararı.
`Davacı vekili; 20.10.1986 tarihinde SSK`lı olan ve en son kendi isteği ile işten ayrılıp, 4447 sayılı kanun ile 1475 sayılı yasa maddesine eklenen 5. bendi gereğince, kıdem tazminatı almak amacıyla `Kıdem tazminatı alabilir` yazısı için SSK`ya talepte bulunduğunda 20 yıllık sigortalılık süresi olmadığı nedeniyle kabul edilmediğinden, sosyal güvenlik haklarının engellendiğini ileri sürerek SSK işleminin iptaline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SSK vekili, yazılı cevap verip 4447 sayılı yasayla 1475 sayılı yasanın 14. maddesine eklenen 5. bendine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlamış olanlara kendi istekleriyle işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı ödenebileceğinin hüküm altına alındığı, 20 yıllık sigortalılık süresinin de tamamlanması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davacının SSK sicil ve işyeri dosyaları getirtilip incelenmiştir. Davacının, 20.10.1986`da SSK`ya tescil edildiği, işten kendi isteği ile çıktığı 21.2.2003`e kadar 5748 gün prim ödediği anlaşılmıştır. Bilirkişi, ... davacının 506 sayılı yasanın geçici 81. maddesinin 4759 sayılı yasa ile değişik (C) bendinde öngörülen yaş şartı dışında en az 15 yıllık sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirdiğinden, 1475 sayılı yasanın 14. maddesinin 5. bendi gereğince, SSK tarafından kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiğini tespit etmiştir.
Hüküm; davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığı 21.2.2003 tarihi itibarıyla, 506 sayılı yasanın 81. maddesinin 4759 sayılı yasa ile değişik (C) bendinden öngörülen yaş şartı dışındaki en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödeme şartına haiz olduğundan, 1475 sayılı yasanın 14. maddesine 4447 sayılı yasanın 45. maddesiyle eklenen 5. bendi hükmü uyarınca, kıdem tazminatı yazısının verilmesi gerektiğine karar verildi.''

Kurum bu yazıyı Başvuran herkese vermiyor. her 3600 gün ve 15 yılı tamamlayana da vermiyor.

Vermeyeceğini de, gene kademeli emeklilik düzenlemesiyle açıklamış. Buna göre 4200gün ve 20 yıl istisnası da tanımlanmış sanırım bildiğiniz üzere. Yani hizmet başlangıç tarihine göre belirlenmiş o yazıyı almaya hak kazanabileceği şartlar.


hiçbir şartı doldurmamış olmasına rağmen kıdem hakkı kazanıyor çalışanlar, emekliliğin hiçbir şartı yokken haklı sebep nasıl doğuyor, bu konudaki görüşünüzü de söylermisiniz.

Yasayla düzenlenmiş, sağlanmış her hak HAKLI sebeptir , bu bahsettiğimiz durum da , ilgili sosyal güvenlik kanunun ilgili düzenlemesiyle sağlanmış/ korunmuş bir haktır, yani kıdem tazminatına hak kazanabilmek için yeterli sebeptir.

Peki siz, bir önceki mesajımdaki kırmızı renkli işaret ettiğim durumları da istifa olarak mı değerlendiriyorsunuz??
 
Son düzenleme:
Sayın Aydemir,

Tabiki bu görüşünüze katılmıyorum, nedenini de her iki yargı kararının bu konuyla ilişkili olmadığını anlatarak da söylemiştim. Maddenin kendisinde dahi bu hakkı kullananlar şu kadar süre başka yerde çalışamazlar yada iş akdi kuramazlar gibi bir şart da koymamışlar. Böyle bir süre yada şartı da bu yüzden kabul etmem mümkün değil. sizinle aynı görüşte değilim. Ancak daha önceki yorumlarımda yazdığım gibi siz böyle uygulanmasını önerebilirsiniz, ben değil. Her ikimiz de yaptırdığımız uygulamanın sonuçlarına katlanırız, ayrı.


Sayın Keremcem,

14. maddeden ne anladığımı ve daha önce neden istifadır dediğimi önceki yorumlarımda tekrar tekrar anlattım ö yüzden " yukarıda belirttiğim tüm şartlar , çalışanın kendi isteğiyle ayrılması durumudur, çalışanın isteği dışında gelişebilecek durumlar değildir hiçbiri. Bu durumda siz bunların tamamını istifa olarak değerlendiriyor olmalısınız" yorumunuzu kabul etmiyorum tabiki. Madde kıdem tazminatına hak kazanma şartlarını anlatıyor, istisna olarak sadece "bizi bu hale getiren maddedeki" 5- (Ek: 25.8.1999 -4447/45 md.) 506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle," koyulaştırdığım bölüm hariç.

Aslen meselenin fesih yada istifa olarak nitelendirilmesinin de önemi yok çünkü belgeyi getiren kıdem tazminatını alır, ki bunda mutabıkız. Benim istifa yorumumun altında yatan gerekçe İhbar öneli nedeniyledir. İstifa olarak düşünüyorum ve burada İhbar şartlarının da uygulanması gerekir, iyi olur diyorum.

Bildiğiniz üzere İşçi veya İşverenin Haklı sebeple Fesih kuralları ise başka maddelerde açıklandığından doğrudan bu maddeye ilintilendirilmesini uygun bulmuyorum, siz buluyorsunuz o ayrı.

Başka türlü bakıyoruz, katılmıyorum ama saygım var ayrı.

Saygılar,
Kevork
 
Son düzenleme:
Teşekkürler sn.ksimkesyan;
sadece düşüncenizi oturttuğunuz yeri anlayabilmek adına gerçekten öğrenmek isterim,
kıdem tazminatı almaya hak kazandıran diğer durumlar olan
kadın işçinin evlilik nedeniyle,
erkek çalışanın askerlik görevi nedeniyle
veya sağlık sebepleri olup, işverenin yeni bir görev vermemesi nedeniyle , kıdem tazminatına hak kazanarak ayrılma durumlarını da '' istifa'' olarak mı değerlendirmektesiniz?
 
Tabi bence burda en önemli nokta da İHBAR sn. Ksimkesyan bu durumda ayrılma halinde ihbar önelinin uygulanması gerektiğini idddia ediyor.
Bu iddia çok yanıltıcı.
 
Sayın Keremcem,

Kadın işçinin evlilik sebebi, istifadır ve ihbar süreleri geçerlidir. ( bir yıllık süre içinde ne zaman bu hakkın kullanılacağı yada kullanılıp kullanılmayacağı belli değil olduğu için, fesih de olsa ihbar süresi geçerlidir. )

Askerlik için yoruma gerek yok, ihbar da uygulanamıyor, akşam yazı gelir sabah gidersiniz. Tazminat ödenir.

Sağlık sebebi ise zaten 24 25 maddelerde açıklanmış. Yoruma gerek varmı.

Aslında şöyle bakarım,
1. Kıdem Tazminatına hak kazanmışmı ?
2. Şartlar nedir ?
3. İhbar şartları geçerli mi ?


Saygılar,
Kevork
 
Sayın Güroy,

Tabi bence burda en önemli nokta da İHBAR sn. Ksimkesyan bu durumda ayrılma halinde ihbar önelinin uygulanması gerektiğini idddia ediyor.
Bu iddia çok yanıltıcı.

Ben böyle düşünüyorum, bu benim savım, gerekçelerini de açıkladım. Siz buna katılmıyorsunuz kabul ediyorum ancak hiç birimiz de maalesef yasada yeterli açıklık olmadığı için kesin dayanak ortaya koyamıyoruz. O zaman "Bu iddia çok yanıltıcı" demeyin. Bu iddia bana göre doğru değil deyin kabulüm.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın Keremcem,

Kadın işçinin evlilik sebebi, istifadır ve ihbar süreleri geçerlidir. ( bir yıllık süre içinde ne zaman bu hakkın kullanılacağı yada kullanılıp kullanılmayacağı belli değil olduğu için, fesih de olsa ihbar süresi geçerlidir. )

Askerlik için yoruma gerek yok, ihbar da uygulanamıyor, akşam yazı gelir sabah gidersiniz. Tazminat ödenir.

Sağlık sebebi ise zaten 24 25 maddelerde açıklanmış. Yoruma gerek varmı.

Aslında şöyle bakarım,
1. Kıdem Tazminatına hak kazanmışmı ?
2. Şartlar nedir ?
3. İhbar şartları geçerli mi ?


Saygılar,
Kevork
Teşekkürler, konu benim açımdan kapanmıştır :)
 
Sayın Keremcem,

Kadın işçinin evlilik sebebi, istifadır ve ihbar süreleri geçerlidir. ( bir yıllık süre içinde ne zaman bu hakkın kullanılacağı yada kullanılıp kullanılmayacağı belli değil olduğu için, fesih de olsa ihbar süresi geçerlidir. )

Kevork



Bu söylediğiniz doğru değil. Evlilik nedeniyle ayrılma durumunda ihbar yoktur.


Bakınız;
EVLLK NEDENYLE KADIN ÇNN SÖZLEMESN SONA ERDRMES VE UYGULAMADA YAANAN SORUNLAR
 
Son düzenleme:
Sayın Aydemir,

Tabiki bu görüşünüze katılmıyorum, nedenini de her iki yargı kararının bu konuyla ilişkili olmadığını anlatarak da söylemiştim. Maddenin kendisinde dahi bu hakkı kullananlar şu kadar süre başka yerde çalışamazlar yada iş akdi kuramazlar gibi bir şart da koymamışlar. Böyle bir süre yada şartı da bu yüzden kabul etmem mümkün değil. sizinle aynı görüşte değilim. Ancak daha önceki yorumlarımda yazdığım gibi siz böyle uygulanmasını önerebilirsiniz, ben değil. Her ikimiz de yaptırdığımız uygulamanın sonuçlarına katlanırız, ayrı.

Sayın Ksimkesyan

Artık tekrar tekrar detaylara girmek doğru değil,çünkü hemfikir olamıyoruz.
Elbette kararlar uygulayanı bağlar,
Kısaca bu iki noktaya dair durum karşısında,işvrenlerin bu işcilerine tazminat ödemesini hukuken tavsiye edermisiniz?
 
Son düzenleme:
Eğer,
çalışanın kıdem tazminatına hak kazandıracak haklı sebeplerle feshini , siz de '' istifa '' olarak isimlendirebilirseniz,
size de doğru gelecektir Nizam bey :)


Alıntı linki verdim ama nedense Türkçe karakterler çıkmıyor. Yazı başlığı garip olmuş.

Şimdi bence burda en önemli sorun, Hem evlilik, hem de yaş nedeniyle işten ayrılma durumunda bu yazıları okuyanlar bir takım yanlış uygulamalara girip sonra da mağdur olacaklar.

Bunun dışında sn Ksimkesyan istediği uygulamayı yapar, yaptırır bize ne? Sonuçlarına katlanır, ya da tüm hukuk sistemini alt üst edecek süpriz yargı kararları alır. Biz de haa bundan sonra uygulama böyledir deriz gönül rahatlığı ile...
 
Üst