Alınan Promosyonların Muhasebeleştirilmesi

Üyelik
8 Kas 2013
Mesajlar
34
Konum
BALIKESİR
Arkadaşlar merhaba,

Şirketimiz bir telekomünikasyon şirketiyle anlaşma yaptı ve karşılığında 20.000 tutarında akaryakıt promosyonu aldı. Bu işlemin muhasebeleştirilmesi konusunda yardımlarınızı rica ediyorum.
 
Merhaba

20000 tl yi gelir tahakkuklarina aliniz. Akaryakit akdikca gelir tahakkuklarindan olagan gelir ve karlara alacak kaydi yaparsiniz

Saygilarimla.
 
Merhaba

1. kayıt
----------------/ / ---------------
181 20.000

.. 381 20.000
----------------/ / --------------

150 tl akaryakıt alınsın
----------/ / -------------
740/770 150

. 181 150
------- / / -----------------
381 150

. 649 150
-------------/ / -----------

saygılarımla
 
Turgay Beyin yaptığı kayıtlar bence kesinlikle uygun değil.

1-GVK md.37'ye göre ticari kazancın tespitinde tahakkuk esası geçerlidir, tahakkuk ise elde edilen kazancın miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesidir. Bu nedenle anlaşma imzalanıp 20.000 tutarında yakıt alma hakkı(sözleşmeden doğan nispi alacak hakkı) kazanıldığı anda gelir kaydının yapılması gerekir.

2-Bu promosyon akaryakıt kullanıldıkça gider hesapların aktarılması gerekmektedir.

______/_________________
198 20.000
...................... 649 20.000
__________/______________
740 5.000
....................198 5.000

gibi
 
Son düzenleme:
Merhaba

Cep telefonundan kopyaladigim icin belki pek duzgun cikmamistir ancak ekteki ozelge incelenirse; gelirin faydalanildigi donemde kar olmasi gerektigi hususu aciklanmaktadir.

Bu donemsellk ilkesi geregidir.

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞIAntalya Vergi Dairesi BaşkanlığıGelir ve Kurumlar Vergileri Müdürlüğü*SAYI :*B.07.1.GİB.4.07.16.01/KVK.2008.ÖZ.27/KONU :*İntifa hakkı olarak peşin tahsil edilen bedelin hangi döneme ilişkin kurum kazancı olarak vergilendirileceği.İLGİ : .... tarihli dilekçeniz

İlgide kayıtlı dilekçenizde, şirketiniz tarafından 17 yıllığına kiralanan arsa üzerine Yap-İşlet-Devret modeline göre akaryakıt istasyonu yapılacağı, arsa sahibi ile yapılan sözleşmeye göre …………………….Tic. A.Ş. lehine 17 yıl süre ile intifa hakkı tesis ettirildiği, peşin tahsil edilen intifa hakkı bedelinin intifa hakkı süresi olan 17 yıla bölünmek suretiyle mi vergilendirileceği yoksa tek defada mı gelir yazılacağı konusunda görüşümüz sorulmaktadır.5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safı Kurum Kazancı" başlıklı 6' ncı maddesinde; "Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safı kurum kazancı üzerinden hesaplanır. Safı kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır...." hükmü yer almaktadır.Safı kurum kazancının tespiti için atıf yapılan 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37' inci maddesinde, ticari kazancın tarifi yapılırken, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu hüküm altına alınmış ve ticari kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır."Vergiyi Doğuran Olay" ise 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 19' uncu maddesinde; "Vergi alacağı vergi kanunlarının vergiyi bağladıkları olayın vukuu veya hukuki durumun tekemmülü ile doğar" şeklinde ifade edilmiştir.Tacirler arasındaki faaliyetlerin belgelendirilmesi amacıyla Vergi Usul Kanununun' da yer alan fatura da tahakkuk esasına bağlı kalınarak düzenlenmektedir.Öte yandan Gelir Vergisi Kanununun 38' inci maddesi ile; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonundaki ve başındaki değerleri arasındaki müspet farktır." hükmü getirilmiş, Vergi Usul Kanununun 192' inci maddesinin dördüncü fıkrasında da, aktif toplamı ile borçlar arasındaki farkın, müteşebbisin işletmeye mevzu varlığım (öz sermayeyi) teşkil edeceği belirtilmek suretiyle kazancın tespitinde tahsil değil, tahakkukun esas alınacağı hükme bağlanmıştır.Buna göre, kurum kazancı ticari kazanç niteliği taşıdığından ve ticari kazanç gibi tespit edildiğinden elde etme yönünden tahakkuk esası geçerlidir. Tahakkuk ise gelirin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmesini ifade eder. Bunun için geliri doğuran işlemin tekemmül etmesi gereklidir.Ticari faaliyet içerisinde satılan mal veya yapılan bir hizmet bedeli taraflarca belirlenip fatura kesildiğinde gelir veya gider tahakkuk etmiş kabul edilir.Diğer taraftan, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "İntifa Hakkı ve Diğer İrtifak Hakları" başlıklı ikinci ayrımında yer alan 794 ' üncü maddesinde; intifa hakkının taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir mal varlığı üzerinde kurulabileceği, aksine düzenleme olmadıkça bu hakkın, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlayacağı, 795' inci maddesinde; intifa hakkının taşınırlardazilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulacağı, taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümlerin uygulanacağı, 803' üncü maddesinde; intifa hakkı sahibinin hakkın konusu olan malı zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkilerine sahip olduğu belirtilmiştir.Bu durumda, üçüncü kişi lehine intifa hakkı kuran gayrimenkul malikinin mülkiyet hakkının devam etmesi (bu kapsamda gayrimenkulü devredebilmesi, rehnedebilmesi ya da satabilmesi); malikin yükümlülüğünün sadece, intifa hakkı sahibinin söz konusu gayrimenkulden, bu hakkın tanındığı süreler dahilinde yönetme, kullanma ve yararlanmasına rıza göstermekten ibaret olması hususları dikkate alındığında, intifa hakkı suretiyle taşınmazın kullandırılması işleminin kiralama olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Başka bir ifadeyle intifa hakkı tesisinde satım akdinin en önemli unsuru olan "mülkiyetin nakli" söz konusu olmamaktadır. Devredilen onun mülkiyeti değil onu zilyetliğinde bulundurma, yönetme, kullanma ve ondan yararlanma yetkileridir. Kira akdi, kiralayanın kiracının ödediği veya ödeyeceği bir bedel mukabilinde bir şeyin veya bir hakkın kullanılmasını belli bir süre için kiracıya terk etmeyi taahhüt ve iltizam etmesi olarak tarif edildiğine göre intifa hakkının tesisinin de kiralama niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir.Yukarıda yer alan kanun hükümleri ve açıklamalar uyarınca; arsa sahibi ile şirketiniz arasında yapılan sözleşmeye istinaden ………………. Ticaret A.Ş. adına 17 yıl süreyle tapu kütüğünde intifa hakkı tescil edilmesi işleminin kiralama olarak değerlendirilmesi, bu kiralama karşılığı peşin olarak tahsil edilen kira gelirinin ticari kazancın tespitine ilişkin hükümlerine göre kurum kazancına dahil edilmesi ve ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.Tahakkuk esası olarak da adlandırılan bu uygulamada, gelir ve giderin kurumlar vergisi matrahının belirlenmesinde dikkate alınabilmesi için, gelir unsurlarının tahsil edilmesi, gider unsurlarının da ödeme yapılması beklenmeksizin tahukkukun yeterli olduğu açıktır. Ancak peşin ödemelerde gelir veya gider unsuru gelecek dönemlere ait ise tahakkukun hangi dönemde olduğuna veya olacağına bakılmaksızın, söz konusu gelir veya giderin dönemsellik ilkesi gereği ilgili bulunduğu dönemde dikkate alınması gerekir.Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
Turgay Bey merhaba,

Şimdi özelgenin 6009 sayılı Kanun öncesi olduğu ve bağlayıcı olduğu konusuna hiç girmeden başka şeyler söyleyeceğim.

1-Verdiğiniz özelge intifa hakları ile ilgili. İntifa hakkı sınırlı ayni hak, bizim tartıştığımız konu sözleşmeden doğan nispi hak ve tamamen farklı şeyler.

2-İntifa haklarının ne zaman gelir yazaılacağına dair literatürde çok çeşitli tartışmalar ve hatta bir biri ile çelişik özelgeler var. Konu hakkında detaylı bilgi edinmek isteyenlere değerli meslektaşım Orhan Pala tarafından yazılan "Taşınmaz Üzerinde Gerçekleştirilen İntifa Hakkı Tesisi Karşılığında Elde Edilen Gelirin Niteliği ve Beyanı Gelir İdaresi Başkanlığının İnternet Sitesinde Yer Alan İki Zıt Özelge" başlıklı makaleyi tavsiye ediyorum.

3-Özelgedeki şu cümleye ise söylecek söz bulamıyorum. "Tahakkuk esası olarak da adlandırılan bu uygulamada, gelir ve giderin kurumlar vergisi matrahının belirlenmesinde dikkate alınabilmesi için, gelir unsurlarının tahsil edilmesi, gider unsurlarının da ödeme yapılması beklenmeksizin tahukkukun yeterli olduğu açıktır."

Kim yazdıysa bu özelgeyi ticari kazanç ve serbest meslek kazancı/GMSİ arasındaki farkları bilmediği çok açık görünüyor.
 
Sayın Arkadaşlar,

Promosyonun alınması da verilmesi de esasen bir belgeye dayalıdır. Soruyu soran arkadaşımız bununla ilgili bir açıklama yapsın öncelikle. Sayın Uzman'ın yaptığı kayıtlar kesinlikle uygun değil zaten kısaca incelenirse ortada ne gelir ne gider kalıyor yani anlamsız kayıtlar konmuş oluyor sadece. Koray Beyin 196 hesabı neden kullandığını da anlayamadım sanırım yanlışlıkla oldu.

Tabi sistemin böyle gerçekleşmeyeceğini yöntemin başka olması gerektiğini de belge meselesini öğrendikten sonra anlayabiliriz.
 
Şirketle yapılan sözleşmede promosyon bedeli belirtiliyor ve karşılığında yakıt çeki (sadece belirli bir kuruluşta kullanılmak üzere) veriliyor.

Sayın ksimkesyan, söylediğinizden anladığım kadarıyla alın yakıtı kullanın ve muhasebeleştirmeyin diyorsunuz.

Diğer taraftan koraykarakaya'ın bakış açısı duruma daha uygun görünüyor.

Saygılar.
 
Sayın enisoruc,

Tahmin ettiğim gibi bir uygulama var. Size verdikleri yakıt çeki karşılığında siz gidip benzin alıp çıkıyorsunuz başka bir şeye karışmıyorsunuz. Faturalar telekomünikasyon firmasına gidiyor ve onlar tarafından ödeniyor. Bu konu biraz geniş.
1. Size yakıt tamamen teslim edilmediği için ( bu kadarlık ürün örneğin mal olsa ve stoklarınıza alınsaydı ) o zaman bir kayıt yapmayı düşünürdüm. Şimdi pek uygun görünmüyor.
2. 20.000 TL burada bir bedeli değil aslında bir sınırı belirtiyor. Siz bu tutara kadar olan akaryakıtı "0" bedelle alacaksınız. Esasen gelir de burada oluşuyor. Siz böyle bir gideri bu sözleşme olmadığı zaman harcayacağınız bir bedeli harcamadığınız için gelir zaten oluşuyor.
3. Asıl başka bir konu var ki bu ise sadece Promosyonu veren firmayı ilgilendiriyor. Yakıt size bedelsiz "TESLİM" ediliyor. Onların bu teslim nedeniyle KDV beyannamelerine konu ile ilgili olarak KDV tahakkuk ettirmeleri gerekiyor.
4. Sizin ise bu durumla ilgili olarak Nazım hesaplarınızda anı kaydı tutmanız yeterlidir diye düşünüyorum.
 
Sayın Arkadaşlar,

Promosyonun alınması da verilmesi de esasen bir belgeye dayalıdır. Soruyu soran arkadaşımız bununla ilgili bir açıklama yapsın öncelikle. Sayın Uzman'ın yaptığı kayıtlar kesinlikle uygun değil zaten kısaca incelenirse ortada ne gelir ne gider kalıyor yani anlamsız kayıtlar konmuş oluyor sadece. Koray Beyin 196 hesabı neden kullandığını da anlayamadım sanırım yanlışlıkla oldu.

Tabi sistemin böyle gerçekleşmeyeceğini yöntemin başka olması gerektiğini de belge meselesini öğrendikten sonra anlayabiliriz.

Kevork Bey 196 hesap konusunda haklısınız, doğrusu 198 olacaktı,düzelttim. Uyarı için teşekkürler.
 
Merhaba,

Sayın Simkesyan,

Bakınız, alınan akaryakıt sözü bir gelirdir, kullanılan akaryakıt bir giderdir, alınmayan; fakat alınmasına hak kazanılan akaryakıt tutarı ise firmanın mali tablolarında temsil edilmesi gereken, bir faydadır, burada anlamsız dediğiniz kayıtlar sayesinde bu durum finansal tablolara yansımaktadır. Burada elde edilen fayda, tükendikçe azalır ve finansal tablolardan yok olur, Sonuçta gelir ve gider anlamında bir artı değer kalmaz ki fiili durumda böyledir. Şimdi bu fiili durumu olduğu gibi yansıtan kayıtlara siz ortada gelir ve gider kalmıyor diye kesinlikle hatalı hükmü veriyorsunuz ya, diyecek bir şey bulamıyorum. Eğer firmanın kullandığı akaryakıtı nazım hesaplara alırsanız, gelecek dönem finansal planlamada akaryakıt giderleri 20.000 tl az görüneği için yöneticeleri yanıltmış olursunuz.

Hele bir de akaryakıt çeki verilmişse, firma bunu başka şekilde de değerlendirebilir, sözleşmede aksine hüküm yoksa satabilir mesela, veya işçilerine prim olarak verebilir. Veya çekleri kendi müşterilerine yapacağı bir kampanya içinde kullanabilir. Yani değişik şekillerde değerlendirebileceği bu çeklerin finansal tablolara yansıması gereklidir.

Soru sahibinin daha sonradan yapmış olduğu açıklama neticesinde; ortada verilen bir akaryakıt çeki olduğuna göre edinim fiili olarak gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Telekominikasyon firması ha getirip 20000 TL lik akaryakıtı firmanın tankına boşaltmış, ha git kendin al diye çek vermiş, dolayısıyla Telekominikasyon firmasının alınmayan akaryakıttan cayma ihtimali kalmadığına göre çeklerin alındığı tarihte gelir elde edilmiştir. Hal böyleyken Sayın Karakaya'nın örneklediği kayıt tekniğinin doğru bir önerme olduğuna katılıyorum.

Saygılarımla,
 
Son düzenleme:
Sayın UZMAN,

"Merhaba
20000 tl yi gelir tahakkuklarina aliniz. Akaryakit akdikca gelir tahakkuklarindan olagan gelir ve karlara alacak kaydi yaparsiniz
Saygilarimla. "

Yazmışsınız.

Şimdi "Bakınız, alınan akaryakıt sözü bir gelirdir, kullanılan akaryakıt bir giderdir, alınmayan; fakat alınmasına hak kazanılan akaryakıt tutarı ise firmanın mali tablolarında temsil edilmesi gereken, bir faydadır, burada anlamsız dediğiniz kayıtlar sayesinde bu durum finansal tablolara yansımaktadır. Burada elde edilen fayda, tükendikçe azalır ve finansal tablolardan yok olur.. "
demişsiniz.

Ve yine finansal tablolardan yok olur planlamayı yanıltır gibi gerekçeler yazmışsınız. İki yazınız arasında hiçbir tutarlılık yok. Bana şimdi elde edilmiş geliri yada "Soru sahibinin daha sonradan yapmış olduğu açıklama neticesinde; ortada verilen bir akaryakıt çeki olduğuna göre edinim fiili olarak gerçekleşmiştir." dediğiniz konuyu anlatırsanız, firmanın nasıl bir gelir elde ettiğini açıklamış olacaksınız. Yani yıl sonundaki "KAR RAKAMI İÇİNDE BU BAHSETTİĞİNİZ 20.000.-- GELİRİN NASIL YER ALDIĞINI" anlatın. Yok alelacele yazdım yanlış olmuş derseniz başka. Kullandığınız hesaplar için yorum dahi yapmıyorum.

Çeklerin başkasına devri yada satışı tamamen farklı konu o zaman da başka işlemler gerekir hiç yazmıyorum bunu yine konuyu saptırmışsınız diyerek geçiyorum. Ki bununla ilgili de sistem farklı olmalıdırı yazmıştım.

Koray Bey'in önerisi de doğruysa şimdi birde 198 hesabı nasıl kapatacağınızı da anlatın. Tabi benim yazdıklarımı da iyice inceleyerek.

Gelirin yada giderin durumunu incelerken yine meseleyi mali tablo analizine bağlamışsınız, sorumuz ve çözümümüz bu değildi. Analiz tekniklerinin bu kadar basit ve tek noktaya dayalı olmadığını zaten daha önceki yazılarda da belirtmiştik. bu konuya yine girmekte yarar yok.
 
Sn Simkeşyan'a ek olarak . Zaten konumuz bir "mali analiz " değil. Mali veya finansal analiz bambaşka bir bilim dalı ve varsayımlara göre hareket eder.
Burda öncelikle VUK ve Gelir veya Kurumlar açısından doğru olanı bulmaya çalışıyoruz.
 
Sayın UZMAN,



Ve yine finansal tablolardan yok olur planlamayı yanıltır gibi gerekçeler yazmışsınız. İki yazınız arasında hiçbir tutarlılık yok. Bana şimdi elde edilmiş geliri yada "Soru sahibinin daha sonradan yapmış olduğu açıklama neticesinde; ortada verilen bir akaryakıt çeki olduğuna göre edinim fiili olarak gerçekleşmiştir." dediğiniz konuyu anlatırsanız, firmanın nasıl bir gelir elde ettiğini açıklamış olacaksınız. Yani yıl sonundaki "KAR RAKAMI İÇİNDE BU BAHSETTİĞİNİZ 20.000.-- GELİRİN NASIL YER ALDIĞINI" anlatın. Yok alelacele yazdım yanlış olmuş derseniz başka. Kullandığınız hesaplar için yorum dahi yapmıyorum.

Çeklerin başkasına devri yada satışı tamamen farklı konu o zaman da başka işlemler gerekir hiç yazmıyorum bunu yine konuyu saptırmışsınız diyerek geçiyorum. Ki bununla ilgili de sistem farklı olmalıdırı yazmıştım.

Koray Bey'in önerisi de doğruysa şimdi birde 198 hesabı nasıl kapatacağınızı da anlatın. Tabi benim yazdıklarımı da iyice inceleyerek.

Gelirin yada giderin durumunu incelerken yine meseleyi mali tablo analizine bağlamışsınız, sorumuz ve çözümümüz bu değildi. Analiz tekniklerinin bu kadar basit ve tek noktaya dayalı olmadığını zaten daha önceki yazılarda da belirtmiştik. bu konuya yine girmekte yarar yok.

Merhaba,

İş yoğunluğundan bir süre uzak kalmak zorunda kaldım, bakınız şöyle açıklayım,

Akaryakıt kuponları alındığı zaman gelir doğar,

198 20.000
679 20000

yapılan bu kayıt firmanın 20.000 TL tutarında bir dönen varlık sahibi olduğunu belirtir. 198 hesap hesap ise akaryakıt alınca kapanır. Atıyorum 1.000 Tl lik kısmı alınmış olsun;

770/740 1000

198 1000

böylece firmanın henüz daha tüketmediği 19.000 tutarında bir dönen varlığı olduğu mali tablolarda görülecektir. Son tahlilde 198 hesap sıfırlanacak, ve MSUGT nin gelir tablosu ilkelerinde belirtildiği gibi her gelir ve gider kalemi mali tablolarda yer bulacaktır.


Sayın Guroy

Mali analiz konusunda yaptığınız yorum ilginç, Özellikle mali analiz'in başka bir bilim dalı olduğunu ve varsayımlara göre hareket ettiğini söylediğiniz kısım, Sanırım mali analiz değil bütçe planlamasından söz etmeye çalıştınız. Çünkü varsayıma gerek olmayacak buz gibi bir mali tablo elinizde. Mali analiz'i kapsam dışı bırakıp, VUK gelir ve kurumlar vergisi açısından doğru olanı bulmaya çalışmak nasıl olacak bunu da anlamış değilim, ikiside birbirinden ayrılamaz ki. Velev ki öyle neticede vergi külliyatı açısından da henüz tüketilmemiş akaryakıtın gelir unsuru olarak vergi matrahına eklenmesi gerektiği göz önüne alınırsa, bu amaca hizmet eden ve bu açıklamada özetlediğim kayıt tekniğinin uygulanması vergi külliyatı açısından da doğru bir yaklaşım olduğu açıktır.

Saygılarımla,
 
"Sayın Guroy

Mali analiz konusunda yaptığınız yorum ilginç, Özellikle mali analiz'in başka bir bilim dalı olduğunu ve varsayımlara göre hareket ettiğini söylediğiniz kısım, Sanırım mali analiz değil bütçe planlamasından söz etmeye çalıştınız. Çünkü varsayıma gerek olmayacak buz gibi bir mali tablo elinizde. Mali analiz'i kapsam dışı bırakıp, VUK gelir ve kurumlar vergisi açısından doğru olanı bulmaya çalışmak nasıl olacak bunu da anlamış değilim, ikiside birbirinden ayrılamaz ki. Velev ki öyle neticede vergi külliyatı açısından da henüz tüketilmemiş akaryakıtın gelir unsuru olarak vergi matrahına eklenmesi gerektiği göz önüne alınırsa, bu amaca hizmet eden ve bu açıklamada özetlediğim kayıt tekniğinin uygulanması vergi külliyatı açısından da doğru bir yaklaşım olduğu açıktır."


Sn Uzman;


Ben de sizin yorumlarınızı hayretle izliyorum. Olaylara farklı bir bakış açısı getirdiğinizi söylemeden geçemiyeceğim.

Evet elimizde buz gibi bir mali tablo olduğu kesin de bu mali tabloya sizin nasıl baktığınız sübjektif. Bir analiz yapmak için belli bazı verilere dayanırsınız. Bunlar yasa veya yasa hükmünde değildir. Sadece sektörlere göre yılllar boyunca hazırlanmış donelerdir.
Vurgulamak istediğim budur.
 
Son düzenleme:
Üst