Ynt: Bağımsız Denetimde Hayaller Gerçek Olur mu?
Kaynak :
http://www.tumgazeteler.com/?a=4415944
FİNANSAL krizde yaprak gibi dökülen bankalar, şirketler denetimin önemini bir kez daha ortaya çıkardı. ABD`deki banka iflasları, aynı zamanda bu bankaları denetleyen şirketlerin de sorgulanmasına sebep oldu. Ancak krizi atlatmaya çalışan uluslararası ekonomi çevreleri şimdilik bu konuyu bir kenara bırakmış durumda...
Türkiye ise son dönemde yaptığı yasal düzenlemelerle işi sıkı tutacağa benziyor. Aslına bakılırsa, bilanço denetimi ve finansal raporlama konusu Türkiye`de yeni ve bakir bir alan. Şimdilik sadece İMKB`de işlem gören şirketlerle bankalar ve sigorta şirketlerini kapsıyor. Sermaye Piyasası Kanunu(SPK) kapsamındaki şirket sayısı 320 civarında. Bu sayıya hisseleri borsada işlem görmeyen ancak çok ortaklı 244 civarında şirket de eklendiğinde, SPK`ya tabi yani denetim zorunluluğu olan 600 şirket çıkıyor.
Bankalar, sigorta şirketleri ve yabancı ortaklı şirketlerle birlikte Türkiye`de denetim yaptıran 10 bin civarında şirket olduğu tahmin ediliyor. Bu şirketleri ise SPK tarafından lisans verilen 96 denetim firması denetliyor. Ancak aktif olarak denetim sektöründe faaliyet gösteren firma sayısı 20 civarında.
Gelelim işlem hacimlerine... İşte bunu bilmek o kadar kolay değil. Keza denetim şirketleri cirolarını açıklamıyor. Yani bu konuda şeffaflık yok. Fakat muhasebe camiasında konuşulan rakamlar, denetim pazarının yıllık 200-300 milyon dolarlık işlem hacmine sahip olduğu yönünde. ABD`de sadece Ernst&Young`ın 24 milyar dolar yıllık cirosu olduğu düşünülürse, Türkiye`deki denetim pastasının büyüme potansiyeli daha iyi anlaşılabilir.
İşte pastanın büyümesinden bahsederken, bu yılın başlarında önemli gelişmeler yaşandı. Bunlardan biri, SPK`nın geçen haziran ayında çıkardığı tebliğ. Bu tebliğe göre, bir denetim şirketi aynı şirketi maksimum 7 yıl denetleyebiliyor. Tebliğ 2003 yılından itibaren geçerli olacağı için, 2010`dan itibaren SPK kapsamındaki şirketler denetçi şirketlerini değiştirmek zorunda kalacak. Aynı şekilde, yine geçen yaz aylarında iki tebliğ daha yayınlandı. Buna göre BDDK, bankalara 8 yıl, hazine ise sigorta şirketlerine maksimum 7 yıl aynı şirket tarafından denetlenme süresi getirdi.
Dolayısıyla 2010 yılı denetim pazarında canlanmaya işaret ediyor. Asıl önemlisi ise TBMM`de yasalaşması beklenen ve tüm şirketlere denetim zorunluluğu getiren Türk Ticaret Kanunu(TTK) taslağı. 1 Ocak 2009`da yasalaşması beklenen TTK taslağının sektörde hem oyuncu sayısında hem de denetlenen şirket sayısında patlamaya yol açması bekleniyor. Yeni TTK`ya göre, artık tüm ticari işletmelerin muhasebe düzeninde Uluslararası Finansal Raporlama Standartları(UFRS) ışığında hazırlanan Türkiye Muhasebe Standartları(TMS) esas alınacak. Yani bugün halka açık şirketler ile uluslararası ağların Türkiye ofisleri hariç eski standartlarla defter tutan her işletme muhasebe sistemini değiştirmek zorunda kalacak.
İkinci önemli değişim, `murakıplık müessesesi`nin kaldırılması. Yani yeni TTK, mali denetimin dış denetçiler tarafından yapılmasını zorunlu kılıyor. Şirketlerin ölçeğine göre denetleme işi, bağımsız denetim kuruluşu, serbest muhasebeci ve mali müşavir (SMMM) ile yeminli mali müşavirlere (YMM) havale ediliyor.
500 MİLYON DOLARLIK PASTA
İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası(İSMMMO) verilerine göre, TTK kapsamında anonim, limited ve komandit şirket tüzel kişiliğine sahip Türkiye genelinde 600-700 bin şirket var. Bunların 200-300 bini faaliyet dışı. Dolayısıyla mevcut durumda 10 bin civarındaki denetlenen şirket sayısının bir anda 250 bin adede çıkması bekleniyor. Buna paralel SPK, BDDK ve Hazine`nin tebliğlerinin öngördüğü sürenin sona ermesi ve yeni TTK taslağının yasalaşmasıyla 5-6 bin civarında yeni denetçiye ihtiyaç doğması bekleniyor. Sektörde halen denetim yapan şirket ve UFRS bilen denetçi sayısının azlığı bu alanı bakir hale getiriyor. Buradaki boşluğu ilk aşamada doldurması beklenen kesim ise serbest muhasebeci ve mali müşavirler.
Yeni TTK`nın yolunu gözleyen İSMMMO zaten uzun süredir kendi içinde eğitimler veriyor. İSMMMO Başkanı Yahya Arıkan, 2 yılda 10 bin uzman yetiştirdiklerini belirtiyor. `Defter tutanları denetçi yapmaya çalışıyoruz` diyen Arıkan, bu boşluğu kimseye bırakmayacaklarını iddia ediyor.
Yahya Arıkan, büyük kuruluşların denetimimin şu anda SPK kapsamında yapıldığını hatırlatarak, yeni TTK ile KOBİ ölçeğindeki firmalara da denetim zorunluluğu geleceğine dikkat çekiyor. Arıkan, ortaya çıkacak bu yeni iş alanı için de meslek mensuplarının çalışmasını istediklerini ve uluslararası büyük kuruluşlara kaptırmak istemediklerini vurguluyor.
Türkiye`de 10 yıldır faaliyet gösteren Fransız Mazars`ın Türkiye yönetici ortağı Belma Öztürk de yeni TTK yürürlüğe girdiğinde inanılmaz bir pazar genişlemesi olacağını düşünüyor. Öztürk, çok sayıda yeni denetim şirketinin kurulacağını tahmin ediyor. Öztürk`e göre SPK, BDDK ve Hazine`nin tebliğlerinin yanı sıra yeni TTK`nın yürürlüğe girmesiyle birlikte, halen 10 bin civarında olan denetlenen şirket sayısı 250 binlere ulaşabilir. Bu durumda denetçi sayısı yetersiz kalabilir. `Her serbest muhasebeci ya da mali müşavir denetim şirketi haline gelmeye çalışacaktır` diyen Öztürk, yeni TTK tasarısına göre belli bir büyüklüğün altındaki şirketlerin denetimi için SMMM`lerin yetkili olacağına işaret ediyor. Orta büyüklükteki şirketler içinse denetim şirketi ve ekipler kurulacak.
Sektörün hızla büyüyeceğine inanan Belma Öztürk, bu noktada denetim mesleğine güvenin zedelenmemesi gerektiğini belirtmeden geçemiyor. Bağımsız denetim için UFRS bilgisine dikkat çeken Öztürk, bunun da masa başında değil iş üzerinde örneklerle öğrenilebilecek bir süreç olduğunu ve 2-3 yıl süreceğini dile getiriyor.
TECRÜBE KAYBOLABİLİR
Denetlenen şirkete rotasyon getirilmesi yani denetçi firmasını 7 yıldan sonra değiştirme zorunluluğuna sektörde sıcak bakmayanlar da var. Örneğin, hem dünya hem Türkiye denetim pazarında ilk sıralarda yer alan Ernst&Young`ın Türkiye Sorumlu Ortağı Ertan Ayhan, Avrupa ülkelerinde ve ABD`de firma rotasyonu değil yönetici ortak rotasyonunun geçerli olduğunu hatırlatıyor.
`Rotasyonun amacı denetimin kalitesini artırmaksa 4 büyükler (PwC, Ernst&Young, Deloitte, KPMG) olarak buna karşıyız` diyen Ayhan, buna gerekçe olarak da denetçilerin şirketlerle ilgili yıllar boyunca edindikleri tecrübeyi kaybedecekleri endişesini gösteriyor. Ertan Ayhan, kaldı ki yeni TTK tasarısının yasalaşmasından sonra bir geçiş dönemi yaşanacağını düşünüyor:
`2010`dan itibaren şirketlerin hepsi bir anda rotasyona tabi olmayacak. Çünkü bunların bir kısmı denetçilerin daha önce değiştirmişti. Bu arada bu işi yapmak isteyen epey meslektaş var. TTK`nın çıkmasıyla önemli bir değişiklik olacak, ancak bir günde olmasını beklemek doğru değil. Hazırlık dönemi olabilir.` Ayhan, kriz ortamında denetimin öneminin daha da arttığını, bundan böyle mali tabloların okunmasının daha hassas olacağını da sözlerine ekliyor.
PricewaterhouseCoopers(PwC) Türkiye Denetim Hizmetleri Lideri Zeynep Uras da şirket değil sorumlu ortak ve baş denetçi rotasyonundan yana. Yurtdışında da ikinci seçeneğin daha ağırlıkta olduğunu hatırlatan Uras, ABD`de geçerli olan Sarbanes Oxley Yasası`nda denetim şirketi rotasyonun benimsenmeyip sadece baş denetçi rotasyonu öngörüldüğünü belirtiyor.
ABD`de yapılan bir araştırmaya atıfta bulunan Uras`a göre, denetim kalitesi, bilgi birikimi, uzmanlaşma, rekabet, maliyet ve bağımsızlık konuları ele alındığında bağımsız denetim şirketi rotasyonunun dezavantajları avantajlarından fazla. Yeni TTK tasarısıyla denetim sektöründe sağlıklı ve hızlı büyümenin süreceğini öngören Uras, yasanın önemli bir mali milat yaratacağını düşünüyor. PricewaterhouseCoopers Türkiye olarak, hem yeni TTK hem de Basel II`nin getirdiği düzenlemeler konusunda gerekli hazırlıkları yaptıklarını kaydeden Uras, kriz ortamında denetlenmiş mali tabloların çok daha öne çıktığını kaydediyor.
Sektörün diğer önemli oyuncusu KPMG Türkiye`nin Denetim Bölüm Başkanı Özkan Genç, yeni TTK`nın ciddi anlamda iş hacmi yaratacağı görüşünü paylaşıyor. 5-6 bin civarında istihdam sağlanacağını tahmin eden Genç, İSMMMO`nun denetçi yetiştirme projesine destek verdiklerini ifade ediyor.
Nasıl denetçi olunuyor?
Şirketlerin bağımsız denetimi, aslında bilançoların denetimi anlamına geliyor. Denetlenecek şirket, bu konuda bir ihale düzenliyor. Ücretlendirme ise saat hesabıyla yapılıyor. İSMMMO`nun asgari ücret tarifesine göre, 96 saate kadar saat ücreti 143 YTL. Bu süreyi aşarsa 143 YTL`nin yarısı olabiliyor. Fiyat belirlendikten sonra denetim için harcanacak saatler belirleniyor. Saat ücretiyle çarpılarak yıllık denetim bütçesi ortaya çıkarılıyor. Fiyatlar yıldan yıla yenileniyor.
Denetçi olmak için lisans eğitiminde fark aranmıyor. Ancak Türkiye`de maliye, kamu yönetimi, işletme, iktisat gibi bölümlerden mezun olmak gerekiyor. Buralardan mezun olanlar, serbest muhasebecilik sınavını geçtikten sonra mali müşavirlik sınavına giriyor. Yeminli mali müşavirler aynı zamanda denetim de yapabiliyor. Ancak UFRS`ye göre bağımsız denetim yapabilmek için sahada en az 2-3 yıl deneyim gerekiyor.
Yeni TTK çıktığında, TÜRMOB ve İSMMMO`ya kayıtlı serbest muhasebeciler ile mali müşavirlerin denetim şirketi kurmasının da yolu açılmış olacak. Hem bunların hem de mevcut denetim şirketlerinin işlem hacimlerinin büyümesiyle piyasada 5-6 bin civarında yeni elemana ihtiyaç doğacağı belirtiliyor.
Denetim pazarının büyük oyuncuları:
PricewaterhouseCoopers
Deloitte
Ernst&Young
KPMG
BDO International
Grant Thornton
Inpact International
RSM International
Baker Tilly
Kavram Bağımsız Denetim
International Eurogroup Consult
Kreston International
Karden Bağımsız Denetim
İrfan Bağımsız Denetim