Avans Ve Teminat Hs.ları Kur Değerlemesi Hk.

karakaya_

Katkı Sunan Üye
Üyelik
23 Kas 2010
Mesajlar
186
Konum
istanbul
159 340 126 326 gibi avans ve teminat hesaplarına kur değerlemesi yapmalımıyız farklı uygulamalar var
teşekkürler

 
Bazı üstadlar döviz cinsi avanslara kur değerlemesi yapılmayacağını, bazıları da yapılacağını belirtiyor. Ancak değerleme yapılacağını söyleyen üstadlar kur farkının cari dönem gelir gideriyle ilgilendirilmeyip, geçici bir hesaba alınması gerektiğini belirtiyorlar.
 
Sayın Arkadaşlar,

Yurtiçi ve Yurtdışı borçlarda iki ayrı uygulama.

Yurtdışı değerlemeleri yaparsanız doğrudan Gelir/Gider. Yurtiçi değerlemeleri yapılırsa Gelir/Gider dışı tutulmalı. Gelir/Gidere konu edebilmek için dönem sonu itibariyle Kur Farkı + KDV faturaların kesilip ilgili firmalara gönderilmesi gerekir.
 
Söz konusu hesapların değerlenmesi gerektiğini düşünüyorum. VUK 280. de alacak ve borçların değerleneceği belirtilmiştir. Bu hesaplarda yer alan tutarlarda özü itibariyle borç ve alacaktan farksızdır.
 
Döviz alım satımına yetkili müesseselerin (döviz büfelerinin) TPKK Hakkında 32 sayılı
Karar’a ilişkin 98-32/22 sayılı Tebliğ uyarınca teminat olarak .T.C.Ziraat Bankasına yaptırdığı
150.000 Alman Markının değerleme gününde, Vergi Usul Kanunu’nun 280.maddesi uyarınca döviz
cinsinden alacak olarak değerlenip değerlenmeyeceği konusundaki bir uyuşmazlığa ilişkin Danıştay
3.Dairesinin bir kararı aşağıdaki gibidir:
7

“Döviz alım satımı ile uğraşan davacı şirketin faaliyeti gereği Türk Parası Kıymetini Koruma
Hakkında 32 Sayılı Karara ilişkin 98-32/22 Sayılı tebliğ uyarınca teminat olarak Ziraat Bankası’na
yatırdığı 150.000 Alman Markının yukarıda sözü geçen Karara ilişkin 98/32-18 sayılı Tebliğ de,
Bankanın Muhtelif Borçlar Bloke Paralar hesabında izleneceği ve herhangi bir nedenle faaliyetin
sona ermesi halinde, ancak Hazine Müsteşarlığı’nın talimatı ile ilgili şirkete ödeneceği ve bu
hesaptaki tutarlara faiz ödenmeyeceği belirtildiğinden, zorunlu olarak yatırılan ticari faaliyet devam
ettiği sürece bloke tutulan döviz cinsinden teminatların istendiğinde işletmenin ticari işlerinde
kullanılması, başka bir anlamda tasarruf edilmesi olanaksızdır. Bu bakımdan bağlı değer olarak
bankada tutulan döviz cinsinden teminatın alacak olarak değerlemesi gerekmeyeceğinden, sözü edilen
teminatın ticari faaliyet sonucu doğan bir alacak olarak kabul edilmesi suretiyle hesaplanan kur
farklarından oluşan kambiyo gelirinin beyan edilmediğinden bahisle davacı şirket adına yapılan
tarhiyat kanuna uygun olmadığından, Vergi Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen kararda
hukuka uygunluk görülmemiştir.”
Danıştay’ın bu Kararı, öteden beri savunduğumuz görüş doğrultusunda olup, hukuka ve
vergilendirme ilkelerine uygun ve isabetli bir karardır. Ticari kazancın yürütülmesi için zorunlu olan,
faiz tahakkuk ettirilmeyen ve üzerinde mükellefin tasarruf hakkı bulunmayan, ancak işletmenin
feshedilmesi veya herhangi bir nedenle faaliyetine son verilmesi halinde geri alabileceği şarta bağlı bir
alacağının her yıl bir kısmının vergi yoluyla tüketilmesi, hiçbir vergilendirme kuramı ile açıklanamaz.
Bununla birlikte söz konusu teminatı alan ve üzerinde her türlü tasarrufta bulunmaya yetkili banka
aldığı bu teminatı bir borç gibi değerlemek durumundadır. Keza, banka söz konusu parayı kasasında
tutsa dahi, dönem sonunda kasadaki bu parayı Vergi Usul Kanunu’nun 280.maddesine göre
değerlemek zorundadır.
Bu karar, benzer nitelikteki teminatlar ile depozitolar için de emsal olabilecek niteliktedir.
Yabancı para cinsinden verilen teminatların tutarının bilançonun 29 nolu dipnotunda
gösterilmesi gerekir.
SONUÇ
Yabancı para cinsinden verilen depozito ve teminatların, veren yönünden tasarruf imkanı
olmaması, üzerinden bir gelir elde edilmemesi, şarta bağlı bir alacak niteliğinde bulunması
nedenleriyle mali karın (vergi matrahının) hesabında gerçek ticari bir alacak olarak değerlenmemesi,
buna karşılık bu kıymetleri alanların aldıkları depozito ve teminatlar üzerinde tasarruf yetkilerinin
bulunması, bu değerleri işletmelerinde kullanmalarının kısıtlanmaması nedeniyle bir borç olarak
değerlenmesi; bu özel durumun vergilendirme ilkeleriyle çelişmediği, tam aksine bu durumun gelirin
gerçekliği, vergi ödeme gücü ve vergi gelirlerinin sürekliliği ilkelerine uygun düştüğü, bu anlamda
Danıştay 3.Dairesinin yukarıda belirtilen Kararının son derece isabetli olduğu görüşündeyim.
 
Söz konusu hesapların değerlenmesi gerektiğini düşünüyorum. VUK 280. de alacak ve borçların değerleneceği belirtilmiştir. Bu hesaplarda yer alan tutarlarda özü itibariyle borç ve alacaktan farksızdır.

Sayın Decease,

Maddeyi yanlış biliyorsunuz. Borç ve alacakların değerlemesi değil "Yabancı Paraların Değerlemesi" ve yabancı paraya bağlı vadesi gelmemiş senetli borç ve alacaklarla ilgilidir. Bu nedenle yorumunuz da yanlış olmuş.
 
Merhaba,

Benim başıma geldi bu dövizli avans durumu, benim örneğimden hareketle;

şimdi yurtdışındaki müşteri, 21.10.2013 tarihinde 4.315,50 EURO sipariş ön ödemesi gönderdi. 20.10 tarihindeki kur 2,6807.
ben bunun için 340 avanslar hesabına aldım yani 102/340 çalıştırdım, birde nazım hesaplarda gösterdim müşterinin bu ödemesini.

Nazım hesaplarımın açılımları;

BORÇLU NAZIM HESAPLAR
900 EURO Döviz XX banka borçlar
901 müşterilerden borçlar

ALACAKLI NAZIM HESAPLAR
950 EURO Döviz XX Banka alacaklar
951 müşterilerden alacaklar.

Ancak burayı karıştırdım. Çünkü döviz banka hesabındaki euro miktarını tutarken aynen bankaya giriş 900/950, çıkış 950/900 bu şekilde kaydediyordum. Müşterilerin gönderdiği ödemeleri 951/901 mi yapmalıyım. Yoksa 901/951 mi olacak. Yani nazım hesaplarda borç alacak mantığı olacağı için erken ödemede 120 olamayacağına göre 340 a aldım ama mizan aldığımda banka ile müşterilerin borç alacak nazım hesapları ters görünüyor. Yani nazım hesap borçların biri borç bakiye diğeri alacak bakiye veriyor. Bu normal mi?


İkincisi, aynı müşteri 23.12.2013 tarihinde 7000 EURO ikinci ödemesini yapıyor, tabi daha ortada ihracat satış yok. kur:2,83 bunuda yukarıda izah ettiğim gibi kayıtlara aldım.. 102-340, emin olamasamda nazım hesaplara 901/951 şeklinde kayıt tesis ettim.

Şimdi ihracat fatura tarihi 26.12.2013. GÇB üzerindeki tarih 26.12.2013. beyanname kapanma tarihi 31.12.2013.
kur değerlemesi hangi tarihe göre yapılacak? ve KDV beyannamesinde hangi tarihli kur üzerinden gelir beyan edilecek..
ve de 340 daki avans hesabı 120 ile karşılıklı çalışınca kur farkı doğacak
 
Sayın Decease,

Maddeyi yanlış biliyorsunuz. Borç ve alacakların değerlemesi değil "Yabancı Paraların Değerlemesi" ve yabancı paraya bağlı vadesi gelmemiş senetli borç ve alacaklarla ilgilidir. Bu nedenle yorumunuz da yanlış olmuş.

Uyarı için teşekkürler. Maddenin 3. fıkrasını aşağı ekliyorum.

"Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da caridir."
 
DANIŞTAY Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
ÜÇÜNCÜ DAİRE 1999 2437 1997 1308 10/06/1999

DÖVİZ CİNSİNDEN ALINAN AVANSLARIN BORÇ OLARAK KABULÜ GEREKTİĞİNDEN DE-
ĞERLEMEYE TABİ TUTULMASI SONUCU KUR FARKLARININ DA GİDER OLARAK YAZI-
LABİLECEĞİ HK.<
Vapur acenteliği, transit nakliye ve ihracat işi ile uğraşan davacı
şirketin 1993 takvim yılı hesaplarının peşin alınan döviz bedellerine
ait kur farkı giderleri yönünden incelenmesi sonucu düzenlenen incele-
me raporuna dayanılarak bulunan matrah farkı üzerinden adına ikmalen
salınan kurumlar, geçici kurumlar vergileri ve fon payı ile bunlara
bağlı olarak kesilen kaçakçılık cezalarına karşı açılan davayı; olay-
da, davacı şirketin yapacağı ihracata ilişkin olarak peşin tahsil et-
tiği ... dolar avans, gerçek bir borç niteliğinde olmadığından, avan-
sın alındığı dönemde değerleme konusu yapılmasında ve değerlemeden o-
luşan kur farkının zarar olarak kar/zarar hesabına yazılmasında isabet
bulunmadığından ikmalen salınan kurumlar vergisi ve fon payında yasaya
aykırılık görülmediği, ikmalen ve re'sen yapılan tarhiyatlarda mahsup
imkanı kalmadığından mükerrer vergilendirmeye neden olmamak için geçi-
ci vergi tarh edilemeyeceğinden ikmalen salınan kaçakçılık cezalı ge-
çici kurumlar vergisinde yasal isabet bulunmadığı, matrah farkının,
davacı şirketin defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme ile bu-
lunduğu dikkate alındığında kesilen kaçakçılık cezasının kusur cezası-
na çevrilmesi gerektiği gerekçesiyle kısmen kabul ederek salınan ku-
rumlar vergisi ve fon payını onayan, kesilen kaçakçılık cezasını kusur
cezasına çeviren, kaçakçılık cezalı geçici kurumlar vergisini kaldıran
... Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1996/626 sayılı kararının; davacı
tarafından, ihraç edilecek emtiaya karşılık olarak alınan döviz cin-
sinden anvansın borç olduğunun kabulü gerektiği, Vergi Dairesi Müdür-
lüğünce, inceleme raporuna dayanılarak yapılan kaçakçılık cezalı tar-
hiyatın aynen onanması gerektiği ileri sürülerek bozulması istemleri-
dir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258. maddesinde değerleme,
"vergi matrahının hesaplanması ile ilgili iktisadi kıymetlerin takdir
ve tesbitidir" şeklinde tanımlandıktan sonra aynı Kanunun 280. madde-
sinde, yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayici-
nin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bede-
linin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerleme-
ye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tesbit olunacağı, bu değerle-
me esaslarının yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar
ve borçlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
Anılan Yasa hükümleri uyarınca yabancı para cinsinden olan
borçların değerleme gününde (hesap döneminin sonunda) Kambiyo Mevzuatı
uyarınca yurda getirilmesi zorunlu olan ve olmayan ayırımı yapılmaksı-
zın değerlemeye tabi tutulması ve bu değerleriyle bilançonun pasifine
yazılarak dönem kar/zararının hesaplanması gerekmektedir.
Olayda, davacı şirketin ihracat yapacağı yabancı firmalardan
döviz cinsinden aldığı avansların davacı şirketin borcu olduğunun ka-
bulü gerekmektedir. Buna göre yabancı para cinsinden olan borçların
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 280.maddesi gereğince genel tebliğ hü-
kümleriyle belirlenen kur üzerinden değerlemeye tabi tutulması ve kur
farklarının da gider olarak kaydedilmesi gerekeceğinden, Vergi Mahke-
mesince, yapılacak ihracat karşılığında alınan avansların gerçek bir
borç mahiyetinde olmadığı gerekçesiyle karar verilmesinde yasaya uyar-
lık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davacı temyiz isteminin kabulü ile ...
Vergi Mahkemesinin ... gün ve 1996/626 sayılı kararının bozulmasına,
karar verildi. (MT/ES)
(DAN-DER; SAYI:102)
 
Üst