İstifa Halinde İhbar Süresi Hakkında

Üyelik
10 Eyl 2013
Mesajlar
2
Konum
gaziantep
Merhaba;
1 yıl 8 aydan beri çalıştığım iş yerinden ayrılmak üzere istifa dilekçesi verdim fakat iş yerim 45 günlük bir süre daha durma zorunluluğumdan bahsettiler, eğer bu süreyi tamamlamadan gidersem maddi ve manevi tazminat açabileceklerini dile getirdirler. Bende 15 gün sonra ayrılmak istediğimi beyan etsemde bir şeyi değiştirmedi. Ben 45 günü tamamlamadan çıkarsam bana MANEVİ tazminat açabilir mi çalıştığım şirket ?
 
Maddi olarak sadece benden 45 günlük ücreti talep edebilir, başka birşey talep edemez doğrumudur ?
Doğrudur, elbette dava ile bu talep gerçekleşeceğinden, dava masrafları, karşı tarafın yasal vekalet ücreti ile bu miktar 45 günlük ücretinizden fazla olacaktır.
 
Sayın aragorn,

15 gün sonra ayrılacağınızı söylüyorsanız eğer geride kalan 4 haftalık süre ( sizin ihbar süreniz 6 hafta ) iki hafta 1 günü çalışarak geçireceksiniz. kalan 28-1 gün 27 günlük net ücreti ödemeyi kabul ettiğinizi bildirin "yazılı olarak" ve alacaklarınızdan tenzilini talep edin, "yazılı olarak". Bu işlemi kabul etmek ve yapmak zorundalar. Sonra dava açmak istiyorlarsa açsınlar bakalım nasıl açacaklar. İhbar Öneli sistemi böyledir uymayan bedelini öder ve iş akdi sonuçlanır. Bu şart yerine gelirse dava hakkı filan da kalmaz.


Saygılar,
Kevork
 
Burda yalnız bir noktaya itirazım var. İhbar öneli bölünemez. Yani ben 15 gününü çalışırım gerisini öderim derseniz hukuken geçerli olmaz.

Ha tamam hesaplaşmaya mahsuplaşmaya karşı taraf da sıcak bakarsa elbette anlaşmak en uygun yoldur.
 
Burda yalnız bir noktaya itirazım var. İhbar öneli bölünemez. Yani ben 15 gününü çalışırım gerisini öderim derseniz hukuken geçerli olmaz.

Ha tamam hesaplaşmaya mahsuplaşmaya karşı taraf da sıcak bakarsa elbette anlaşmak en uygun yoldur.


Sayın Güroy,

Bende kısmen katılıyorum. Yasa maddesinde bu konuyla ilgili esasen ne izin var ne de engel. Ancak Yargıtay kararları var. Maddenin amacına tamamen aykırı aslında. Çünkü bu haliyle bir iyiniyet tedbiri olmaktan çok bir ceza halini alıyor ne yazıkki.

Saygılar,
Kevork
 
Doğrudur . İşin felsefesine ve pratiğine bakarsak bende size katılıyorum. Ancak sizinde malumunuzdur ki Yargı ihbar tazminatının bölünemiyeceğini ön görüyor.
 
Burda yalnız bir noktaya itirazım var. İhbar öneli bölünemez. Yani ben 15 gününü çalışırım gerisini öderim derseniz hukuken geçerli olmaz.


............................................ karşı taraf da sıcak bakarsa elbette anlaşmak en uygun yoldur.

Katılıyorum.
"bölünmezlik" durumu karşısında doğru değil ama bu işlem,işcinin isteği üzerine işverenin de kabülü ile(bir nevi anlaşarak)gerçekleşir ise taraflar arasında sorun olmayabilir(şikayet yok,dava konusu da edilmemiş,zira öncesinde işverenin rızası var),işveren kabül etmezse işci/çalışan(tersinden bakarsak da işveren/çalıştıran) tamamını ödemek durumunda kalalabilir şeklinde düşünmekteyim.
 
Burda yalnız bir noktaya itirazım var. İhbar öneli bölünemez. Yani ben 15 gününü çalışırım gerisini öderim derseniz hukuken geçerli olmaz.

Ha tamam hesaplaşmaya mahsuplaşmaya karşı taraf da sıcak bakarsa elbette anlaşmak en uygun yoldur.

Sayın Güroy,

Bende kısmen katılıyorum. Yasa maddesinde bu konuyla ilgili esasen ne izin var ne de engel. Ancak Yargıtay kararları var. Maddenin amacına tamamen aykırı aslında. Çünkü bu haliyle bir iyiniyet tedbiri olmaktan çok bir ceza halini alıyor ne yazıkki.

Saygılar,
Kevork

Nizam beyle aynı düşüncedeyim,
İhbar önelinin bölünemez olduğu konuyla ilgili tüm yargıtay kararlarında yerleşik içtihat şeklinde tanımlanıyor,
bu konuya özel, işçinin feshinde, kanunun işçiden yana yorumlanması ilkesi nedeniyle nasıl olur bilemiyorum ama,
iş kanununda sadece işveren için tanımlanmış olan ihbar öneline karşılık gelen ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshedebilme hakkı, çalışan için tanımlanmış bir hak olmadığından,
+ ihbar önelinin bölünemez olması nedeniyle,
40.gün dahi ayrılınmış olsa, bölünemez/ bütündür denilen ihbar öneli yasaya uygun olarak kullandırılmamış olduğundan,
ihbar süresinin tamamına ilişkin tazminatın ödenmesi gerektiğini düşünüyorum.

İşverenle anlaşılması durumunda elbette kalanı ödemek te mümkün olabilecektir, ama işvereni bu yolu kabul etmeye zorlayacak bir düzenleme yok.
 
Nizam beyle aynı düşüncedeyim,
İhbar önelinin bölünemez olduğu konuyla ilgili tüm yargıtay kararlarında yerleşik içtihat şeklinde tanımlanıyor,
bu konuya özel, işçinin feshinde, kanunun işçiden yana yorumlanması ilkesi nedeniyle nasıl olur bilemiyorum ama,
iş kanununda sadece işveren için tanımlanmış olan ihbar öneline karşılık gelen ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshedebilme hakkı, çalışan için tanımlanmış bir hak olmadığından,
+ ihbar önelinin bölünemez olması nedeniyle,
40.gün dahi ayrılınmış olsa, bölünemez/ bütündür denilen ihbar öneli yasaya uygun olarak kullandırılmamış olduğundan,
ihbar süresinin tamamına ilişkin tazminatın ödenmesi gerektiğini düşünüyorum.

İşverenle anlaşılması durumunda elbette kalanı ödemek te mümkün olabilecektir, ama işvereni bu yolu kabul etmeye zorlayacak bir düzenleme yok.

Sayın Keremcem,

işaretlediğim bölüm yanlış yorum, yasanın 17. maddesi "Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır." diye şartın her iki taraf için olduğunu açıkça yazmış.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın Keremcem,

işaretlediğim bölüm yanlış yorum, yasanın 17. maddesi "Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır." diye şartın her iki taraf için olduğunu açıkça yazmış.

Saygılar,
Kevork
Ben yorum yapmadım sn.ksimkesyan, işkanunu 17.madde '' İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. '' diyor.
 
Ben yorum yapmadım sn.ksimkesyan, işkanunu 17.madde '' İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. '' diyor.

Sayın Keremcem 17. maddeyi bir kez daha gözden geçirin sizin yazdığınız gibi değil benim alıntıladığım gibi yazıyor. Bir kez daha teyit edin. Yada baktığınız kaynağı değiştirin.

Saygılar,
Kevork
 
Sayın Keremcem 17. maddeyi bir kez daha gözden geçirin sizin yazdığınız gibi değil benim alıntıladığım gibi yazıyor. Bir kez daha teyit edin. Yada baktığınız kaynağı değiştirin.

Saygılar,
Kevork



Sn Keremcem, sn Simkesyan



Hepimiz (yani burda yorum yapan forumdaşlar) İhbar önelinin tek taraflı değil, çift taraflı çalışan , zaten gerekçesinde de bunu açıklayan bir amacı olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Yasa metninde çok net belirtilmemiş olsa bile işverenin ihbar öneline ait ücreti peşin ödeyerek iş akdini nasıl fesih etme hakkı varsa, bence aynı hak çalışan için de vardır.

Diyelim siz bir yerde çalırken aldığınız ücretin 3 katı maaşla başka bir iş buldunuz. Ancak yeni işveren hemen başlamanızı istiyor. Hesap kitap yaparsınız eski işverene gidersiniz , durum böyle böyle dersiniz. Olmaz ihbar süren var derse . Buyur kardeşim işte bu da ihbar tazminatın. Hadi hoşcakal demezmisiniz?:)
 
Sayın Keremcem 17. maddeyi bir kez daha gözden geçirin sizin yazdığınız gibi değil benim alıntıladığım gibi yazıyor. Bir kez daha teyit edin. Yada baktığınız kaynağı değiştirin.

Saygılar,
Kevork
:) sn.ksimkesyan,
baktığım yer 4857 sayılı iş kanunu,
''Madde 17 - Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş sözleşmeleri;a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta
sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta
sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.
Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu
Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca
bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının
kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim
şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir.
Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin
birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan
doğan menfaatler de göz önünde tutulur.''

Alıntıladığınız kısmın hemen altında öyle yazıyor. http://www.alomaliye.com/4857_sk.pdf ( kaynağım)

İhbar süresine uymayan tarafın , ihbar tazminatı ödemesi gerektiğine dair bir şüphe yok zaten hiçbirimizde,
2 hatalı yorumunuz var,
- ihbar önelinin bütünlüğü konusunda; hastalık izinlerinin bile ihbar süresini kestiğini, ihbar öneli içindeyken alınan raporların ihbar süresinden sayılmadığını , hatırlatmak isterim. Bir kısmını çalışayım(çalıştırayım), kalanı kullanılmamış izin hakkından düşerim ( düşersin), ondan sonra kalan kısmında ücretini öderim, bu şekilde sözleşmeyi hemen feshediyorum şeklinde bir seçenek mevcut değil, ben hiç duymadım görmedim bugüne kadar.
- işçinin ihbar süresine karşılık gelen ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshedebilme hakkı konusunda; böyle bir hak yok tanımlanmış olan, işçi salt kendi kararıyla diyemez ben ihbar tazminatını ödeyerek sözleşmemi feshediyorum diye. İşverenle anlaşması durumu için elbette denecek bir şey yok.

İlk yanıtınızda belirttiğiniz, 2 hafta çalış kalanın ücretini alacaklarımdan kesilmesini kabul ediyorum şeklindeki bir dilekçenin herhangi bir sonuç doğurabilmesi mümkün olmayacaktır, işverenin kabul etmemesi durumunda.
 
Sn Keremcem, sn Simkesyan



Hepimiz (yani burda yorum yapan forumdaşlar) İhbar önelinin tek taraflı değil, çift taraflı çalışan , zaten gerekçesinde de bunu açıklayan bir amacı olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Yasa metninde çok net belirtilmemiş olsa bile işverenin ihbar öneline ait ücreti peşin ödeyerek iş akdini nasıl fesih etme hakkı varsa, bence aynı hak çalışan için de vardır.

Diyelim siz bir yerde çalırken aldığınız ücretin 3 katı maaşla başka bir iş buldunuz. Ancak yeni işveren hemen başlamanızı istiyor. Hesap kitap yaparsınız eski işverene gidersiniz , durum böyle böyle dersiniz. Olmaz ihbar süren var derse . Buyur kardeşim işte bu da ihbar tazminatın. Hadi hoşcakal demezmisiniz?:)
Demezmiyiz , elbette deriz Nizam bey, hatta önce bakarız ihbar tazminatı da ödemeden gidebilme yolu var mı diye, ( ki %99 da bu başka yol vardır derhal fesih hakkı kazandıracak bir sebep ) konu o değil ki,
ilgili maddede belirtilenden bahsediyorum, o hak sadece işverene tanınmış açıkça, işveren ihbar tazminatını ödeyerek de derhal feshedebilir diyerekte işçiyi bu hakkın kullanımının dışında bırakmış, dediğiniz gibiyse, neden sadece işveren denmiş ilgili kısımda?
 
"- işçinin ihbar süresine karşılık gelen ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshedebilme hakkı konusunda; böyle bir hak yok tanımlanmış olan, işçi salt kendi kararıyla diyemez ben ihbar tazminatını ödeyerek sözleşmemi feshediyorum diye. İşverenle anlaşması durumu için elbette denecek bir şey yok."

Diyorsunuz sn Keremcem;

Peki pratiğe bakalım. İşçi istifasını verdi ve aynı gün ben gidiyorum dedi. Ne olucak? İşveren de ver bakalım şu kadar günlük ihbar tazminatını demeyecek mi?
 
"- işçinin ihbar süresine karşılık gelen ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshedebilme hakkı konusunda; böyle bir hak yok tanımlanmış olan, işçi salt kendi kararıyla diyemez ben ihbar tazminatını ödeyerek sözleşmemi feshediyorum diye. İşverenle anlaşması durumu için elbette denecek bir şey yok."

Diyorsunuz sn Keremcem;

Peki pratiğe bakalım. İşçi istifasını verdi ve aynı gün ben gidiyorum dedi. Ne olucak? İşveren de ver bakalım şu kadar günlük ihbar tazminatını demeyecek mi?
a- diyecek ; bu durum zaten tarafların alşaması dediğimiz durum değilmidir, onlar erer muradına biz çıkalım kerevetine durumudur bu.
b- demeyecek, bir anda yüz üstü bırakıldığı için dava yoluyla tahsil edecek

Hatırlatmak isterim, soru 2 haftanın çalışılması kalanın ücretinin ödenerek feshedilebilmesi ile başlamıştı,
bu durumda 2 hafta çalışıp kalan sürenin parasını öderim diyen çalışana karşı açılan davada ödenmesi gerekecek tazminat miktarı 28günlük ücret kadar mı olacaktır, 42 günlük ücret kadar mı?
 
İhbar elbette toplam ihbar süresi kadar olacaktır. O konuda zaten aynı fikirdeyiz. Ben baştan söyledim.
 
:) sn.ksimkesyan,
baktığım yer 4857 sayılı iş kanunu,
''Madde 17 - Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir.
İş sözleşmeleri;a) İşi altı aydan az sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak iki hafta sonra,
b) İşi altı aydan birbuçuk yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak dört hafta
sonra,
c) İşi birbuçuk yıldan üç yıla kadar sürmüş olan işçi için, bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarak altı hafta
sonra,
d) İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra,
Feshedilmiş sayılır.
Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.
Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
İşverenin bildirim şartına uymaması veya bildirim süresine ait ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshetmesi, bu
Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddesi hükümlerinin uygulanmasına engel olmaz. 18 inci maddenin birinci fıkrası uyarınca
bu Kanunun 18, 19, 20 ve 21 inci maddelerinin uygulanma alanı dışında kalan işçilerin iş sözleşmesinin, fesih hakkının
kötüye kullanılarak sona erdirildiği durumlarda işçiye bildirim süresinin üç katı tutarında tazminat ödenir. Fesih için bildirim
şartına da uyulmaması ayrıca dördüncü fıkra uyarınca tazminat ödenmesini gerektirir.
Bu maddeye göre ödenecek tazminatlar ile bildirim sürelerine ait peşin ödenecek ücretin hesabında 32 nci maddenin
birinci fıkrasında yazılan ücrete ek olarak işçiye sağlanmış para veya para ile ölçülmesi mümkün sözleşme ve Kanundan
doğan menfaatler de göz önünde tutulur.''

Alıntıladığınız kısmın hemen altında öyle yazıyor. http://www.alomaliye.com/4857_sk.pdf ( kaynağım)

İhbar süresine uymayan tarafın , ihbar tazminatı ödemesi gerektiğine dair bir şüphe yok zaten hiçbirimizde,
2 hatalı yorumunuz var,
- ihbar önelinin bütünlüğü konusunda; hastalık izinlerinin bile ihbar süresini kestiğini, ihbar öneli içindeyken alınan raporların ihbar süresinden sayılmadığını , hatırlatmak isterim. Bir kısmını çalışayım(çalıştırayım), kalanı kullanılmamış izin hakkından düşerim ( düşersin), ondan sonra kalan kısmında ücretini öderim, bu şekilde sözleşmeyi hemen feshediyorum şeklinde bir seçenek mevcut değil, ben hiç duymadım görmedim bugüne kadar.
- işçinin ihbar süresine karşılık gelen ücreti peşin ödeyerek sözleşmeyi feshedebilme hakkı konusunda; böyle bir hak yok tanımlanmış olan, işçi salt kendi kararıyla diyemez ben ihbar tazminatını ödeyerek sözleşmemi feshediyorum diye. İşverenle anlaşması durumu için elbette denecek bir şey yok.

İlk yanıtınızda belirttiğiniz, 2 hafta çalış kalanın ücretini alacaklarımdan kesilmesini kabul ediyorum şeklindeki bir dilekçenin herhangi bir sonuç doğurabilmesi mümkün olmayacaktır, işverenin kabul etmemesi durumunda.

Dediğiniz gibi başlıyor;
Madde 17 - Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekir. Yani işçi ve işveren her ikiside bildirim yapmak zorundadır.

Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır. Yani yine işçi veya işveren her ikiside belirtilen şartlara uymalıdır ve uymayan taraf süreye tekabül edecek tutarda tazminat ödemek zorundadır.
 

Benzer konular

Üst